Kredi kartı aidatların geriye dönük ödenmesi konusunda tartışma büyüyor. Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF) Genel Başkanı Ali Çetin, “kredi kartı ücretlerinin 10 yıl geri dönük alınmasının” söz konusu olmadığını açıklayan Türkiye Bankaları Birliği’ni, çok açık bir yalana başvurmakla suçladı.

TÜDEF Genel Başkanı Çetin, TBB’nın kredi kartı aidatlarıyla ilgili yaptığı açıklamada çok açık bir yalana başvurduğunu ifade etti. TBB’nin “Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin, bankalara kredi kartı hamillerinden kredi kartı üyelik ücretini 10 yıllık süre içinde talep edebilmelerine imkân verdiği ve kart hamillerinin son 10 yılda ödedikleri kart ücretlerini bankalardan geri talep edebileceklerine imkân verildiği şeklinde yorumlanması söz konusu değildir” diyerek yalan söylediğini savunan Çetin, TBB’nin basın yayın organların da Yargıtay kararını haber yapmasıyla birlikte, tüketici örgütlerinin ısrarlı çağrıları sonucu tüketicinin bankalara koşarak geriye dönük 10 yıllık kart aidatları istemelerinden paniğe kapıldığını belirtti.

Çetin, “Bunu önce her bir müracaat eden tüketiciden 35 TL ekstre parası isteyerek önlemeye çalıştılar. Ancak tüketiciler 35 TL’yi verip 10 yıllık kart aidatları yanında ekstre parası olarak istenen 35 TL haksız tutarı da geri istemeye başlayınca iler tutar yanı olmayan açıklama ile tüketicileri kandırmaya çalışmaktadır” dedi.

“YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİNİN BU KONUDAKİ KARARLARI YERLEŞİK HALE GELDİ”

Bu konuda Yargıtay 13. Hukuk dairesinin kararları artık yerleşik hale geldiğini vurgulayan Çetin, Yargıtay’ın son kararla kredi kartı aidatlarını 1 ya da 5 yıl değil, geriye dönük 10 yıl iadesine olarak verdiğini vurguladı. Yargıtay’ın konuyu süre açısından değil esas açısından da tartıştığını ve karar verdiğini dile getiren Çetin, Yargıtay’ın bu konuda aldığı kararlar hakkında şu bilgileri verdi:

“Yargıtay 13 Hukuk Dairesi; ilk kararı (2007/11236 E ve 2008/2982 karar) ile kredi kartının üyelerine (tüketicilere) alış veriş ve nakit çekme hizmetinin sunulmasıyla esasen bankanın menfaati ve karı olduğu, savunmaya göre maliyet bedelinin yüksek olduğunun ileri sürüldüğü, ne var ki kart uygulamasında esasen bankaların menfaat temin ettikleri, yatırılan paraları bir süre kullandıkları bilinmekte olup buradan elde edilen menfaatler dışında ayrıca üyelik aidatı alınmasının hukuka ve iyi niyet kurallarına uygun düşmediği, hazırlanan sözleşmelere kullanıcının iştirakinin söz konusu olamayacağından konulan kurallara kredi kart sahiplerinin yükümlü olmasının kabul edilmesinin de doğru olamayacağını onadı. İkincisinde ise; (2008/4345 E. 2008/6088 Karar) ‘taraflar arasındaki sözleşme maddesinde kart kullanıcısından kart kullanım ücreti alınacağının belirtildiği, ancak sözleşmenin davacı banka tarafından matbu, standart olarak hazırlanıp boş olan kısımların rakam, isim ve adresler yazılarak doldurulduğu, sözleşmenin on iki punto koyu siyah harflerle düzenlenmediği, sözleşme hükmünün tüketici ile ayrıca müzakere edilerek kararlaştırılmadığı, böyle olunca kredi kartı üyelik ücreti alınacağına dair hükmün haksız şart olduğunu’ kabul etti. Sonuncusunda (Yargıtay 13. Hukuk Dairesi`nin 18 Temmuz 2011 tarih ve 2011/4736 E., 2011/11579 K. sayılı kararında) ise olayı hem kart aidatı istemenin yasal olup olmadığı hem de süre yönünde tartışmış ve geriye dönük 10 yılı içinde kesilen aidatların iadesine karar vermiştir. Bu kararlar emsal karardır. Hukuka saygısı olan ve Türkiye Cumhuriyetinin bir hukuk devleti olmasını isteyen her yurttaş ve özellikle her kurum bu kararlara saygı göstermek zorundadır.”

“BANKALAR BİRLİĞİ UYMAYACAĞINI İLAN EDEREK SUÇ İŞLİYOR”

Bankalar Birliği’ni hukuka saygı göstermemek ve üyesi oldukları menfaat gruplarını yargı kararlarına uymamaya çağırmakla suçlayan Çetin, “Dahası da uymayacaklarını ilan ederek suç işlemektedirler ve yalan söylemekte, tüketicileri aldatmaktadırlar” dedi.

“Hiçbir kanun maddesinde açıkça kredi kartı aidatı veya ücreti alınacağı yazmamaktadır” diyen Çetin, atıf yapılan Merkez Bankası’nın 2006/1 sayılın tebliğinde bu anlama gelebilecek madde olmadığını ifade etti. Defalarca açıkladıkları üzere Merkez Bankası’nın kendilerine verdiği yazılı cevapta söz konusu tebliğe göre bu tür masrafların alınamayacağını belirttiğine işaret etti.

“HAKSIZ ELDE EDİLEN KAZANÇ TUTARI 3.09 MİLYAR TL”

Aralık 2011 itibari ile 51 milyon 500 bin kredi kartı bulunduğunu belirten Çetin, ortalama kart ücretinin 40 TL’ye çıktığını bildirdi. Haksız elde edilen kazanç tutarının yaklaşık 3.09 milyar TL, 1.9 milyar dolar olduğunu dile getiren Çetin, açıklamalarına şöyle devam etti:

“BDDK’nın hazırladığı Bankacılıkta Yeni Gelişmeler II başlıklı raporda bankaların işletme giderlerinin yarısının komisyonlarda karşılandığı itiraf edilmiştir. Kredi kartı ve diğer alınan masrafları hesaba kattığımızda ise işletme giderlerinin tamamının faiz gelirleri dışında karşıladıkları şüphesizdir. Bu boyutta bir soygun, başka hiç bir sektörde yoktur. İşte vazgeçemedikleri soygunun boyutu budur. Tüketiciler, yalancıların yanıltma kampanyalarına aldırmadan, hukuksuz olarak alınan kredi kartı paralarınızı geri istemeye devam edin. TS Hakem Heyetleri ilk müracaat mercidir. Hükümet yapılan soygunun farkındadır. Daha önce hazırlanan ve kadük olan 4077 sayılı Tüketici yasasında konu ile gerekli yasal değişiklikler yapılmıştır. Artık bu karmaşaya son verilmeli ve yüksek yargı kararlarına uygun yasal düzenleme derhal yapılmalıdır.”

Ajanslar