Siyonist işgalcilerin Mescid-i Aksa'da Müslümanları şehit etmesi ve ibadet yapılmasını engellemesi yönündeki pervasızlığı, Diyarbakır'daki İslami Sivil Toplum Kuruluşları tarafından yapılan kitlesel basın açıklamasıyla lanetlendi.
Yapılan kitlesel basın açıklamasına katılan Yapıcıoğlu, daha sonra İLKHA'ya değerlendirmelerde bulunarak, Mescid-i Aksa'nın hâkimiyetinin Müslümanların elinden çıktıktan sonra ümmet ruhunun gün geçtikçe kaybolduğuna dikkat çekti.
Yapıcıoğlu, "Ümmetin topraklarını yöneten idareciler işgalci İsrail'le ekonomik ve siyasi ilişkilerini sürdürürlerse, Filistin'deki kardeşlerine gönderdikleri gıda, giyim ve inşaat malzemelerinin Siyonistlerin kontrolünden geçirilmesini kabul ederlerse ve bunu da sineye çekebiliyorlarsa elbette Siyonistler Mescid-i Aksa'nın içersine girecek olan Müslümanların üstünü aramayı, oraya giriş-çıkışları kontrol etmeyi kendisine bir hak olarak görecektir. Bu hakkı biz verdik! Eğer İslam ülkelerinin yöneticileri oradaki Siyonist terör şebekesini bir devlet olarak kabul etmeye ve onlarla ilişkiler kurmaya devam ederlerse onlar gittikçe daha da pervasızlaşacaktır. Ve emin olun o gücü kendilerinde bulabilirse mescidi yıkacaklardır. Ama Allah'ın izniyle buna güç yetiremeyecekler." dedi.
"Siyonist çete oradan sökülüp atılmadan hiç kimseye rahat yoktur"
"Bütün Müslümanların dikkatini şu noktaya çekmek istiyorum ki Mescid-i Aksa'nın hâkimiyeti Müslümanların elinden çıktıktan sonra ümmet ruhu iyiden iyiye kayboldu." diyen Yapıcıoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"Orası Beytül Makdis, mahşer ve mahşer yeridir. Orası tekrar bizim dirileceğimiz, tekrar yeşereceğimiz, kök salıp dallarımızı uzaklara uzattığımız yer olacaktır. Ben öyle inanıyorum ki Müslümanlar Kudüs'ün etrafında birlik olup yeniden özgürlüğüne kavuştururlarsa işte o gün yeniden ümmet olabileceklerdir. Eğer daha önce Darusselam olarak isimlendirilen Mescid-i Aksa ve çevresi gerçekten bir selam yurdu olursa ki, bu da ancak isimi selamet kökünden, aynı kökten gelen İslam'ın oraya hâkimiyetiyle olabilir. Oraya selamet ve barış hâkim olduktan sonra ben inanıyorum ki dünyanın da barışı görmesi, bütün bir bölgenin, İslam beldelerinin barışla tanışması mümkün olacaktır. Ve o habis ur, Siyonist çete oradan sökülüp atılmadan hiç kimseye rahat yoktur. Bunu herkes böyle bilmeli. Eğer biz onları geri adım atmak zorunda bırakmazsak, buna zorlamazsak onlar adım adım ilerleyecekler. Bizi adım adım geriletecekler. Bizim mahremimize girecekler. İşte üçüncü Harem-i Şerif, Mescid-i Aksa şu anda o pis Siyonist potinler, postallarla kirletiliyor maalesef. Geri çekilmek istemiyorsak; kendi yerlerimizi, kendi mescitlerimizi, kendi haremlerimizi onlara terk etmek istemiyorsak onları geriletmek zorundayız. Onları geriletmenin yolu da dediğim gibi ümmetin yeniden o ruhu kuşanması, yeniden birlik olmasıdır."
"Cesaretleri bizim dağınıklığımızdandır, yoksa küfrün ortak özelliği korkaklıktır"
Siyonistlerin korkması için karşılarına yeniden Selahattin'lerin dikilmesi gerektiğini vurgulayan Yapıcıoğlu, son olarak şunları söyledi:
"Cesaretleri bizim dağınıklığımızdandır, yoksa küfrün ortak özelliği korkaklıktır. Ayeti kerimede Allah-u Teâlâ'nın buyurduğu gibi, 'Allah'ın mescidlerinde O'nun isminin oralarda zikredilmesine mani olan ve onların harap olması için çalışandan daha zalim kim olabilir? Onlar oralara (mescidlere) ancak korkarak girebilirler.' Ama biz cesaretimizi kaybettiğimiz için, birliğimiz kaybettiğimiz için, yumruğumuzu sıkamadığımız için, onların bize karşı merhamete gelmesini beklediğimiz için onlar gittikçe gazaba geliyor. Eğer onlara karşı biz gazaba gelirsek, eğer biz onlara onların davrandığı gibi merhametsizce davranırsak, yani merhamet etmeyene merhamet etmez isek, herkese hak ettiği muamelede bulunursak, emin olun onlar korkacaklar. Ama onların korkması için karşılarına yeniden Selahattin'lerin dikilmesi gerekiyor. İnşallah o Selahattin'ler yola çıkmıştır. Kudüs'e varmaları inşallah çok uzun zaman almayacaktır." (Emrah Deniz, Abdurrahman Tetik- İLKHA)