Terör rejimi İsrail'in geçtiğimiz günlerde 3 Müslümanı Mescid-i Aksa'da şehit ettikten sonra mescidi ibadete kapatmasına onlarca sivil toplum kuruluşundan oluşan Bingöl İslami Kardeşlik ve Dayanışma Platformu, kitlesel basın açıklamasıyla tepki gösterdi.
Cuma namazı sonrasında merkez Genç Caddesi Dörtyol Saat Kulesi önünde bir araya gelen birçok vatandaş, organize edilen basın açıklamasına katılarak, İsrail'e lanetler okudu.
İslami Kardeşlik ve Dayanışma Platformu adına yapılan basın açıklamasını okuyan Bilal Arslan, İslam coğrafyasındaki her işgalin, fitne ve terörün içinde olan işgalci İsrail'in, son birkaç aydır barbarlığını ve vahşiliğini Kudüs ve Mescid-i Aksa merkezli daha da arttırdığını söyledi.
Arslan, "Ezanın yasaklanması; sokak ortasında, evlerinin önünde, mescit avlularında gün aşırı Filistinli Müslümanların şehit edilmesi, 1967'den bu yana ilk kez bu cuma Mescid-i Aksa'da cumaya izin verilmemesi İsrail zulmünün giderek artan alçaklığına birkaç örnektir. İsrail, Müslümanları kışkırtmaya yönelik aşağılık davranışlarına devam ediyor." dedi.
Kudüs'ün İslam ümmetinin kalbi olduğunu dile getiren Arslan, sözlerine şöyle devam etti: "Bizim burada ve şu an Türkiye'nin her tarafında toplanmamız sadece bir semboldür. Bu, ümmet, hak, adalet ve mazlumlar için hiçbir fedakârlık ve yardımdan hatta canımızı bile feda etmekten çekinmeyeceğimizin görüntüsüdür. Kudüs, ümmetin kalbidir. Bingöl, Bağdat, Halep, Sana, Kabil, İslamabad tüm İslam şehirleri bu bedenin birer uzvudur. Hadisi- şerifin diliyle birinin acısı ve sevinci bir diğerinindir. Bir bedenin uzuvları hükmünde olan ümmetin birbirinden ayrı gayrı olması, birinin diğerini düşmanına terk etmesi, ona cephe alması mümkün değildir. Bunu büyük şeytan ABD, Batı, Rusya, İsrail ve diğer iş birlikçiler böyle bilmelidir. Allah şahit olsun ki hak, adalet ve İslam adına birimiz hepimiz, hepimiz birimiz içiniz."
"Bunu halkımız ve tüm dünya bilsin ki ümmet coğrafyasında akan kanın, iç savaşların ve terör olaylarının arkasında İsrail doğrudan ya da dolaylı olarak vardır." diyen Arslan, "İsrail'in kurulduğundan beri izlediği politikası asla değişmemiştir. Allah'a karşı asi, peygamberlerine karşı hain ve komplocu ve Kur'an diliyle lanetlenmiş Siyonist bir zihniyetten beklenen ancak budur. Biz Bingöllü Müslümanlar olarak İsrail terör devletine, ABD ve bilumum emperyalist güçlere ilan ediyoruz ki Filistin'den Suriye'ye, Mısır'dan Doğu Türkistan'a, Myanmar'dan Yemen'e kadar zalimlere karşı İslami kimlikleriyle onurla mücadele eden Müslüman kardeşlerimiz direnişlerinde yalnız değiller. 'Müslümanlar ancak kardeştirler' ilkesi bizim için her şeyden önemlidir." ifadelerini kullandı.
"İsrail sadece Müslümanlar için değil insanlık için bir beladır, kanser hücresidir"
Arslan, İsrail'in sadece Müslümanlar için değil, insanlık bir bela ve kanser hücresi olduğunu vurgulayarak, "İsrail'in silahlı teröristleri ayaklarındaki kirli postallarla Mescid-i Aksa'ya girdiler. Aynı kirli postallarla Kıble Camii'nin içinde terör estiren bu silahlı vampirler camide bulunan Kur'an-ı Kerimleri yerlere attılar, üzerlerinde gezindiler. Cami içindeki Müslümanları tartakladılar. Dışarıda olayları protesto eden Müslümanların üzerine ses bombası, gaz bombası ve plastik mermi ile saldırdılar. Çıkan çatışmada kardeşlerimiz şehit oldu ve yaralandı. Terör örgütü İsrail'in ve aynı örgütün silahlı unsurlarını ne devlet olarak ne muhatap olarak kabul etmiyoruz. Çünkü İsrail sadece Müslümanlar için değil, insanlık için bir beladır, bir kanser hücresidir." şeklinde konuştu.
"Müslümanların sessizliği, parçalanmışlığı İsrail'i cesaretlendirmektedir"
Müslümanların sessizliği ve parçalanmışlığının terör şebekesini cesaretlendirdiğini belirten Arslan, "Siyonist çeteyi başa bela eden ve bu küstahça davranışlarına kaynaklık eden, Batı'dan aldığı cesaret ve dış ilişkiler adına onlarla anlaşma imzalayan, elçilik açtıran işgüzar Müslüman idarecilerdir. Birleşmiş Milletler, NATO, ABD ve Avrupa Birliği ve yerli iş birlikçiler İsrail'in her sapkınlığına el altından ya da açıktan destek olmaktadır. İslam coğrafyasının parçalanmışlığı, Müslümanların sessizliği, İsrail'i cesaretlendirmektedir." dedi.
Bir ırkın üstünlük ve seçilmişliğini iddia eden Siyonizm'in insanlığa ancak köle düzenini getirebileceğine dikkat çeken Arslan, şunları söyledi: "Bilelim ki terör devleti İsrail var olduğu müddetçe bu coğrafyanın barış ve huzura kavuşması, ümmetin bir ve beraber olması mümkün olmayacaktır. Bölgedeki etnik kavgaların, mezhep savaşlarının ve de tüm terör olaylarının baş aktörü İsrail'dir. Haliyle ilk kıblemiz olan Mescid-i Aksa'nın işgali kabul edilemez. İsra ve miracın şehri Kudüs'ün işgali kabul edilemez. Etrafı bereketlendirilmiş ve mübarek kılınmış Filistin topraklarının işgali kabul edilemez. Mübarek kılınmış topraklarda, mübarek kılınmış bir şehirde ve mübarek kılınmış bir mabette küstah İsrail'in silahlı unsurlarının kanlı ve kirli postalları ile dolaşması en aşağılık bir davranıştır. Bir ırkın üstünlüğünü ve seçilmişliğini iddia eden Siyonizm'in insanlığa getireceği ancak ve ancak köle düzenidir."
"Kudüs, yüzyıllar önce Haçlı ordularınca işgal edildiğinde sapkın Hristiyanlar şehirde Müslüman ve Yahudi katliamı yaptılar." diyen Arslan, "Aynı şekilde Kudüs, Siyonist Yahudilerin eline geçtiğinde onlar da Müslüman ve Hristiyan katliamı yapmışlardır. Sapkın ve Allah'ın gazabına uğrayanlarla beraber yürümenin insanlığa bir faydası yoktur ve bugün Siyonist İsrail'in, iç güvenlik bakanı olarak nitelendirdiği insan kasaplarından Gilad Erdan, tüm Müslümanların gözüne bakarak 'Mescid-i Aksa bizim elimizde. Açılıp kapanması konusunda ilk ve son söz İsrail'e aittir. Diğer devletlerin konuyla ilgili ne düşündüklerini umursamıyoruz!' demesi bir meydan okumadır." ifadelerini kullandı.
Bölgeye barış ve huzur gelmesinin öncellikli yolunun Kudüs'ten geçtiğini ifade eden Arslan, "Hz. Davut'un Kudüs'e hâkimiyeti insanlığa saadet getirmiştir. Hz. Süleyman'ın Kudüs'e hâkimiyeti insanlığa huzur getirmiştir. Hz. Ömer Kudüs'ü fethetmiş ve oradaki tüm insanların can ve mal emniyetini sağlamış, bölgeye huzur ve saadet getirmiştir. Selahaddin Eyyub-i Kudüs'ü yeniden fethetmiş ve aynı şekilde oradaki tüm insanların her türlü hakkını teminat altına almıştır." şeklinde konuştu.
Arslan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Siyonist İsrail'in Mescid-i Aksa, Kudüs ve Filistin'deki politikası Müslümanların parçalanmışlığına endekslidir. Siyonist İsrail'in topraklarımızdaki varlığının vebali tüm İslam ülkelerinindir. Bu küstahlıklar karşısında tüm hükümetler öncelikle Siyonist İsrail'le olan ilişkilerini kesmelidirler. Buradan hükümete ve diğer Müslüman ülkelerin idarecilerine sesleniyor ve diyoruz ki '15 Temmuz kalkışmasındaki, Mısır'daki Sisi darbesinin, Suriye'deki katliamın ve Katar'la ilişkilerin kesilmesinin üst aklı ABD, AB, Rusya ve Siyonist İsrail'dir.' Buradan çağrıda bulunuyoruz: İsrail Büyükelçiliğini kapatın ve büyükelçiyi gönderin. İsrail ile 28 Haziran 2016'da ve önceden imzalanan tüm anlaşmaları feshedin. İsrail ile yeni bir ticari anlaşma imzalamayın, ticaret hacmini küçültün ve kısa sürede sıfırlayın. Mescid-i Aksa'nın tasarruf hakkının Müslümanlarda olduğunu ilan edin ve bunu uygulamalarınızla gösteriniz. Atacağınız doğru ve kararlı adımlarla başta Filistinli Müslümanlar olmak üzere ümmetin yüreğine su serpin ki diğer mazlum coğrafyalar da bu cesaretle silkinebilsin."
"Zafer inananlarındır ve zafer yakındır"
Son olarak Arslan, "Sonuç olarak, inanıyoruz ki zafer inananlarındır ve zafer yakındır. Bütün dünya Müslümanları şunu artık anlamalıdır ki İslam ümmetinin huzuru ve kurtuluşu ancak birlik ve beraberlikte yani kardeşlik ve vahdettedir. Zaman, ümmetin özelde Ortadoğu'da ve dünyanın her tarafında çektiği çile ve ıstıraba 'Artık yeter!' demek için haykırma zamanıdır. Zaman, Haçlı ve Siyonist zihniyetinin dünyalık menfaatleri için Müslümanlara çektirdiğine yeter demenin zamanıdır." dedi.
Basın açıklamasının okunmasının ardından İlahiyatçı Sadullah Arpa tarafından dua edildi. (İLKHA)