Depresyonun hangi sebeplerden ortaya çıktığı, ne tür olumsuz sonuçlara yol açtığı ve depresyon ilaçları kullanırken nelere dikkat edilmesi gerektiği hususuna değinen uzmanlar, tedavi yöntemleri hakkında bilgilendirmelerde bulundu.
İstanbul Şişli Memorial Hastanesinden Uzman Psikolog Gizem Mine Çölümlü, depresyon ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi vererek, hastaları uyardı.
Çölümlü, "Kendinizi mutsuz ve yorgun hissediyorsanız, uykularınız kaçıyorsa, gün içinde sık sık baş ve boyun bölgeniz ağrıyorsa bu durum depresyonda olduğunuza işaret ediyor olabilir. Sadece psikolojik olarak değil, fizyolojik anlamda da kişiyi olumsuz etkileyen depresyon, fark etmeden gelerek yaşam kalitenizi düşürüyor. Bu durumda yakın çevrenin tavsiyeleri üzerine ilaç almaya başlamak ya da kendi kendine sorunun üstesinden gelmeye çalışmak daha ciddi tablolara yol açabiliyor." dedi.
"Her 50 kişiden biri depresyon yaşıyor"
Depresyonun her 50 kişiden birinde göründüğüne ve Türkiye'de en sık görülen rahatsızlıklar arasında yer aldığına dikkat çeken Çölümlü, sözlerine şöyle devam etti: "Kişide psikolojik olduğu kadar fiziksel rahatsızlığa da yol açan depresyon, 'psikiyatrik rahatsızlıkların nezlesi' olarak tanımlanmaktadır. Toplum ve aile içindeki bazı sorumluluklar; sevinç, coşku, üzüntü, öfke, keder, huzursuzluk ve endişe gibi duygu değişimlerin yaşanmasına neden olmaktadır. Bu sancılı süreçler kontrol altına alınmadığında ise depresyon ortaya çıkabilmektedir."
Depresyonun başlıca belirtileriyle ilgili Çölümlü, "Konsantrasyon problemi, karar vermede, hatırlamada sorun yaşamak, açıklanamayan baş, boyun ve bel ağrısı, uykusuzluk ya da aşırı uyuyarak uyku değişikliği, enerjideki azalmanın sürekli bir yorgunluk yaşatması, sorumsuz davranışların sebep olduğu dikkatsiz araba kullanma ya da kumar oynamak, çaresizlik hissi, karamsarlık, öfke ya da tahammülsüzlük, kendini ajite ve huzursuz hissetmek, yineleyen ölüm düşüncesi, intihar girişimi, kadınlarda uyku hali, erkeklerde öfke nöbetleri ile kendini gösteriyor." ifadelerini kullandı.
Depresyon kadınlarda daha fazla görülüyor
Her hastalığın olduğu gibi depresyonun da genetik sebeplerden ortaya çıkabileceğini söyleyen Çölümlü, "Genetik sebeplerin dışında yalnızlık, ilişkilerde yaşanan problemler, ekonomik sorunlar ve çocukluk çağında yaşanan travmalar en önemli sebeplerdir. Nedenleri aynı olsa da kadınlarda erkeklerden iki kat daha fazla depresyon görülmektedir. Erkeklerdeki en önemli belirtileri tahammülsüzlük, yorgunluğa eşlik eden öfke, sinirlilik, şiddet ve umursamaz davranışlar, kadınlarda ise yoğun bir şekilde suçluluk, uykuda artış, iştah ve kilo artışı olarak kendini göstermektedir." şeklinde konuştu.
"Depresyon kişiyi intihara sürükleyebilir"
İnsanın hayatının bir döneminde yaşadığı depresyonun, tedavi edilmediği takdirde duygusal hasarlara, hatta kişiyi intihara sürükleyebileceğini belirten Çölümlü, depresyon hastalarının kendi kafalarına göre ilaç kullanmamalarına ve tedavilerini uzmanların gözetiminde yapmaları gerektiğine dikkat çekti.
Son olarak Çölümlü, "Depresyon belirtileri yaşayan kişilerin mutlaka alanında uzman bir psikolog tarafından tedavi edilmesi gerekmektedir. Çünkü uygulanan ilaç ve psikoterapi ile kalıcı bir tedavi uygulanabilir. Psikoterapide depresyona neden olan yanlış inanışlar ve düşünce kalıpları yeniden yapılandırılarak, hastanın daha etkin bir biçimde sorunlarını yönetebilmesi sağlanabilmektedir. Depresyon tedavisinde, ilaç tedavisi ve psikoterapi kombinasyonu şeklinde bir tedavi görmek kalıcı ve sağlam bir iyileşme için çok önemlidir. Uzman doktor önerisi ve takibi ile başlanan ilaç desteği, düzenli aralıklarla ve sürekli bir takip şeklinde olmalıdır. Depresyon başlangıç, yoğunluk ve süreklilik özellikleri kişiden kişiye değiştiği için bilinçsiz ve kontrolsüz kullanılan ilaç ve ertelenen terapi desteği iyileşme sürecini olumsuz etkileyebilmektedir. Sadece gözlem altında ve uzman iş birliği içinde tedavi süreci güvenli ve etkin bir şekilde kontrol edilebilir. Süreci destekleyici psikoterapi görüşmeleriyle de depresyondaki yanlış inanışlar ve düşünce kalıpları yeniden yapılandırılır. Ayrıca psikoterapi ile danışanın daha etkin bir biçimde sorunlarını yönetebilmeleri sağlanır." dedi. (İLKHA)