ABD destekli gerçekleşen FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminin yıl dönümü dolayısıyla Gaziantep İl Müftülüğü tarafından "Ezanları Susturan Darbelerden, Darbeleri Susturan Selalara" konulu konferans düzenlendi.

Gaziantep İl Müftülüğü Konferans Salonunda düzenlenen programa, Diyanet İşleri Başkanlığı Teftiş Kurulu Başkanı Prof. Dr. İsmail Karagöz, Gaziantep Vali Yardımcısı Halil Uyumaz, Gaziantep Vakıflar Bölge Müdürü İsa Güven, İl Müftüsü Ahmet Çelik, ilçe müftüleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve müftülük personeli katıldı.

Hafız Musa Bilir'in Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan program, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 15 Temmuz darbe gecesini konu alan sinevizyon gösterimi ile devam etti.

Programa konuşmacı olarak katılan Diyanet İşleri Başkanlığı Prof. Dr. İsmail Karagöz, "Ülkemizi 15 Temmuz Sürecine Getiren Dini Değerlerin İstismarı ve Din Algısına Verdiği Zarar" başlıklı bir konuşma yaptı.

FETÖ'nün kuruluşu ve günümüze kadar nasıl geldiğiyle ilgili tespitlerde bulunan Karagöz, Fethullah Gülen'e ait vaazlar ve yazılar incelendiğinde açık ve gizli amaçları olduğunu, kendi emellerine ulaşmak için dini değerleri istismar ettiği değerlendirmesinde bulundu.

Konuşmasına darbe kalkışmasından bu yana Diyanet'ten FETÖ ile ilişkili olduğundan dolayı ihraç edilen ve haklarında halen soruşturma devam edenler ile ilgili bilgi vererek başlayan Karagöz, şu ana kadar 6 bin kişinin soruşturmasının yapıldığını ve 3 bin kişinin de ihraç edildiğini söyledi.

Karagöz, "2016 yılı 16-17 Temmuz'dan itibaren bizim camiamızdaki bu örgüte bir şekilde bulaşmış bu insanların incelemesini ve soruşturmasını yaptık. Şu ana kadar da 3 bin personelimiz görevinden ihraç edildi. Taşralarda yaptığımız soruşturmalarla birlikte yaklaşık 6 bin kişinin soruşturması yapıldı." dedi.

"Diyanet neden FETÖ ile ilgili uyarmadı?" eleştirilerini de haklı bulduklarını belirten Karagöz, 'Neden Diyanet İşleri Başkanlığı veya siz bugün burada söyleyeceklerinizi 15 Temmuz'dan önce söylemediniz' diyebilirsiniz. Böyle düşünürseniz bunda 'haksızsınız' diyemem." ifadelerini kullandı.

FETÖ'nün peygambersiz bir din kurmaya çalıştığını söyleyen Karagöz, "Siz Hz. Muhammed'in sözünü alacaksınız ama kendisini peygamber olarak kabul etmeyeceksiniz. Dolayısıyla da Hz. Muhammed'in peygamberliğini kabul etmeyen kimse Müslüman olamaz. Kur'an-ı Kerime göre Müslüman olmayan kimse cennete giremez. Şimdi bununla aslında insanlar yavaş yavaş yeni bir dine ısındırılmaya çalışılıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı iki yıl önce bir dindarlık anketi yaptırdı. Bu ankette 'Bir kimse La İlahe İllallah dese Muhammed Resulullah demese' bir mümin sayılır mı, cennete girer mi?' soruları soruldu. 'Evet, mümin sayılır, cennete girer' diyenlerin oranı yüzde 17 oldu. Aslında yüzde bir bile çıkmamalıydı. Ey İmam, hatip arkadaşlarım! Eğer şu Müslüman milletten 'Muhammed Resulullah demesek de olur' diyen çıkıyorsa bu bizim kabahatimiz." değerlendirmesinde bulundu.

Eğitim ve din hizmetleri gibi açık amaçları olan FETÖ'nün asıl ve gizli amacının ise devleti ele geçirmek ve yeni bir din ikdas etmek olduğunun altını çizen Karagöz son olarak şu ifadeleri kullandı: "Bizi Allah, peygamber, Kur'an, dindarlık, göz yaşı ile abuk sabuk fikirlerini konuşmalarının arasına sıkıştırarak kendi müntesiplerini bir mankurt haline getirerek hedeflerine ulaşmak için kırk yıldır yapılan bir çabaydı. Ama Allah onlara bu fırsatı vermedi. Geçmişte Urfa, Antep ve Maraş'ın şanlı, gazi ve kahraman unvanlarını almasına vesile olan direnişin benzerini bu millet tankların önüne atlayarak kendini gösterdi. Yunan ve haçlılar yapsaydı böyle olmazdı. Fethullah Gülen 'Haçlıların bir ülkeyi işgal etmesi kötü bir şey değildir, haçlılar sizin namusunuza dokunmaz' diyor. Hadi oradan. Nasıl dokunmaz? Bosna Hersek'te yüzlerce kadını hamile bıraktılar."

Gaziantep İl Müftüsü Ahmet Çelik ise 15 Temmuz'da Allah'ın kendi değerlerini savunanların kalbine güç verdiğini ve darbecilerin, hainlerin kalbine ise korkaklık verdiğini belirtti.

Çelik, "Bir sene önce malum bir hadise atlattık. Böyle bir hadise, algı operasyonu güçlü olan bir ülkede olsaydı, tarihte inanıyorum ki bir dönüm noktası, bir tarih başlangıcı olurdu. Çünkü yaşadığımız olay Fransız ihtilalini oluşturan, Fransız ve Paris halkının ayaklanmasından geri kalır bir olay değildi. Fransızlar monarşist bir idareye karşı 10 -15 tane hapisteki insanı kurtarmak için yürümüşlerdi. Tarih başlangıcı olmuştu. Bir çağ kapanıp yeniçağ açılmıştı. 15 Temmuz direnişi Türkiye insanı tarafından böyle bir olaydır. İyi bir algı oluşturan bir devletin elinde böyle bir olay olmuş olsa bir tarih başlangıcı olurdu. 15 Temmuz hareketi yapanı ve karşı koyanıyla ve hainiyle sadıkıyla Birinci Dünya Savaşının devamıdır." şeklinde konuştu.

Afganistan ve Irak işgali ile Suriye iç savaşı ve 15 Temmuz'u birbirinden ayırmanın mümkün olmadığını söyleyen Çelik, "Bizim şahit olduğumuz Afganistan, Irak, Suriye savaşı ve 15 Temmuz'u birbirinden ayırmak global olarak olaya bakarsak mümkün değildir. 15 Temmuz'da sisler aydınlandıkça anlaşılıyor ki biz öyle küçük bir gece atlatmadık. Allah kendi değerlerini savunanların kalbine güç verdi. Hainlerin gönlüne ise korkaklık verdi." ifadelerini kullandı. (İbrahim Koçyiğit - İLKHA)