Diyarbakır'da diyaliz hastalarına yönelik kurulan Diyaliz-Der'in Genel Başkanı Mehmet Seven, kendilerine mekân tahsis edilmediği için toplantılarını seyyar olarak yapmak zorunda kaldıklarını söyledi.
Diyaliz hastalarını motive edip, tıbbi bilgilendirme yaptıklarını belirten Seven, yetkililerin mekân konusunda kendilerine yardımcı olmasını ve diyaliz hastalarının kamuda çalışma olanaklarının oluşturulmasını istediklerini belirtti.
Diyaliz hastaları için daha iyi tedavi olanakları oluşturmak için kurulduklarını dile getiren Seven, "Dernek olarak öncelikle kurulma amacımız bu hastaların kaliteli bir tedavi almasını sağlamak, sonraki süreçte organ naklinin yolunu açabilmek. Bu bölgede özellikle kadavra bağışının yok denecek derecede az oluşu bu hastalığın gitgide artmasına sebep olmakta. Ülkemizde yaklaşık 60 bin civarında böbrek nakli bekleyen hasta bulunmaktadır. Bir nebze de olsa organ naklinin önünü açabilmek, farkındalık yaratabilmek için derneği kurduk." dedi.
"Bize mekân desteği lazım, en büyük sıkıntımız bu"
En büyük sorunlarının faaliyet yürütebilecekleri bir yerin olmaması olduğunu ifade eden Seven, sözlerine şöyle devam etti: "En büyük engel mekân sıkıntısı. Öncelikle üyelerle oturup kaynaşabilmek, sorunları rahat bir şekilde dile getirebilmek, tıbbi tedavilerle ilgili konferans ve seminerler gibi etkinlikleri yapabilmek için bize mekân desteği lazım. En büyük sıkıntımız bu. Bununla ilgili henüz kalıcı bir çözüm bulamadık. Çünkü neticede iş gidip gelip ekonomiye dayalıdır. Diyaliz hastalarının da yüzde 90'dan fazlası çalışmayan grup. Çünkü rapor derecesi yüzde 90 ve yukarısı olduğu için devlet mevzuata göre sizi yatalak sayıyor. Yani iş göremez olarak kabul ettiğinden dolayı kamu zaten size iş vermiyor. Özel sektör de buna binaen destek sunmuyor."
"Diyaliz hastası ailesine bağımlı olarak yaşamaktadır"
Kamusal alanda çalışamadıkları için diyaliz hastalarının ailelerine bağımlı olarak yaşadıklarını belirten Seven, "Dolayısıyla diyaliz hastası ailesine bağımlı olarak yaşamaktadır. Hastalıkta zor bir evredir. En sağlıklı bir aile içinde bile diyaliz hastası bir yük olarak kabul edilmekte. Aile, belli bir noktadan sonra artık kendisini büyük bir sorun olarak kabul etmekte. Bu da doğal olarak hastaya yansımaktadır. Hasta moral ve motivasyonu düştüğü zaman da istediğiniz kadar dört dörtlük bir tedavi sunun, hastayı geri döndürme şansınız yoktur." ifadelerini kulandı.
"Gerekli iş alanı oluşturulmuyor"
Seven, özellikle dernekleri için yer tahsisi konusunda kendilerine yardımcı olunmasını isteyerek, "Çünkü bir diyaliz hastasının en büyük ihtiyacı olan konu moral ve motivasyonudur. Biz de bu gruplara moral ve motivasyon sağlayabilmemiz için mekân desteğine acil ihtiyaç duymaktayız. Devlet mevzuatına göre, yüzde 40 ve yukarı raporunuz mevcut ise siz engellisiniz. Fakat öyle bir şey ki bir diyaliz hastasının görüntüsüne baktığınız zaman normal bir insandan farkı yok. Sadece iç rahatsızlıkları var. Şimdi iş de yapamıyor, gerekli iş alanı da yaratılmıyor. Rapor düzeyinde de başvuru yaptığınız zaman 'Siz yatalaksınız, iş yapamazsınız.' diyorlar." şeklinde konuştu. (Abdurrahman Tetik, Mehmet Çelik - İLKHA)