İslami kimliğinden dolayı tutuklu bulunduğu cezaevinde kolon kanserine yakalanan Şehmus Alpsoy, Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesinde ameliyata alınmıştı.
Saat 08.30'da başlayan ameliyat, 16.30'da sona erdi. Başarılı bir ameliyat geçiren Alpsoy, müşahede altına alındı.
Hastaneye gelen Alpsoy'un avukatı Hasan Bozdaş, ameliyata giren doktorlardan bilgi aldıktan sonra yaptığı açıklamada, durumunun şu an iyi olan Alpsoy'un bundan sonraki hayatını idame ettirmede güçlük yaşayacağını söyledi.
Bozdaş, "Ameliyat 8 saat sürdü. Rahatsızlığı önemli bir rahatsızlıktı. Kanser, kolon ve maalesef mesaneye yayılmış durumdaydı. Bundan dolayı çok zor ve ciddi bir operasyon yapıldı. Birkaç branşta uzmanın katıldığı bir operasyon oldu. Hem genel cerrahi hem onkoloji hem de üroloji uzmanlarının katılmış olduğu bir operasyondu. Söylediklerine göre, kanserin yayılmış olduğu hem mesane hem kolonun bir kısmı hem de prostat alındı. Vücudunun sağ ve sol kısmına hem idrar hem kolon için ayrı çıkış yolu yapıldı. Bundan ötürü hayatını idame ettirmekte güçlük yaşayacak. Şimdilik durumu iyi, yaklaşık 10 gün kadar burada uzmanların gözetiminde olacak. Bununla beraber alınan parçalar ilgili patoloji laboratuvarlarına verilecek. Gelen sonuca göre kanserin vücuttan tamamen çıkıp çıkmadığı değerlendirilecek. Heyet tarafından artık ışın tedavisi, radyoterapi ya da kemoterapiyle mi tedavi olunacağına dair karar alınacak. Dediğimiz gibi, şimdilik durumu iyi ve 10 gün burada müşahede altında olacak." dedi.
Ameliyat boyunca dua ederek, kendilerine yardımda bulunan Müslümanlara teşekkür eden Alpsoy'un eşi Suat Alpsoy ise durumunun iyi olmakla birlikte kesin konuşmak için henüz erken olduğunu dile getirdi.
"Tedavisine çocuklarının yanında devam ettirilsin"
Eşinin tedavisine çocuklarının yanında devam ettirilmesini isteyen Alpsoy, "Şu an doktorlar konuşmak için çok erken olduğunu söyledi. Ürolojinin en büyük ve ciddi ameliyatı buydu. Şu anda da yoğun bakımda. Artık yetkililerden ricada bulunmuyoruz. Biz artık tedavisinin akrabalarının, çocuklarının içinde devam etmesini istiyoruz. Akrabaları ve çocukları onu görsün. Çocukları 18 yıldır babalarını yanlarında görmüyorlar. Biraz olsun babalarına doysunlar. Onun hasretiyle bekliyordular, çıkacağı günü bekliyorlardı. Bu hastalık onları tamamen yıktı. En azından çocuklarının arasında yaşasın." şeklinde konuştu. (M. Salih Keskin, M. Hüseyin Temel - İLKHA)