ENES DURMAZ- M. ERKAN YAVUZ- İSTANBUL

Türkiye`de iç karışıklık çıkarmaya hevesli güruhun hedefinde şimdi de Suriyeli mülteciler var. Son dönemlerde gerek sosyal medyada gerekse de bazı bölgelerde menfi bazı olaylar üzerinden mültecileri hedefine koyan bazı gruplar provokasyon peşinde. Son dönemlerde yaşanan olaylarla ilgili İçişleri Bakanlığı`ndan yazılı açıklama yapıldı. Açıklamada, “Suriyeli misafirlerimizle gerek kendi aralarında gerekse vatandaşlarımızla zaman zaman yaşanan gerginlikler son günlerde çarpıtılarak, abartılarak toplum içinde infial yaratacak bir dille aktarılmakta, misafirperverlik ve ensar ruhuyla bağdaşmayacak şekilde, başka bir boyuta taşınmak istenmekte, bu konu bir fitne, nifak ve iç siyaset malzemesi haline getirilmeye çalışılmaktadır." denildi. Suriyeli mültecilerin yoğunluklu olarak yaşadığı sınır ilçelerinden Ceylanpınar`da bulunan Ensar Der Başkanı Mehmet Gül de oynanan oyuna dikkat çekerek, “Bazı art niyetli kesimler bir takım olaylar üzerinden yaşananları daha da büyüterek genelleştirmeye çalışıyor.” dedi. İHH Genel Başkan Yardımcısı Osman Atalay ise, “Türkiye 15 Temmuzdan bu yana sürekli olarak iç ve dış mihraklar tarafından bir kaos ortamına sürüklenmeye çalışılıyor. Bu oyunu tertipleyenlerin ortaya çıkarılarak bu oyuna bir son verilmesi gerekiyor.” diye konuştu. 

ART NİYETLİ KESİMİN YENİ OYUNU

Suriyeli mültecilerle kardeşçe yaşadıklarına dikkat çeken Ensar Der Başkanı Mehmet Gül, “Ensar Der olarak Suriye`de savaşın başladığı günlerden bu güne kadar Suriyeli mültecilere her türlü desteği veriyoruz ve vermeye de devam edeceğiz. Oluşturulan ve oluşturulmak istenen gerginliğin art niyetli olduğuna inanıyoruz. Ceylanpınar ilçemizde nüfusumuza yakın sayıda mülteci var. Kesinlikle bu kardeşlerimizle aramızda hiçbir sorun yok. Bazı art niyetli kesimler bir takım olaylar üzerinden yaşananları daha da büyüterek genelleştirmeye çalışıyor. Bizler burada mültecilerle iç içe yaşıyoruz. Gerekse iş yerlerimizde çalışanlarla, gerekse de komşuluk yaptığımız mültecilerle şu ana kadar büyütülecek bir sorun ile karşılaşmadık. Kendilerini kardeş olarak kabul ettik ve birbirimizle memnun bir şekilde geçinip gidiyoruz. Hamdolsun hem onlar memnun hem de bizler. Ben şuna inanıyorum ki yaşanan ufak tefek gerginliklerde de yerli halkın mültecileri sömürmesi yatıyor. Daha az ücretle ve de daha fazla mesai ile çalıştırılan mültecilerle yaşanan ufak tefek sorunlar olmuş olabilir ama bunlar da kesinlikle büyütülecek sorunlar değildir.” şeklinde konuştu.

GEZİ İLE DARBE İLE YAPAMADIKLARINI SURİYELİLER ÜZERİNDEN DENİYORLAR

Art niyetli kişilerin yapmak istediği provokasyonlarının tutmayacağını dile getiren Gül, “Şuna emin olabiliriz ki hiç kimse mecbur kalmadığı sürece ülkesini, evini, toprağını terk ederek başka bir ülkeye giderek yaşamak istemez. Mülteci kardeşlerimiz savaşın yaşandığı bölgelerden zorunlu olarak bu bölgelere göç etmişlerdir. Mültecilerin bu kadar yoğunluklu olarak Türkiye`yi tercih etmiş olmaları da aslında çok anlamlı ve tarihten gelen bir kardeşliğin neticesidir. Nitekim bu tercihin bir de tarihsel arka planı vardır. Şu anda mülteci durumuna düşmüş bu insanların dedeleri de bu ülke için, Çanakkale`de savaşmış, can vermişlerdir. Türkiye`nin savaşı yaşadığı dönemlerde gelerek burada can vermiş insanların torunlarına bakmak hem İslami hem de insani vazifelerimizin başında geliyor. Dediğimiz gibi ülke olarak mültecileri her zaman sahiplenmiş ve kardeşliğimizi göstermişizdir. Ama ülke içinde kirli emelleri olan bir takım odaklar, Gezi ile darbe ile başaramadığını şimdi de ülkedeki mazlum mülteciler üzerinden bir senaryo ile gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Kesinlikle bunu başaramayacaklar. Toplum olarak mülteci kardeşlerimizle oluşturduğumuz bu birlikteliği bozmaya çalışan art niyetli insanlara Allah fırsat vermesin İnşallah.” ifadelerini kullandı.

SURİYELİLER SAVAŞTAN KAÇARAK BİZE SIĞINMIŞLARDIR

İHH Genel Başkan Yardımcısı Osman Atalay ise şöyle konuştu; “Edirne`den Kars`a kadar Türkiye`nin hangi şehrine giderseniz gidin dedeleri, ataları Kafkasya`dan, Kırım`dan, Orta Asya`dan, Arnavutluk`tan, Bosna Hersek`ten gelmiş muhacirleri, göçmenleri görürüz. Bizim bu Anadolu toprakları Osmanlı döneminden beri Müslüman olsun gayri Müslim olsun zor durumda kalanların sığınağı olmuştur. Gelenlerin büyük çoğunluğu savaşlardan, çatışmalardan kaçmak suretiyle mecburiyetten gelmişlerdir. Suriyeli kardeşlerimiz de savaştan dolayı buraya gelmek zorunda kalmışlardır. Gelenlerin büyük çoğunluğunu kadın ve çocuklar oluşturuyor. Bu insanlar mağdur ve mazlum oldukları için buraya sığındılar. Bizim de hem inancımız hem de geleneklerimiz gereği zorda kalana yardım etme durumumuz var. Zorda kalana dinini, ırkını sorma gibi bir durumumuz da olamaz.”

HEM SİYASİLER HEM DE STK`LAR BU KONUYA ÇOK DİKKAT ETMEK ZORUNDADIRLAR

2013 yılında yine buna benzer bir oyun tertiplendiğini ifade eden Atalay, “2013 yılında yine İstanbul, Gaziantep, Şanlıurfa ve Mersin`de ‘bu Suriyeliler nereden geldi, işsiz kaldık, defolup gitsinler` diyerek Suriyelilere ait işyerlerine yönelik bir saldırı başlatıldı. Yine olaylar provoke edildi. Çok şükür bu, sağduyu ile atlatıldı. Aradan geçen bunca zaman sonrası yine aynı şekilde CHP lideri Kılıçdaroğlu`nun yürüyüş başlattığı bu dönemlerde Suriyelilerin ev ve işyerlerine yönelik provokasyonlar başladı. Sosyal medyada Suriyelilere yönelik olumsuz bir kampanya başlatıldı. Bunu çok manidar buluyorum. Birileri Suriyelileri ideolojik çıkarları için kullanıyor. Bu çok tehlikeli, gayri ahlaki, gayri vicdani bir şeydir. Bundan hiç kimse fayda görmez. Hepimiz zarar görürüz. Bu yapılanlar ne İslami, ne ahlaki ne de vicdanidir. Ben bunu özellikle ideolojik, siyasi bir hesaplaşma olarak da görüyorum. Hem siyasiler hem de STK`lar bu konuya çok dikkat etmek zorundadırlar. Türkiye 15 Temmuzdan bu yana sürekli olarak iç ve dış mihraklar tarafından bir kaos ortamına sürüklenmeye çalışılıyor. Bu oyunu tertipleyenlerin ortaya çıkarılarak bu oyuna bir son verilmesi gerekiyor.” diye konuştu.

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI: SURİYELİ MİSAFİRLERİMİZLE YAŞANAN GERGİNLİKLER ÇARPITILIYOR

İçişleri Bakanlığının açıklamasında ise, "Suriyeli misafirlerimizle gerek kendi aralarında gerekse vatandaşlarımızla zaman zaman yaşanan gerginlikler son günlerde çarpıtılarak, abartılarak toplum içinde infial yaratacak bir dille aktarılmakta, misafirperverlik ve ensar ruhuyla bağdaşmayacak şekilde, başka bir boyuta taşınmak istenmekte, bu konu bir fitne, nifak ve iç siyaset malzemesi haline getirilmeye çalışılmaktadır." ifadeleri kullanıldı.

'SUÇ İŞLEME VE SUÇA KARIŞMA ORANLARI OLDUKÇA AZDIR'

Açıklamada, "Suriyeli misafirlerimizin suç işleme ve suça karışma oranları, elimizdeki verilerle karşılaştırıldığında, kamuoyuna yansıtılan verilerle örtüşmemekte, rakamlar bunun tam tersini göstermektedir. Suriyelilerin Türkiye`de işlenen toplam suçlara oranı Türkiye`deki toplam nüfusları göz önünde bulundurulduğunda ülkemiz genel suçlarına göre oldukça azdır." denildi.

'KARIŞTIKLARI OLAYLARDA YÜZDE 5`LİK AZALMA OLDU'

Açıklamada şu ifadeler kullanıldı: "Suriyelilerin karıştıkları olayların Türkiye`deki toplam asayiş olaylarına oranı 2014-2017 arasında yıllık ortalama yüzde 1,32`dir. Bu olayların önemli bir kısmı kendi aralarındaki anlaşmazlıklardan kaynaklanan olaylardır. Ayrıca 2017`de Suriyelilerin karıştıkları suç olaylarında, nüfuslarındaki artışa rağmen bir önceki yılın ilk 6 ayına oranla yüzde 5`lik bir azalma olmuştur."

'BAZI DİLENCİLER SURİYELİ KILIĞINA GİRİYOR'

Açıklamada, ülke genelinde 17 ve 27 Mayıs tarihlerinde iki kez yapılan "Huzurlu Sokaklar" uygulamaları hatırlatılarak, bu kapsamda dilencilik suçuyla ilgili toplam 3 bin 46 kişiye işlem yapıldığı, bunlardan ilk uygulamada 149 kişinin, ikinci uygulamada ise 230 kişinin Suriyeli olduğunun tespit edildiği, bu kişilere gerekli adli ve idari işlemlerin yapıldığı belirtildi. Yakalanan bazı dilencilerin Suriyeli kılığına girdikleri vurgulanan açıklamada, şu bilgilere yer verildi: "Bu veriler dikkate alındığında, zaman zaman yaşanan gerginliklerin, kamuoyunda tırmandırılmak istendiği açıkça gözlemlenmektedir. Suça karışan kişilerle ilgili gerekli kovuşturma ve adli işlemler derhal yapılmakta, ülkemizin ve vatandaşlarımızın huzur ve güvenliği açısından da her türlü tedbir alınmaktadır. Öte yandan, başta Göç İdaresi Genel Müdürlüğümüz olmak üzere, tüm kolluk birimlerimiz ile adalet mekanizmamız tarafından, vatanımızı evi bilmiş kardeşlerimiz ile suçlular ve suça eğilimli kişiler arasındaki ayrım, dikkatle ve titizlikle yapılmaktadır. Yüce milletimiz, manevi değerlerinin, Anadolu medeniyetinin ve tarihi sorumluluklarının gereğini yapmış, yapmaya da devam edecektir. Bu tip provokasyonlar ve bilinçli yönlendirmelere karşı aziz milletimizi ve kamuoyunu doğru bilgilendirme sorumluluğumuzun gereği olarak, bu açıklamanın yapılması uygun görülmüştür."