Katıldığı canlı yayın programında önemli açıklamalarda bulunan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 15 Temmuz darbe girişiminde, TSK içinde FETÖ'cülerin dışında başka unsurların da destek verdiğini söyledi.

Adalet Bakanı Bozdağ, 15 Temmuz gecesi yaşananları şöyle anlattı: "Akıncı iddianamesi önemli bir iddianame. Baktığınız zaman Meclis'in bombalanmasına daha sonra karar veriyorlar. Darbeyi başardıklarını, darbeye katılanlara söylüyorlar. 'Siz sosyal medyaya bakmayın her şey iyi gidiyor' gibi psikolojik şeyler. Milletvekilleri darbeye meydan okuyor. 'Darbe oldu o zaman Meclis neden çalışıyor' diye Meclis'i susturmak için doğrudan Meclis'e bomba atılıyor. Meclis'tekileri öldürmek için. Genel Kurul'un olduğu kısım kapalı. Açık bir yer var. Işıklar yanınca orası gözüküyor. Muhtemel ki uçak koordinatları aldı ama ışığın olduğu yeri görüp atıyor. 15-20 metre ilerde olsa Genel Kurul'a gelecek. İçindeki vekilleri yok etmeyi planladıklarına inanıyorum. Öldürmek istediklerini düşünüyorum."

'TSK içindeki FETÖ'cülerin dışında başka unsurlar da var'

"FETÖ'nün yalnız olduğunu hiç düşünmedim." diyen Bozdağ, "TSK içerisine yerleştirdiği teröristlerle darbe planının bütün aşamalarını planlıyorlar. Pensilvanya'ya götürülüyor. Adil Öksüz ile Kemal Batmaz'ın yurtdışı kayıtlarına bakınca görüyorsunuz. FETÖ hepimiz bildiği bir numaralı faili. TSK içinde FETÖ'cülerin dışında başka unsurlar da var bu darbeye destek veren. Şu an yargıya hesap veriyorlar, bir kısmı aranıyor. Darbenin başarıya ulaşmasını beklediler." dedi.

Bozdağ, "Bütün vatandaşlar gibi benim de aklıma yatmayan, 'Nasıl olur?' dediğim bir sürü soru var. Olay hayatın olağan akışına uygun bir şey değil. Şimdi bir darbe teşebbüsü oluyor, o gece darbenin olduğu yerde darbecilerle beraber yakalanmış siviller var. Siz diğer sivillerden bir kısmını tutukluyorsunuz, sizin önünüze geliyor. Normalde hukukta, 'hayatın olağan akışı' diye bir şey var. Eğer bir iş, hayatın olağan akışına aykırı ise orada o bile bir karine kabul edilir, orada kararlar verilebilir. O gece olaylar oluyor, oradan uçaklar, helikopterler kalkıyor, orada bir sürü insan şehit oluyor, bir sürü insan yaralanıyor ve darbecilerle birlikte orada yakalanan birisi var. Başka hiçbir şeye bakmadan rütbeli, rütbesiz askerler nasıl tutuklanıyorsa benim kanaatim, hiçbir şeye bakmadan onun da orada tutuklanması lazımdı. O nedenle de biz burada ihmali ve kastı kimin varsa ortaya çıkartılması için polisten, jandarmadan, hakimden, savcıdan hepsinin üzerine gidiyoruz. Çünkü en çok bunu biz istiyoruz. Bu ortaya çıksın, bu kişi neler yaptı bunun hesabını ona soralım, o da hesabını milletin yargısına versin. Herkes şu anda soruşturmada ve sanık durumunda, tutuklular var. Hepsi bunun hesabını verecek." şeklinde konuştu.

"Şu anda Adil Öksüz'ün nerede olduğunu kesin olarak bilen biri yok." diyen Bozdağ şöyle konuştu: "Türkiye'nin neresinde onu bilen yok. Kesin şurada deme imkanı yok. Herkes bir yorum yapıyor. Devletin elinde de bir bilgi yok. Olsa hemen derdest edip yargıya teslim ederiz. Adil Öksüz'ün bütün bilgileri sunuldu. Bütün devlet arıyor. Herkes arıyor. Herkes, bulunması için üzerine düşeni yapıyor. Birileri tarafından saklanma ihtimali var. Harekete geçmesi halinde yakalanır. Birileri saklıyor. Yurtdışına çıkmış olabilir. Üçüncü ihtimal öldürülmüş olabilir. Bu üç ihtimal dışında bir ihtimal gözükmüyor. Serbest bırakılması ile ilgili iddianame hazırlandı. İhmali ve kastı olan kim varsa ortaya çıkarılması için üzerine gidiyoruz. En çok biz istiyoruz. Bunun hesabını soralım ve bütün bunların hespisini ortaya çıkarmak için uğraşıyoruz. Hepsi bunun hesabını verecek."

Kontrollü darbe iddiaları

CHP'nin kontrollü darbe iddialarına da yanıt veren Bozdağ, "CHP, raporunda milletin aklını karıştırmak, FETÖ'nün kontrollü darbe iftirasını Türk halkı tarafından kabul edilebilmesini sağlamak için taşeronluk yapıyor. Çok net söylüyorum. Ve CHP, FETÖ'nün avukatlığını yapıyor. FETÖ yurtdışında para veriyor senatörlere, vekillere, gazetecilere, televizyonculara, sivil toplum örgütlerine, bazı kurumların temsilcilerine... Nasıl yapıyor bunu? Açıklamalar da veriyor eline, "Siz bunu söyleyin, bir cümle! Türkiye'nin aleyhine, FETÖ'nün lehine." Ve çok ciddi algı operasyonları yapıyor. Ve ondan sonra da düşünce kurullarına rapor hazırlatıyor. Hazırlattığı raporun o düşünce kuruluşu sadece imzasını atıyor. Ve bunu hep para karşılığı yaptırıyorlar. CHP Sayın Cumhurbaşkanımıza düşmanlığı kim bunlara zarar verme ihtimali varsa onlarla yan yana. Yenikapı'ya gelip sonra terör örgütünün argümanları kullanmak yakışıyor mu? Kontrollü darbe aziz Türk milletine açık bir hakarettir. Kurşunu benim kardeşim yedi. Böyle bir şey olabilir mi? Bu CHP'nin darbe ile ilgili araştırma komisyonu raporuna yazdığı şeyler FETÖ'nün rapora yansıması çabası. Çok açık. İstihbaratın zafiyetini herkes söylüyor. Cumhurbaşkanı söyledi, Başbakan söyledi. Dört dörtlük istihbarat vardı diyen oldu mu?" diye sordu.

Türkiye'yi Suriye'ye çevirmek isteyenler var

"Burada bir problem var. Bu nedenle haberdar olamadık. Bunlarla mücadeleyi kim yapıyor? Cumhurbaşkanımız önderliğinde hükümet yapıyor. Suriye'ye çevirmek isteyenler var onlarla mücadele yapıyorsunuz." diyen Bozdağ, "Gezi'de hükümeti düşürmek istediler. Mücadele ettik. FETÖ'cü teröristler eliyle 17-25 Aralık mücadelesi yapıldı. Bunlarla ilgili her türlü bilginin üzerine gittik. Bu kumpasları kuran alçaklar emniyet içinde bir yerden kirli hesaplar açıyorlar. Bu terör örgütleri sizin bildiğiniz örgütlerden biri değil. Mücadele ettik diyorlar. Deniyor ki biz hep attık diyor. Bu hükümet geldi şerh koydu engelledi anlamında. YAŞ'a gelip ihraç edilmedik tek adam var mı? Gelen ihraç edilmiş. Siz YAŞ'a getirdiniz bunlar FETÖ'cü diye ihraç edildi mi? Başka insanları ihraç ettiler FETÖ'cüler geldi. Ne yapıyor onlar muhafazakar olanlar gidiyor. Muhafazakar sembollerden uzak kalıyorlar sizin gönlünüzü kazanmak için istediğinizi yapıyorlar." ifadelerini kullandı.

Bozdağ konuşmasının devamında, "17-25 Aralık'tan sonra süreçler tersine çevrildi. HSYK'da ben kurulu başkanı olarak karar vermişler gerekçesini yazmamışlar. Bir takım adımlar atıldı ve neticeler ortaya çıktı. Sadece Ergenekon Balyoz ile sınırlı tutarsanız olmaz. Bir günde değil kaç yılında girdiğini açıklıyorlar. Ta 80'li yıllar. FETÖ ile mücadele konusunda o şöyle dedi bu böyle dedi ithamın dışına çıkmamak lazım Biri çıksın desin Tayyip Erdoğan'dan başka mücadele etmiş bir lider göstersinler. Pek çok hükümet geldi geçti. Ak Parti geldi bu mücadele bitti desinler var mı böyle bir örnek. Suçsuz ile suçu işleyeni ayır sen ayırmamışsın bunları inceleyeceksin. Masum insanlar hakkında doğru kararlar vereceksiniz. Yasayı ona göre uygulayacaksınız. Mahkemelerin yaptığı Yargıtay'ın verdiği karara uymaktır." dedi.

"MİT TIR'ları olayı bir ihanettir"

MİT TIR'ları olayının ihanet olduğunu söyleyen Bozdağ, "MİT TIR'ları olayı bir ihanettir. Hepsi hukuki açıdan sıkıntılı. Şimdi düşünün bir ülkenin yargısı, kolluğu, istihbaratın içindeb bazıları bir araya geliyorlar, o ülkenin, terör örgütlerine yardım ettiğini ispatlamak için bir organizasyon yapıyorlar. Hedef nedir? O ülkeyi, teröre yardım eden ülke ilan etmek. O ülkeye bu neden ambargo be başka yaptırımlar uygulanmasını sağlamak, o ülkenin yöneticilerinin uluslararası mahkemelerde yargılanmasının sağlanmasının önünü açmak. Bu nedir? Bu bir ihanet değil midir? Türkiye devletine ihanet etmişlerdir. Gizli soruşturmayı canlı yayından izliyoruz. Bu FETÖ'cü bazıları biraz sonra tutanakları yayınlayacağız diye... Hakikaten yayınlıyorlar. Soruşturma yapamaz, inceleme yapamaz. Bunların tamamı Başbakan'ın iznine tabii. Aziz vatandaşlarıma söylüyorum; Böyle bir şey olabilir mi?

Kılıçdaroğlu'nun yürüyüşü

CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun 'Adalet Yürüyüşü'nün samimi bir yürüyüş olmadığını vurgulayan Bozdağ, şöyle konuştu: "Bazen şöyle bir bilgi geliyor. Yürüyor ama toplanma noktasında arabalara bindikleri yönünde. Kılıçdaroğlu 'yürüyorum' diyor. İtibar etmek lazım. Adalet yürüyüşü hesaplı bir yürüyüş. Samimi değil. Birincisi, parti içi hesaplar. 16 Nisan oylamasında sonra Genel Başkanlık tartışmaları oldu ama bu yürüyüş başlayınca bıçak gibi kesildi böyle bakınca parti içi tartışmalar bitti. 16 Nisan yüzde 49 hayır oyu veren vatandaşlarımızı Kılıdaroğlu arkasına almak istiyor. CHP'nin oyu kaç 25-26 diyleim. HDP'nin oyu kaç? 12 diyelim, yaklaşık 49 oy çıktı. Burada CHP'nin de HDP'nin de oyu değil. Bu AK Parti'den MHP'de giden oylar var. Türk halkı sokakların hareketlendirilmesini istemiyor. Kılıçdaroğlu eylem yapıyor. Millet onları eylem yapın diye göndermedi. Daha güzel şeyler yapın diye oy verildi.

AK Parti'nin yaptığı ile bunların ki aynı mı? Demokrasi Nöbeti yapılınca da diğer işler yapılınca da aynı. Kılıçdaroğlu FETÖ'cülere karşı mı yürüyor? FETÖ'cülerle omuz omuza yürüyor. OHAL'i devlete ilan ettik biz. Sayın Kılıçdaroğlu'nun güvenliğini polis jandarma alıyor. Yol boyunca en ufak bir olay olmaması için önlem alınıyor. Bu tür provakasyonlar olmasın diye herkes uğraşıyor. DEAŞ terör örgütü yolda CHP'ye karşı bir eylem hazırlığında yakalandılar. Bu hükünmet yürüyüşün başladığından beri  herkesin güvenliğini sağlamak için neyi eksik yaptı söylemeleri lazım. Herkes seferber oldu. Siz de böyle söyleyerek kendinizce hata oluşturuyorsunuz. Olmamış şeyleri olmuş gibi gösteriyorlar.

Anayasa çok açık, demokratik toplumlarda yürüyüşlerin nasıl olacağını anlatıyor. Şu an dikkat edilsin kamu düzeni diye bir şey var. Yolda hastaneler var. Diyelim ki, siz yolları kapattınız, yangın çıktı, itfaiye nasıl geçecek? Diğer insanların sağlık güvenlik ihtiyaçlarını karşılamak için önlem alınıyor. Onlara deniyor ki şuralarda yürüyün diğer vatandaşların günlük hayatı aksamıyor.

Kılıçdaroğlu keşke bir anket yaptırsa CHP'ye oy verenler dışında toplum bu yürüyüşe nasıl bakıyor? Ak Parti ortaya koyduğu her politikayı soruyor. Halk tavır koyunca vazgeçtiğimiz birçok iş var. Kılıçdaroğlu bir de etrafına bak. Bir anket yapsa yürüyüşe hemen son verir. Sadece etrafına bakıyor herhalde. 2007'de Cumhuriyet mitingleri vardı."

Bozdağ son olarak şöyle konuştu: "Biz bugüne kadar örneğini görmediğimiz bir örgütle karşı karşıyayız. Bu örgüt sürekli kendini gizlemeyi olduğu gibi görünmemeyi ve olduğu gibi olmamayı, kimin yanında ise onun sevdiği işleri prensip edinmiş. Bu örgütün üyelerini tespit kolay bir şey değil. Çalışma yöntemleri çok farklı. Olağanüstü hal ilan edildikten sonra çıkan KHK'lar bu mücadelenin hangi hukuk kuralları içinde yapılacağını ortaya konan bu mücadele için özel usül ortaya koyuyor. Türkiye devleti bu örgütün tehdidi altında yoluna devam edemez. Bu nedenle ilan edildi. Ve hukuk içerisinde arındırma devam ediyor. OHAL Türkiye'nin yaşadığı sorunların ortadan kaldırılması ve etkisizleştirilmesi için önemli. FETÖ, sadece bir parti değil, bütün partilere nüfuz ettiği, her medyaya her yere hakim olmak gibi bir hedefi olan bir örgüt." (İLKHA)