Suriye'de yaşanan iç savaş nedeniyle yaşlı anne ve babasıyla birlikte Gaziantep'e yerleşen ve 2 yaşında geçirdiği hastalık nedeniyle bacakları kesilen engelli Gazva Aşur (47), kendilerine uzanacak yardım eli bekliyor.

5 yıl önce annesi Visal (65), babası Mahmut (73) ve kardeşi Muhammed Aruş (19) ile birlikte Halep'ten Gaziantep'in Gazikent Mahallesi'ne gelen bedensel engelli kadın, kiraladıkları bir dükkânda zor şartlar altında yaşamaya çalışıyor.

2 yaşındayken geçirdiği hastalık nedeniyle bacakları kesildiği için ellerinin üzerinde yürüyebilen Aşur, kendisine ve ailesine uzanacak yardım elini beklediğini söyledi.

Temel ihtiyaçlarını karşılamakta dahi zorluk çeken 4 nüfuslu ailenin geçimini sebze halinde hamallık yaparak, günlük 40 TL yevmiye ile çalışan Muhammed Aşur sağlamaya çalışıyor.

2 yaşındayken kangren olduğu için ayağının kesildiğini belirten Gazva Aşur, yürüyemediği için sürekli evde kaldığını, yetkili ve hayırseverlerden fiziki şartları daha iyi olan bir ev ile akülü tekerlekli sandalye talebinde bulunduğunu söyledi.

Aşur, "Henüz 2 yaşında iken kangren olduğum için ayağım kesilmiş. O yaştan beri de bu şekildeyim. Şu an 47 yaşındayım. Yani 45 yıldır bu şekildeyim. Suriye'deki savaştan dolayı Gaziantep'e geldik. Burada bu dükkânda yaşamımızı sürdürmeye çalışıyoruz. Evde yaşlı anne ve babamdan başka kimsem yoktur. Anne ve babam yaşlı olduğu için onların da çeşitli hastalıkları var. Bizim masraflarımızı karşılayacak kimsemiz yoktur. Çok zor durumdayız." dedi.

"Bu yükün altından kalkamıyoruz"

Ebeveyni ve kardeşiyle birlikte çok zor günler geçirdiğini anlatan Aşur, şunları söyledi: "Bundan 5 yıl önce savaştan dolayı Suriye'den yaşlı anne ve babamla birlikte Türkiye'ye geldik. Savaştan önce durumumuz normaldi. Elektrik ve su faturalarımızı bile ödeyemiyoruz. Bu dükkân kiradır. Kiramız çok pahalıdır. Bundan dolayı da kiramızı ödeyemiyoruz. Masraflarımız çok. Kendi durumum da gözler önünde. Annem hem şeker hem de kalp hastasıdır. Anneme ilaç lazım, ilaçlarını alamadığı için kullanamıyor. Bu yükün altından kalkamıyoruz. Babam da yaşlıdır. Sadece küçük bir kardeşim var. O da hamallık yapıyor. Onun kazancı ile geçimimizi sağlamaya çalışıyoruz."

"Elimizden dua etmekten başka bir şey gelmiyor"

Çok zor şartlar altında hayata tutunmaya çalıştıklarını belirten Visal Aşur da "Ben hastayım. Tedavi görmem gerekiyor ama ilaçlarımı kullanamıyorum. Ameliyatlıyım, bu dükkânda çok zor şartlarda yaşıyoruz. Bir ihtiyacımız olduğunda alamıyoruz çünkü paramız yoktur. Herhangi bir gelir kaynağımız yoktur. İnşallah Rabbim bizi sıkıntıdan kurtarsın. Elimizden dua etmekten başka bir şey gelmiyor." ifadelerini kullandı.

Suriye'deki evinin, bombaların düşmesi sonucu yıkıldığını ve Türkiye'ye göç etmek zorunda kaldıklarını söyleyen Mahmut Aşur ise "Suriye'de savaş çok yoğunlaştığından dolayı biz de Türkiye'ye gelmek zorunda kaldık. Suriye'deki evimiz bombalar düşmesi sonucu yıkıldı. Savaştan dolayı korkudan şeker hastalığına yakalandım. Şeker hastası olduğumdan dolayı ayağımdaki başparmağım kesildi. Sürekli bu şekilde oturuyorum. Ev ihtiyaçlarımız gerçekten çoktur. Bu dükkân kışın çok soğuk, yazın ise çok sıcak oluyor. Hatta bugünlerde sıcaktan uyuyamıyoruz." şeklinde konuştu.

"En büyük korkum öldüğümde kızıma bakacak kimsenin olmamasıdır"

Eşi ve kızıyla ülkelerine dönmenin hayalini kurduklarını sözlerine ekleyen Aşur, "En büyük korkum öldüğüm takdirde kızıma bakacak kimsenin olmamasıdır." diyerek, ülkelerindeki savaşın sona ermesi için sürekli dua ettiğini ve misafirperverliklerinden dolayı Türkiyelilere teşekkür ettiğini belirtti. (İbrahim Koçyiğit - İLKHA)