EKONOMİ SERVİSİ ANALİZ - Bugün TÜİK Dış Ticaret verileri açıklandı. Sonuç uyarılarla dolu… Dış ticaret açığımız %43,3 artarak 7 milyar 307 milyon dolara yükseldi. Yani aldıklarımız sattıklarımızdan daha fazla. Peki nedir aldıklarımız ve kimlerden alıyoruz? İmalat sanayi ürünlerinin toplam ithalattaki payı %81.  Yüksek teknoloji ürünlerinin, imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı %13,7 ve orta yüksek teknolojili ürünlerin payı ise %40,3. Peki bu ne demek? Yani ithalatın önemli bir kısmı yüksek teknoloji ürünleri. Peki kimlerden alıyoruz? İlk sırada Çin sonra Almanya ve ardından Rusya geliyor. Endüstri 4.0 yani 4.Sanayi Devrimini yakalama konusunda bas bas bağırmamızın sebebi işte ortaya çıkan bu rakamlar. Yüksek teknoloji konusunda ciddi atılımlar yapmazsak daha çok açıklar veririz. Bunları görmek için uzman olmaya gerek yok, sayıları öğrenen herkes bunları anlayabilir.

TÜRKİYE 63 ÜLKENİN ARASINDA KENDİSİNE ANCAK 52. SIRADA YER BULABİLDİ

Bakınız, Uluslararası Yönetim Geliştirme Enstitüsü (IMD) ülkeleri bir ekonominin yeni teknolojileri anlama ve öğrenme kapasitesi, teknoloji ortamı (kanunlar ve sermaye dahil) ve gelecekteki gelişmelere hazır olma performanslarını inceledi ve 50 farklı kritere göre değerlendirerek Dünya Dijital Rekabet Gücü sıralamasını oluşturdu. Merkezi İsviçre'nin Lozan kentinde bulunan enstitünün ilk kez açıkladığı rapora göre, Singapur dünyanın en güçlü dijital rekabet ekonomisine sahip ülkesi oldu. Türkiye ise 63 ülkenin arasında kendisine ancak 52. sırada yer bulabildi.

DEMEK Kİ YETERLİ DEĞİLMİŞ!

Bu vahim bir tablo! Bir yerlerde sorun var. Hâlbuki son 10 yıl içerisinde Türkiye özellikle savunma sanayiinde ne kadar çok yeniliklere imza attı. Sevindik. Ülke adına ilerisi için Ümmet adına sevindik. Fakat demek ki yeterli değilmiş. Demek ki Endüstri 4.0 için çok daha fazla gayret göstermemiz gerekiyor. Başta eğitim temel taşı. Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fuat Oğuz da ülkenin dijital rekabetçilik endeksinde gerilerde olmasının temel nedeninin dijital teknolojiler alanında teorik bilgi düzeyinin uygulamaya yansımaması olduğunu vurguladı. Ve Türkiye`de araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin, bilimsel yayın sayısı olarak yüksek olsa da, yüksek teknoloji içeren patent desteklerinin yetersiz düzeyde olduğunu söyledi.

ÜLKENİN GENÇ NÜFUSU TÜKETİCİ OLMAKTAN, ÜRETİCİ OLMAYA YÖNLENDİRİLMESİ GEREKİYOR

Sayın Fuat Oğuz devamında, "Yurt dışından kalifiye eleman çekme konusunda Türkiye yetersiz kalmaktadır. Yurt içindeki çalışanların eğitiminde de olması gereken yerde değildir. Türkiye`nin dijital rekabet alanında ön sıralara yükselmesi için en önemli avantajı genç nüfusun oranının yüksekliğidir. Bu durum, özellikle akıllı telefon ve tablet gibi teknolojik ürünlere sahiplik konusunda kendisini göstermektedir. Genç nüfus, dijital dünyaya açıktır. Ülkenin genç nüfusu tüketici olmaktan, üretici olmaya yönlendirilmesi gerekiyor. Bunun için de teknolojiye kullanmaya yatkın olan genç nüfusun yeni fikirlerinin desteklenmesi ve bunların yatırıma, üretime ve ihracata yönlendirilmesini sağlayacak altyapı yatırımları, eğitim ve desteklerin sağlanması gerekli."

YÜRÜ, HALA NE DİYE OYUNDA OYNAŞTASIN?

Şimdi, yazılarımızı takip edenler bilirler, bu saygıdeğer bilim adamımızın sarf ettiği görüşlerin aynısını söylemiyor muyuz aylardır? Neden? Çünkü hakikat bir tanedir. Ha bizim gibi bir garibanın ağzından çıkmış, ha böyle değerli bir bilim adamının, fark eder mi? Etmemeli. Akşama kadar ellerinde kocaman telefonlarla yabancıların sahip olduğu sosyal medya platformlarında cirit atan gençlerimizi uyarmak gerek! Sizleri koyun gibi güdüyorlar! Uyanın! Daha ne zamana kadar elin yaptığı oyuncaklarla oynayacaksınız! Hani üstad Arif Nihat Asya`nın dediği gibi “Yürü, hala ne diye oyunda oynaştasın?... “