BİRLEŞMİŞ MİLLETLER - (AA) BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, İsrail-Filistin sorununun tek çözümünün İsrail'in Filistin topraklarında 50 yıldır süren işgale son vermesi olduğunu vurguladı.
Guterres, Filistin topraklarındaki İsrail işgalinin 50. yıl dönümü dolayısıyla BM'de düzenlenen foruma gönderdiği mesajda sorunun çözümü için önerilerini sıraladı.
1967'deki Arap-İsrail savaşının ardından İsrail'in Batı Şeria, Doğu Kudüs, Gazze ve Golan'ı işgal ettiğini hatırlatan Guterres, bunun neticesinde yüz binlerce Filistinli ve Suriyelinin yerlerinden edildiğini belirtti.
İşgalin Filistin halkı üzerinde ağır sonuçları olduğunu ifade eden Guterres, Filistinli yeni nesillerin kalabalık mülteci kamplarında, yoksulluk ve iyi bir gelecek beklentisinden yoksun yetiştiğine dikkati çekti.
Guterres, 50 yıllık işgalin şiddet ve intikam döngüsüne neden olduğunu da belirterek şunları kaydetti:
"Bu şiddet ve intikam döngüsü Filistinlilere devletlerini kurma hayalinin asla gerçekleşemeyebileceği mesajı, İsraillilere de aradıkları barış, güvenlik ve bölgesel tanınmayı elde edemeyebilecekleri sinyali gönderdi.
Bölgede kalıcı barışın sağlanması, Filistinlilerin devletlerini kurmaları ve İsraillilerin ihtiyacı olan güvenliğe kavuşmaları ancak İsrail işgalinin sona ermesiyle olabilir. Ancak bu şekilde Filistinliler vazgeçilemez haklarını elde edebilir."
Müzakerelere dönme çağrısı
Antonio Guterres, taraflara BM Güvenlik Konseyi (BMGK) kararları çerçevesinde bir çözüm bulunması için müzakerelere dönme çağrısı da yaparak, "İsrail'le yan yana barış içinde yaşayacak bağımsız bir Filistin devletini kurarak bu soruna son vermenin zamanıdır." ifadelerini kullandı.
Bu sorunun çözülmesinin Ortadoğu'da aşırılıkçı şiddet ve terörü de sonlandırarak iş birliği ve güvenliğin kapılarını açacağını belirten Guterres, tüm ilgili taraflara samimi bir barış sürecine destek vermeleri çağrısı yaptı.
Öte yandan İsrail'in BM Daimi Temsilcisi Danny Danon, gazetecilere yaptığı açıklamada, söz konusu foruma katılan El-Mizan ve El-Haq isimli Filistinli sivil toplum örgütlerini "terörist" olarak niteleyerek BM'nin bu örgütlerin temsilcilerine söz hakkı vermesini eleştirdi.