KAHRAMANMARAŞ - (AA) Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, "Hem Türkiye'nin sınır güvenliği bakımından hem de bölgenin güvenliği bakımından Afrin bölgesinin terörden, teröristlerden, terör unsurlarından temizlenmesi gerekecek." dedi.

Kaynak, Kahramanmaraş'ta Vali Vahdettin Özkan, AK Parti İl Başkanı Ahmet Özdemir ve bazı ilçe belediye başkanlarıyla geçen yıl Mardin'in Derik ilçesinde, teröristlerce yola tuzaklanan patlayıcının infilak ettirilmesi sonucu yaralanan ve tedavisi süren 24 yaşındaki Gazi Uzman Çavuş Hüseyin Nacar'ı evinde ziyaret etti.

Kaynak, burada Nacar ile bir süre sohbet ettikten sonra, Bakanlar Kurulu'nda alınan karar gereğince gazi ve şehit ailelerinin umre ve hacca gönderilmesi için proje başlatıldığını belirterek, "Gazimizi de inşallah umreye gönderelim. En iyi psikolojik tedavi umrede olur." dedi.

Nacar da ilgi ve alakasından dolayı Başbakan Yardımcısı Kaynak'a teşekkür etti.

Kaynak ve beraberindekiler daha sonra merkez Dulkadiroğlu Belediyesince Kurtuluş Mahallesi'nde yaptırılan Mutfak Müzesi'ni ziyaret etti.

Gazetecilerin, Fırat Kalkanı Harekatı'nın ardından bölgenin normalleşmesine ilişkin sorusu üzerine Kaynak, geçen yıl Kurban Bayramı'nda Cerablus'ta hayatın normalleşmeye başladığını belirtti.

Gaziantep Valiliği ve Büyükşehir Belediyesine orada hayatın normalleşmesi için yaptıkları desteklerden dolayı teşekkür eden Kaynak, Ankara Büyükşehir Belediyesinin de oraya günlük ekmek ihtiyacı için mobil ekmek fabrikası götürdüğünü anlattı.

"Tarımsal faaliyetler yeniden yapıldı"

Cerablus, Azez ve El- Bab üçgenindeki 2 bin 162 kilometrekarelik bir alanda 66 bin çocuğun eğitim gördüğüne dikkat çeken Kaynak, şöyle devam etti:

"Milli Eğitim Bakanlığımız buradaki okulların desteklenmesi hususunda politikalar geliştirdi. Şimdi sağlık alanında çalışmalarımız var. Bütün bu işlerin yanında o bölgedeki sivil hayatın inşası, normalleşmenin hayata geçirilebilmesi için hükümet adına ben ilgileniyorum. Orada 86 cami bombalamıştı rejim ve DEAŞ güçleri, Diyanet Vakfımız o camileri yeniden ihya etti. Bu ramazanda o camiler dini hizmetlerde bulundular. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı orada hem gübre hem de toprak analizi gibi çok çeşitli faaliyetlerde bulundu. Bu sene orada tarımsal faaliyetler yeniden yapıldı. Gümrükle ilgili düzenleme yaptık. Orada hasat edilen mahsuller Türkiye'ye getirildiler. Yine bakanlığımız o bölgedeki hayvan varlığının aşılanması dahil veteriner hizmetlerini yüklendi."

Başbakan Yardımcısı Kaynak, Sağlık Bakanlığının Fırat Kalkanı bölgesinde var olan hastaneleri yeniden düzenleyeceğini, sahra hastaneleri kuracağını anlattı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakanlığı döneminden beri söylediği "eğit-donat" kapsamında bölge insanlarının Türkiye'de polis ve jandarma olarak eğitildiğini, şimdi kolluk asayiş hizmetlerinin bunlar tarafından sağlandığını söyledi.

El-Bab'da tahribatın çok fazla olduğuna dikkat çeken Kaynak, AFAD'ın Çobanbey'de, El-Rai'de, Azez-Mare hattında bütün enkazları kaldırdığını, Kahramanmaraş DSİ 20. Bölge Müdürlüğünün o bölgede içme suyu sondajları için gerekli etütleri yaptığını aktardı.

"67 bin kişi Suriye'ye bayramlaşmaya gitti"

El-Bab'da hayatın artık normalleştiğini ancak yıkımın çok büyük olduğunu dile getiren Kaynak, o inşaatların yeniden yapılmasının büyük kaynaklar gerektirdiğini vurguladı. Kaynak, "Bizim için önemli bir gösterge. Bu bayramda tam 67 bin kişi Kilis Öncüpınar kapımızdan, Fırat Kalkanı bölgesindeki evlerine bayramlaşmaya gittiler. Oradaki şartları gördükten sonra muhtemelen bir kısmı dönmeyecek. Dönmeyeceklerini beyan edenler var ama kesin neticeyi 13 Temmuz günü göreceğiz." diye konuştu.

"Bölgede problem, Afrin'in PYD ve PKK'nın kontrolünde olması ve Rusların orada üs kurmasıydı" diyen Kaynak, Hatay-Kilis sınırına taciz ateşleri olunca dün Türk Silahlı Kuvvetlerinin orayı topçu atışıyla baskı altına aldığını kaydetti.

Türkiye'nin baştan beri politikasının doğru olduğunun anlaşıldığını vurgulayan Kaynak, "Türkiye çok kapsamlı bir projeksiyonla insani yardımları koordine ediyor. AFAD olarak, sınıra sıfır noktada Çobanbey'de, çok büyük bir lojistik depo inşaa ettirdik. İçine bir akaryakıt istasyonu da planlıyoruz. Böylece dünyanın ya da Türkiye'nin neresinden gelirse gelsin insani yardım malzemeleri o depolarda her bir aileye yetecek kadar paketleniyor. Bölgede 12 kamp ve çadır kent var. Bu çadır kentler ve açık arazide zeytinlik alanlarda yaşayan 220 bine yakın insanın gıda ve temizlik malzemeleri bu lojistik depomuzdan sağlanıyor" dedi.

Prefabrik okullar kuruluyor

Kaynak, bölgedeki harap olmuş okullar yerine hafif çelik prefabrik okullarda eğitimin sürdürülmesi için çalıştıklarını, orada bunun için Suriyeli öğretmenlerden yararlanıldığını söyledi.

Başbakan Yardımcısı Kaynak, şöyle devam etti:

"Türkiye'nin hiçbir yerin bir metrekare toprağına ihtiyacı yok. Bir yeri de ilhak etmedik. Sadece Fırat Kalkanı bölgesini o bölge halkı için Arap'tır, Türkmen'dir ve Kürt'tür hiç önemli değil çünkü insandır diyerek bunlar için güvenli yaşanabilir hale getirme politikası izledik. Zaten güvenli bölge konusunun doğru bir konu olduğunu ABD Başkanı Trump da ifade etmektedir. Şimdi bizim sivil hayatı yeniden inşaa etmek ve hayatın normalleşmesine katkı vermek üzere, Gaziantep ve Kilis vali yardımcılarımız her biri oradaki her bir yerleşim bölgesinin bu insani sivil faaliyetlerinin koordinasyonundan sorumlu olarak gayret gösteriyorlar. Fakat oraların mülki idare amiri gibi değil orada her birinde yerel meclisler var. O yerel meclisler güçlendirildi. Bu yerel meclisler söz sahibi. Bu yerel meclisler yapılacak faaliyetleri koordine ediyor. Dolayısıyla biz hiçbir şeyi, hiçbir yere hiçbir şeyi dayatmıyoruz."

El-Bab'a üs kuruluyor

"El-Bab'ın en yüksek hakim tepesindeki Akil Tepesi'ne AFAD olarak bir jandarma üssü inşaa ediyoruz" ifadelerini kullanan Kaynak, üssün tamamlanmak üzere olduğunu söyledi.

O üsten bölgenin genel güvenliğini sağlamak durumunda olduklarını ve bölgenin stabil hale gelmesi için gayretlerin devam ettiğini dile getiren Kaynak, şunları kaydetti:

"Bölgenin stabil hale gelmesi için benim kişisel görüşüm Afrin bölgesinin teröristlerden, terör unsurlarından temizlenmesi gerekir. Türkiye'nin gerek Dışişleri Bakanlığı vasıtasıyla gerek Milli İstihbarat Teşkilatımız vasıtasıyla muhataplarıyla bu husustaki çalışmalar sürüyor. Çünkü Astana'da yapılan görüşmelerde Türkiye'nin bu güvenli bölge fikri böylece hayata geçirilecek. Bölgenin güvenliğini Türk Silahlı Kuvvetlerinin sağlaması, o çatışmasızlığın Türk Silahlı Kuvvetlerince idame edilmesi beklentisi var. Hem Türkiye'nin sınır güvenliği bakımından, hem de bölgenin güvenliği bakımından Afrin bölgesinin terörden, teröristlerden, terör unsurlarından temizlenmesi gerekecek. Yoksa ne Azez'in güvenliğini kimse garanti edebilir, ne Mare'nin güvenliğini garanti edebilir, ne El-Bab'ın güvenliğini garanti edebilir, ne de İdlib'in güvenliğini garanti edebilir. Türkiye'nin bu husustaki diplomatik çalışmaları sürmektedir."