Betül Acar / doğruhaber
Genel anlamda nefis insanın kötü huyları çirkin vasıfları, şerrin kaynağı ve kötülüğün esası olan bir latife şeklinde tanımlanmaktadır. Kuranı kerimde nefis, nefsin Arapçadaki çoğulu, enfüs ve nüfüs ile birlikte yaklaşık üç yüz yerde geçmektedir. Bediüzzaman`a göre kötülükleri isteyen, insanı daima kötü şeylere sevk eden kötülüklere sebep, menfaat duyduğu şeylere kul ve köle olan bütün gücüyle dünyaya, maddiyata yönelmeyi isteyen, maneviyata gözünü kapayan insana daima tuzak kuran nefistir.
Nefsin hayra kabiliyeti yok, şerri yapmakta ise eli uzundur. Her şeye kendi hesabına bakar, hoşlandığı ve menfaat duyduğu şeylere var gücüyle yönelir. Esası ise kusur, noksanlık, aczi ve fakridir. Bu konuda kuranı kerimde şöyle buyurulmaktadır. “Nefis daima kötü şeylere sevk eder. “Bediüzzaman nefsini nasihate muhtaç görüp nefis ile mücadele etmenin önemi üzerinde çok durmaktadır. Nefis ve şeytanla uğraşmak cihaddır. Nitekim hadisi şerifte “Biz küçük cihaddan büyük cihada döndük. “denilerek nefis ile cihad etmek Allah yolunda cihad etmekten zor olduğu belirtilmiştir.
“Düşman istersen nefis yeter. “denilerek başka düşman aramaya gerek olmadığı vurgulamıştır. Bediüzzaman'a göre terbiye konusunda en evvel nefisten başlamak gerekir. “Zira nefsini ıslah etmeyen başkasını ıslah etmeyen başkasını ıslah edemez. Nefis daima insana tuzak kurar. Arzularını gerçekleştirmek için de yaptırmayacağı şey kötülük yoktur.