Yarın kutlanacak Ramazan Bayramı vesilesiyle bir mesaj yayımlayan Hizbullah Cemaati Rehberi Edip Gümüş, İslam âleminin bayramını tebrik ederken, önemli uyarı ve tavsiyelerde de bulundu.
Mesajında İslam ümmetinin gündemindeki sorunlara ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Gümüş, hiçbir ülkenin yanlışını kabul etmediklerini, doğrularının da karşısında olmadıklarını, İslami olma iddiasında olduğu halde düşünce ve uygulamaları yanlış görülen yapı ve fikirlerden uzak durulması gerektiğini, çok daha güçlü ve istikrarlı olunması için güç ve kuvveti zedeleyecek her söz ve tavırdan kaçınılmasını, gençlerin Allah ile irtibatlarını kuvvetli tutmaları, tefekkür ederek okuma, anlama ve yaşamaya çalışmaları, kardeşleri ile faydasız tartışmalardan uzak durmaları gerektiğini vurguladı.
Al-i İmran Sûresinin, "Allah'ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın. Ve Allah'ın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani siz düşmanlar idiniz. O, kalplerinizin arasını uzlaştırıp-ısındırdı ve siz O'nun nimetiyle kardeşler olarak sabahladınız. Yine siz, tam ateş çukurunun kıyısındayken, oradan sizi kurtardı. Umulur ki hidayete erersiniz diye, Allah, size ayetlerini böyle açıklar." 103'üncü ayetiyle başlayan mesajda Gümüş, "İslam coğrafyalarındaki kan ve gözyaşı ile birlikte kurtuluş ve selamet ayı olan mübarek Ramazan ayını geçirmiş bulunmaktayız. Oruç, Kur'an tilaveti, namaz, zikir ve tasadduk ibadetleri ile ihya edilen Ramazan-ı şerif, hepimiz için çok mühim kulluk vazifesi olan bir takım faaliyetlere milat olmuştur inşallah." diye belirtti.
"Hiçbir ülkenin yanlışını kabul etmez, doğrularının da karşısında olmayız"
İslami yapı ve hareketlerin birbirleri ile kavgaları, yöneticilerin kendi çıkarlarını ümmet çıkarlarının önüne alması, emperyalist güçlerle gizli ve açık işbirliği yapmaları neticesinde Müslümanların kanının aktığını, namuslarının kirletildiğini belirten Gümüş, şu ifadeleri kullandı:
"Ümmetin, özellikle de Ortadoğu diye isimlendirilen bölgemizin içler acısı durumu hepimizin malumudur. Emperyalist güçlerin gizleme gereği bile duymadan uygulamaya soktukları projeler İslam coğrafyasını kasıp kavurmaktadır. Mülhid yapı ve hareketlerin yaptıkları ve ortaya koydukları tavırlar, mutedil hareket etmeyen İslami yapı ve hareketlerin birbirleri ile kavgaları, ümmet coğrafyasındaki yöneticilerin kendi çıkarlarını ümmet çıkarlarının önüne alması, kendi yönetimlerini korumak için emperyalist güçlerle gizli ve açık işbirliği yapmaları neticesinde Müslümanların kanı akıtılmakta, malları talan edilmekte ve namusları kirletilmektedir. Bunlarla beraber Müslümanların İslami yaşamdan uzaklaşarak yozlaşması, haram ve günahlar ile yaşamanın normalleşmesi; duyarlı Müslümanların ve İslami hareketlerin üzerinde uzun uzun düşünmesi gereken vahim bir tablodur.
Rabbimiz, bunca olup biteni görmezden gelmeyi bize haram kılmaktadır. Bunların devası Müslümanların ittihadı, birlik ve beraberliğidir. O halde Müslüman ülkeler arasındaki çekişme ve ihtilafları çok iyi görmeli ve okumalıyız. Hiçbir ülkenin yanlışını kabul etmez, doğrularının da karşısında olmayız."
İslami olma iddiasında olduğu halde düşünce ve uygulamaları yanlış görülen yapı ve fikirlerden uzak durulmalı
Düşünce ve uygulamaları yanlış görülen yapı ve fikirlerden uzak durulması ve bununla beraber İslam kardeşliğinin temel prensiplerinin de korunması gerektiğinin altını çizen Gümüş, "Mutedil hareket etmeyen gruplara karşı tavrımızı iyi belirlemeli, her halükarda İslam kardeşliğinin temel prensiplerini korumaya çalışmalıyız. Kardeşlerimizi; İslami olma iddiasında olduğu halde düşünce ve uygulamalarını yanlış gördüğümüz yapı ve fikirlerden uzak tutmaya çalışmalıyız. Ancak bunu düşmanca bir tavır içerisinde yapmamak prensibimiz olmalıdır." dedi.
"Çok daha güçlü ve istikrarlı olmalı, güç ve kuvvetimizi zedeleyecek her söz ve tavırdan kaçınmalıyız"
Yozlaştırma faaliyetlerine karşı dikkat çeken Gümüş, bu sorunun önüne geçmek için daha programlı ve kendine has kurallarla çalışılması gerektiğini ifade ederek, "Kadın-erkek, genç-yaşlı hep birlikte pratiğimizle yozlaştırma faaliyetlerinin önüne geçmeli ve izale etmeye çalışmalıyız. Bütün bunları en güzel şekilde yapmak için de; çalışmalarımızı kendi kuralları içinde daha düzenli, daha programlı olarak yürütmeliyiz. Çok daha güçlü ve istikrarlı olmalıyız. Güç ve kuvvetimizi zedeleyecek her söz ve tavırdan kaçınmalıyız." diye belirtti.
Gençler; Allah ile irtibatlarını kuvvetli tutmalı, tefekkür ederek okuma, anlama ve yaşamaya çalışmalı, kardeşleri ile faydasız tartışmalardan uzak durmalı
İslami hizmetlerde bulunan, yeni neslin yetişmesinde gayret eden ve de gençlerin nasıl bir İslami kimliğe sahip olmaları gerektiği hakkında tavsiyelerde bulunan Gümüş, sözlerine şöyle devam etti:
"İslam'a hizmetin bekası elbette salih ve genç neslin yetişmesi ile mümkündür. Onları yetiştirecek olan kardeşlerimiz; okuma, salih amel, fedakârlık, teslimiyet, ekip halinde çalışabilme kabiliyeti ve sorun olma yerine sorun çözme istidadıyla hareket etmeli ve örnek olmalıdırlar. Bu örneklik sergilenirse yeni nesil, İslami çalışmaları olması gereken yere taşıyacaktır inşallah. Genç kardeşlerimize düşen; Allah ile irtibatlarını kuvvetli tutmaları, tefekkür ederek okuma, anlama ve yaşamaya çalışmaları, harama ve günaha düşmeme konusunda çok duyarlı olmalarıdır. Bununla beraber özellikle aynı yapı içerisinde birlikte çalışmak durumunda oldukları kardeşleri ile faydasız tartışmalardan uzak durmalıdırlar. Kâfirleri, zalimleri ve münafıkları iyi tanımalı, oyun ve tezgâhlarını iyi görmeli ve bu şuurla, İslami daire içinde mücadele ve hizmeti sürdürmelidirler."
"İslami hareket ve yapılar vahdet bilinci ile hareket etmelidirler"
Mesajında, hassas bir süreçten geçildiğini, ittihad ve vahdetin Müslümanların geleceğinin teminatı için tek çare olduğunu, bu yolda samimi ve ihlaslı adımlar atılması gerektiğini belirten Gümüş, şunları ifade etti:
"Hassas bir ortam ve süreçten geçiyoruz. Israrla diyoruz ki tek çaremiz ittihad ve vahdettir. Bunun için evvela İslami hassasiyeti olan Müslüman yöneticiler, şahsiyetler ve yapılar buna öncülük etmelidir. Bunu yaparken de samimiyetle ve ihlasla hareket etmeli, farklı bir hesap içine girmemelidir. Allah yaptıklarımızdan haberdardır. O her şeyi gören ve bilendir. İslami hareket ve yapılar vahdet bilinci ile hareket etmelidirler. Özellikle duyarlı Müslümanlara karşı kullanacağımız dile dikkat etmeliyiz. Karşılıklı husumete sebebiyet verecek bir dili başkaları kullansa bile biz kullanmamalıyız. Her mesele ve soruna bakışımız İslami ve adil olmalıdır. Müslümanların birbirlerine en çok ihtiyaç duyduğu bu dönemde ihtilafa sebep olacak rencide edici ve töhmet altında bırakıcı söz ve fiillerden kaçınmalıyız. Müminler olarak birbirimize ihtiyacımızın olduğunu hiçbir zaman unutmamalıyız. Birbirimize fiili bir katkımız olmuyorsa bile gıyabında Müslüman kardeşlerimize dua etmeliyiz."
Mesajının sonunda bütün Müslümanların Ramazan bayramını tebrik eden Gümüş, "Bu temenni ve dualarla tüm İslam âleminin, hassaten şehit, tutuklu, muhacir ve ailelerinin, i'layı kelimetullah uğruna koşturan bütün kardeşlerimizin Ramazan bayramını tebrik ediyor, dualarımızın kabulüne vesile olmasını Rabbimizden diliyorum." dedi. (İLKHA)