Kur`an`da Hakk kelimesi hem Allah (cc) için, hem de O`nun dini İslâm için kullanmaktadır. Allah(cc) mutlak gerçektir, mutlak varlıktır, varlığı değişmez ve ebedidir. O`nun dini olan İslâm da doğrudur, temeli vardır, gerçektir ve kalıcı olandır. Batıl ise geçersiz, hükümsüz ve kalıcı olmayandır.

Şu ayet hak ve batıl kelimelerini çok net bir şekilde ortaya koyuyor:

“(Allah) gökten bir su indirdi de kendi miktarınca sel oldu. Sel de yüze vuran bir köpük yüklendi. Bir süs veya meta (fayda) sağlamak için ateşte yakıp-erittikleri şeylerden (madenlerden) de bunun gibi bir köpük (posa) kalır. İşte Allah, hak ile batıla böyle örnekler verir. Köpüğe gelince, o atılır, insanlara fayda sağlayacak şey ise yeryüzünde kalır. İşte Allah böyle örnekler vermektedir.” (Ra`d:17)

Allah (cc) mutlak Hak`tır. O kendi varlığı ile vardır ve her şeyin yaratıcısıdır. Kıyamette her şey ölecektir ve yalnızca O`nun varlığı kalacaktır. Öyleyse O`nun dışındaki her şey O`nun sebebiyle vardırlar. Kendi başlarına bir varlıkları ve bir gerçeklikleri yoktur. Bu anlamda onlar batıldırlar, yani mutlak gerçek değillerdir ve varlıklarının tek başına bir hükmü yoktur.

Hak olan Allah (cc) yeri ve gökleri hak olarak yarattı. Bunları ve diğer bütün varlıkları varlığının ayetleri, belgeleri yaptı. İnsan bunlara bakar, basiretle bunları idrak eder ve hak olan yola, İslam`a teslim olur. Ayrıca Rabbimiz, Hz. Muhammed`i(sav) hak peygamber olarak gönderdi. O`nunla beraber bir de hak Kitap indirdi.

Bütün bunlara rağmen bazı insanlar kalıcı, sağlam, doğru olan Hakk`ı bırakır, köpük gibi bir değeri ve kalıcılığı olmayan batıla uyar. Hâlbuki köpük kaybolmaya mahkûmdur, bir faydası da yoktur.

Kur`an şöyle buyuruyor:

“De ki: Hak geldi, batıl zail oldu (yok oldu). Çünkü batıl yok olucudur.” (İsra:81)  

“Hayır, biz hakkı batılın üstüne fırlatırız o da onun beynini darmadağın eder. Bir de bakarsın ki o, yok olup gitmiştir ...”  (Enbiya:18)

Görüldüğü gibi ‘batıl`, köksüzdür ve güçsüzdür. Yok olmaya, dağılmaya, silinip gitmeye mahkûmdur. Hakk`ın karşısında tutunamaz. Suyun üzerindeki köpük gibi olan batılın, demir gibi olan hakkın karşısında tutunması mümkün olabilir mi?

Dünya hayatında ‘batıl` bazen Hakk`a galip gelmiş gibi görünür. İnsanlar öyle zannederler. Ya da Müslümanların mağlup oluşlarına bakarak kimileri bunu batılın galibiyeti gibi sayarlar. Hâlbuki gerçek böyle değildir. Müslümanlar da insandırlar; hataları, eksikleri vardır. Görevlerini yapmamış, gerekli tedbirleri almamış olabilirler. Onların zayıf durumu veya hataları, Hakk`ın zayıflığı veya zilleti değildir. Yeryüzünde hiç bir Müslüman kalmasa bile Allah`ın adı ve Onun dini yine yücedir. O`nun kelimesi olan İslâm ve O`nun kitabı olan Kur`an yine üstündür.

Küfre düşenler kendi akıllarınca hak olarak gönderilen Peygamberin davetine ve mesajına karşı mücadele ederler, hakkı iptal etmek, yani geçersiz kılmak için uğraşırlar. Ancak bu çabaları boş bir çabadır.

Batıl, kavram olarak bazı insanların Allah`ın dışında uydurdukları ilâhların ortak adı olduğu gibi, bu ilâh fikrine uygun olarak inandıkları dinlerin de ortak adıdır. Allah (cc) katında geçerli olmayan, hükümsüz, temelsiz ve yanlış olan bütün inanç ve ibadetler batıldır.

“De ki; Hak geldi; batıl ise ne (bir şey) ortaya çıkarabilir, ne de geri getirebilir.” (Sebe:49)  

Günümüzde peşine gidilen; İslâm`a aykırı bütün inançlar, dünya görüşleri, hayat anlayışları, toplumsal düzenler, ideolojiler Allah`ın katında batıl, geçersiz ve hükümsüzdür.        

Kimya-yı Saadet