HÜDA PAR Kadın Kolları İstanbul Başkanlığı, açlığı ve israfa dikkat çekmek amacıyla çorba, hurma, ekmek ve sudan oluşan menü ile iftar düzenledi.

Topkapı Surlarının olduğu alanda yapılan iftar öncesi bir konuşma yapan HÜDA PAR İstanbul İl Başkanı Erdal Elibüyük, böylesine anlamlı bir organizasyonu gerçekleştiren kadın kollarına teşekkür etti.

Geçtiğimiz gün, Dünya Mülteciler Günü olduğunu hatırlatan Elibüyük, "İnsanoğlu olarak hem dünyada savaş çıkartarak insanların mülteci olmasına, olmalarına yol açıyoruz hem de senede bir gün mülteci günü belirleyip sorunlarını çözmeye çalışıyoruz. Aslında mültecilik, açlık ve israf birbirinden bağımsız değil. Nerede mülteci görürseniz orada yoksulluk vardır, açlık vardır. Nerede israf görürseniz başka bir yerde yoksulluk ve sefalet vardır. Mültecilerin içinde bulunduğu durumu anlamamız çok zor. Onların yaşam koşullarını eğer bilirsek bizlerin ne kadar büyük bir nimet içerisinde yaşadığımızı o zaman anlarız.  Eğer bugün dünyada mülteciler varsa savaşların olmasından dolayıdır. Açlık da varsa israfın olmasından kaynaklıdır. Buna dikkat çekmek için bu organizasyonu ben bu sebepten dolayı çok anlamlı buluyorum. Şimdiye kadar birçok iftara davet edildim, katıldım. Emin olun burada bir hurma ve çorbayla yaptığım iftardan aldığım heyecanı bir başka yerde bulamadım." dedi.

"İslam alemi en buhranlı çağını yaşamakta"

Ardından konuşan HÜDA PAR Kadın Kolları İstanbul Başkanı Esra Türk, iftara katılım gösteren herkese teşekkür etti.

Açlık ve sefalete sürüklenen Müslümanların durumunu daha iyi idrak edebilmek ve israfa dikkat çekmek amacıyla Kadın Kolları olarak böyle mütevazı bir iftar düzenlediklerini vurgulan Türk, "Ramazanın o evrensel Ruhunu dünyanın dört bir yanındaki Müslüman kardeşlerimiz de yaşamaktadır ancak gelinen son noktada İslam alemi en buhranlı çağını yaşamakta. Açlık ve sefaletle birlikte zulmün her çeşidine şahit olmaktalar. Şehirler harabeye döndü, hürmetler çiğnendi. Açlıktan ölen çocuklar, okyanuslarda Boğulan bebekler, batılıların olmayan insafına sığınan zavallı mülteci durumdaki kadın erkek ve çocuklar, Müslümanların hiçbir dönemde böylesine düşkün olmadıklarının resmidir."  ifadelerini kullandı.

Bu hususları gündeme getirip sadece bunlar karşısında üzülerek veya kara kara düşünerek çözüm bulunamayacağını söyleyen Türk, bu husustaki çözümlerin başında birlik ve beraberliği yeniden tesis etmenin geldiğini ifade etti.

Türk, "Dünya emperyalizmi ve ırkçı Siyonizm, her türlü farklılıklarımızı çatışmaya dönüştürmeye çalışıyor, bizler de bunu birleşme vesilesi kılarsak kendi çapımızda ve imkânlarımız ölçüsünde bu oyunu boşa çıkarmış oluruz. Hiçbir meslek, meşrep ve mezhebi dışarda tutmadan ehli kıblenin tamamını kardeşimiz kabul ederek birlik ve beraberlik oluşturmalı ve bu doğrultuda hareket etmeliyiz. Yaşanan bunca çatışma ve tartışmalardan sonra bütün ihtilafları bir kenara bırakıp bütün farklılıklarımızla tek bir ümmet anlayışında birleşmemiz kolay olmayacak ancak çözüme ulaşmanın birinci adımı buna inanmaktır." diye konuştu.

"İhtiyacımızdan fazlasına yönelmemiz bizleri israf ve ziyana sürüklemekte"

Yaşanan israfa da dikkat çeken Türk, "Rabbimiz, bizlere sunmuş olduğu tertemiz yiyeceklerden nasiplenmemizi ister. Ancak ihtiyacımızdan fazlasına yönelmemiz bizleri israf ve ziyana sürüklemekte. İhtiyaç fazlasını paylaşmamız bizleri hem israftan kurtaracak hem de muhtaç insanların sofrasına bir katkı olacaktır. Ortak harcamalar kadın ve erkeğe bağlıyken yiyecek ve sofradaki israfın önüne geçmek daha çok kadınlarımıza düşmektedir. Bu mütevazı soframız bir dayatma değildir. Ancak son açıklamalara göre özellikle ramazan ayı içerisinde günde üç milyon pidenin israf edildiğidir. Temel ihtiyaç olan ekmekte rakam buysa günlük tüketilen yemeklerde durum daha vahimdir. Bu nedenle bizler Kadın Kolları olarak ihtiyaç fazlası yiyecek ve ekmek israfının önüne geçilmesine dikkat çekmek istedik.  Zira Rabbimiz, 'Yiyiniz, içiniz ancak israf etmeyiniz.' diye buyurmaktadır." şeklinde konuştu. (İLKHA)