Demir, 28 Şubat`ın 10 yıl bile sürmediğini iddia edenlerin, mütedeyyin insanlara yapılan hukuksuz ve keyfi davranışların nereden kaynaklandığını açıklamak zorunda olduklarını belirtti.
"28 Şubat`ta Bir İnanç Kıyımı Yaşanmıştır"
Toplumun dine eğilimini kırmak ve toplumu laikleştirmek için, bir inanç kıyımı yapıldığını belirten Salih Demir sözlerini şöyle sürdürdü: "1997 28 Şubat`ında yapılan MGK toplantısı sonucunda tarikatlara bağlı okullar denetlenmeli ve MEB`e devredilmeli, 8 yıllık kesintisiz eğitime geçilmeli, Kuran kursları denetlenmeli, Tevhidi Tedrisat uygulanmalı, tarikatlar kapatılmalı, irtica nedeniyle ordudan atılanları savunan ve orduyu din düşmanıymış gibi gösteren medya kontrol altına alınmalı, kıyafet kanununa riayet edilmeli, kurban derileri derneklere verilmemeli ve benzeri kararlar ile birlikte, ülke genelinde adeta bir inanç kıyımı yaşanmıştır. Mütedeyyin insanların evlerine, hücre evi basar gibi baskınlar yapılıyor, irtica adı altında, başörtüsü yasaklanıyor, çocukların dini eğitimden mahrum bırakılması için kesintisiz eğitim şartı getiriliyor ve bunlara uymayanların ise tıpkı İstiklal Mahkemelerinde alınan kararlar gibi, en ağır bir şekilde cezalandırılmaları öngörülüyordu" dedi.
"1997 28 Şubat`ındaki İcraatlar 2012 28 Şubat`ında da Devam Etmekte"
1997 28 Şubat darbesi ile başlatılan inanç kıyımının hala devam ettiğini belirten Demir sözlerini şu şekilde sürdürdü: "İnançlarından dolayı örtülerinden taviz vermeden öğrenim hayatına devam etmek isteyen kız öğrencilere tecritler ve sürgünler yaşatılmakta, eğitim hakları gasp edilmektedir. Tesettürlerinden dolayı eğitim hakları ellerinden alınan çocuklara uygulanan zulümler yeterli görülmemiş olsa gerek ki, onlara sahip çıkan velileri de gözaltına alınmakta, haklarında dava açılmaktadır. 28 Şubat ürünü olan kamusal alan - özel alan ayırımı devam ettirilmekte, bu ayrım ile örtü kamusal alanda yasaklanmakta ve ibadetler için kamusal alanda ibadet yeri açılmamaktadır. Tek amacı toplumun sosyal, kültürel ve ekonomik anlamda kalkınması olan İslami hassasiyete sahip bazı Sivil Toplum Kuruluşları tıpkı hücre evi basar gibi basılmakta; yönetici, üye ve gönüllüleri hiçbir gerekçe gösterilmeden keyfi olarak gözaltına alınmaktadır. Evet bunlar 1997 28 Şubat`ında kalmadı, 2012 28 Şubatında tüm hızı ile devam etmektedir." dedi.
"28 Şubat 10 Bile Sürmedi Diyenler, Bu Hukuksuzlukların Kaynağını Açıklamak Zorundalar"
28 Şubat`ın 10 yıl bile sürmediğini söyleyenlerin, mütedeyyin insanlar üzerinde devam eden hukuksuzlukların kaynağını açıklamak zorun olduklarını belirten Mustazaf-Der Tarsus Şube Başkanı Salih Demir yaptığı açıklamasını şu sözlerle noktaladı: "Malumunuz bir takım çevreler sürekli 28 Şubat`ın 10 yıl bile sürmediğini söyleyip duruyorlar. Bunu söyleyenlere soruyoruz; bitti diye iddia ettiğiniz 28 Şubat`tan kalma başörtüsü yasağı neden devam ediyor. Savcılık ve Valilikten izin alınarak yapılan kutlu doğum etkinleri, basın açıklamalarını düzenleyen STK`ların, başkan, üye ve gönüldaşlarının evlerine şafak operasyonları yapılarak gözaltına alınıp neden cezalar verilmektedir. İslami STK`ların faaliyet gösterdiği bölgelerde, son olarak Adana`da STK üyesi bir kişiye neden polis tarafında muhbirlik teklifi yapılıyor. Yine de son örneği Adana`da ortaya çıkan bir okulda, okul müdürü okulda namaz kılan öğrencilere hakaret edip, namaz kılmayı yasaklıyor. İnancı gereği Başörtüsü ile ilkokula giden kız öğrenciler neden hala okuldan okula sürgün ediliyor ve neden bu öğrencilerin velilerine davalar açılıp bu veliler cezalandırılıyor. Evet, bunlar cevabını beklediğimiz sadece bazılarıdır. Şimdi tekrar bu kişi(lere)`ye soruyoruz, 28 Şubat bitti mi bitmedi mi?" dedi.