2016-2017 eğitim-öğretim yılı, yaklaşık 17 milyon 300 bin öğrencinin yarın karne almasıyla sona erecek. Bir yılın değerlendirmesini yapan Eğitim-Bir-Sen Bitlis Şube Başkanı Cabir Durak, iyi bir geleceğin, eğitimin sorunlarını çözmekle mümkün olabileceğine dikkat çekerek, mülakat ile istihdam hatasından vazgeçilmesi çağrısında bulundu.
Mülakat ile yapılan atamaların ciddi hak ihlallerine neden olabileceğini belirten Durak, "Atanacak öğretmen seçiminin mülakatla yapılması, yapılan mülakatlar çerçevesinde adayların kazanma ya da kaybetme nedeninin objektif bir şekilde izah edilememesi, yıllarca emek vererek okumuş ve birçok yazılı sınavdan geçmiş öğretmen adaylarının farklı komisyonlarca birkaç dakikalık mülakatla elenmesi adalet duygusunun zedelenmesine neden olmaktadır." dedi.
"Kamuya az sayıda personel alımında uygulanan mülakat ve üç katı kuralının, millî eğitim gibi tek bir atama döneminde, binlerce adayın atamasının yapıldığı bir kurumda sağlıklı bir şekilde uygulanması mümkün değildir." diyen Durak, şunları söyledi:
"Daha ilk mülakat uygulamasında öngörülerimizin ne kadar isabetli, çekincelerimizin ne kadar haklı olduğu, uzun vadede birikecek yoğunluğun yönetilemezliğinin sirayet alanı çok net anlaşılmıştır. Bakanlık, yeni alımlarda bugünkü tecrübeyi de göz önüne alarak, bu durumu gözden geçirmeli; yeni personel alımı tercihinde, mülakat uygulaması yerine adil, hakkaniyet, ehliyet ve liyakat ölçülerine göre istihdamı yeniden düşünmelidir. Millî Eğitim Bakanlığı, maşeri vicdanı yaralayan, hakkaniyet kriterleri her hâlükârda tartışmaya açık olacak olan sözleşmeli öğretmenlik istihdamı uygulamasından da bunun yolu olan mülakatla öğretmen alımından da bir an önce vazgeçmelidir."
"İyi bir gelecek eğitimin sorunlarını çözmekle mümkündür"
Durak, iyi bir gelecek eğitimin sorunlarını çözmekle mümkün olacağına dikkat çekerek, "Eğitim, bire bir insan ilişkilerine dayanması bakımından hassas, o ölçüde yorucu ama ülkenin geleceğiyle, yarınlarının hazırlanmasıyla ilgili olduğu için de güzel ve değerli bir çabadır. Erdemli topluma ulaşmada verilen her katkı, sağlanan her bir katılım bizim için kıymetlidir. Ancak bu amaca ulaşmanın sadece okul binası inşa etmekle, donanım sağlamakla mümkün olmayacağı da açıktır. Eğitim politikaları bir bütün olarak tasarlanmalı, yeniliklerin altyapısı iyi hazırlanmalı; değişimler, şartlar olgunlaştıktan sonra hayata geçirilmeli, her ne planlama yapılırsa yapılsın, uygulayıcısı olan öğretmenin niteliği hepsinin önünde ve üstünde olmalıdır. Öğretmenlerin çalışma şartları düzeltilmeli, mali ve sair özlük hakları geliştirilmeli, mesleğin itibarını güçlendirecek adımlar atılmalıdır. Öğretmenliğin bir idealizm mesleği olduğu unutulmamalı, her şey bu idealizme göre yapılandırılmalıdır." diye belirtti.
Eğitim camiasının beklentileri
Durak, Türkiye`nin yarınki sorumluluklarını üstlenecek nesiller yetiştirmek, çağın gereklerine cevap verebilecek nitelikte güncel, gücünü medeniyet değerlerinden alan bir müfredatla mümkün olabileceğini dile getirerek, geç de olsa başlatılan müfredat çalışması akamete uğratılmadan, beklentileri karşılayacak şekilde bir an evvel tamamlanması gerektiğini ifade etti.
Durak, eğitim camiası olarak beklentilerini şöyle sıraladı: "Masumların korunması, hainlerin hak ettikleri cezayı alması için FETÖ ile mücadele titizlikle yürütülmelidir. Sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik uygulamasına son verilmelidir. Mülakatla istihdam hatasından dönülmelidir. Eğitimciye şiddetin önüne geçilmelidir. Ek ders ücretlerinde hakkaniyete uygun bir iyileştirme yapılmalıdır. Eğitim kurumu yöneticilerinin ek ders usul ve esaslarından kaynaklı mağduriyetleri giderilmelidir. Millî Eğitim Bakanlığı yönetici ve öğretmenlerin Haftalık ders ve ek ders saatlerine ilişkin düzenleme yapmalıdır. Kariyer basamakları yeniden hayata geçirilmelidir. Öğretmenlere alan değişikliği hakkı tanınmalıdır. Okul yeterliliği ve donanımı tam olarak sağlanmalıdır. Yardımcı hizmet sınıfı çalışanlarının görev tanımları belirlenmelidir. Eğitim kurumları çalışanlarının fazla çalışma sorunu çözülmelidir. Eğitim kurumlarının hizmetli ve memur ihtiyacı karşılanmalıdır. Norm fazlası atamaları ayrıcalıklı bir atama usulü olmaktan çıkarılmalıdır. Hizmet içi eğitim çalışmaları mesleki gelişime dayalı olarak yeniden planlanmalıdır. Mazerete ve isteğe bağlı iller arası ve il içi yer değişikliği işlemleri eş zamanlı yapılmalıdır. Aday öğretmenlik süreci gözden geçirilmelidir. Rehber öğretmenlerin istihdam amacına ve asli görevlerine aykırı düzenlemeler yapılmamalıdır. Eğitim kurumu yöneticileri sosyal güvenlik, iş sağlığı ve güvenliği işlemlerinden dolayı doğrudan sorumlu tutulmamalıdır. Yöneticilerin görev süreleri dört yılla sınırlı tutulmamalıdır. Öğretim yılına hazırlık ödeneği tüm eğitim çalışanlarına ödenmelidir. Sınav görev dağılımda eşitlik ve adalet sağlayacak bir uygulama hayat geçirilmelidir." (İLKHA)