İşte Mustazaf Der Genel Merkezinden kamuoyuyla paylaşılan açıklama....
 
Kamuoyuna;

Yakın tarihimize bir utanç belgesi olarak kazınan 28 Şubat post modern darbesinin etkileri (sanılanın aksine) hala devam etmektedir. Her fırsatta, insan hakları ve özgürlükler alanında çağ atladığı iddiasında bulunanlarca hala;

İnançlarından dolayı örtülerinden taviz vermeden öğrenim hayatına devam etmek isteyen kız öğrencilere tecritler ve sürgünler yaşatılmakta, eğitim hakları gasp edilmektedir.
 
Tesettürlerinden dolayı eğitim hakları ellerinden alınan çocuklara uygulanan zulümler yeterli görülmemiş olsa gerek ki onlara sahip çıkan velileri de gözaltına alınmakta, haklarında dava açılmaktadır.
 
28 Şubat ürünü olan kamusal alan - özel alan ayırımı devam ettirilmekte, bu ayrım ile örtü kamusal alanda yasaklanmakta ve ibadetler için kamusal alanda ibadet yeri açılmamaktadır.
 
Tek amacı toplumun sosyal, kültürel ve ekonomik anlamda kalkınması olan İslami hassasiyete sahip bazı Sivil Toplum Kuruluşları tıpkı hücre evi basar gibi basılmakta; yönetici, üye ve gönüllüleri keyfi olarak gözaltına alınmaktadır.
İslami hassasiyete sahip kişi ve kurumlar Kutlu Doğum Etkinliği düzenlemek, İsrail aleyhine açıklama yapmak, Kuran-a Sahip Çıkma mitingleri organize etmek gibi suçlamalarla (!) gözaltına alınmakta, on yıllarla ifade edilecek cezalara çarptırılmaktadır.
 
İslami kimliği ile tanınan kişi ve kurumlar hala takip edilmekte, fişlenmektedir.
 
Toplumun manevi olarak yeniden inşası amacıyla ilmi ve kültürel seminerlerin yapıldığı dernekler basılmakta, seminerlere katılanlar ile dernek üye ve gönüllüleri tehdit edilmektedir.
 
Post modern darbe döneminde tamamen hukuksuz ve mesnetsiz bir şekilde alıkonarak hayali suçlamalarla cezaevlerine tıkılan ve gerek gözaltı gerekse de cezaevi sürecinde yaşadıkları fiziki ve psikolojik işkenceler ile cezaevi koşulları sebebiyle türlü hastalıklara yakalanan, ölümcül hastalıkları Adli Tıp Kurumu tarafından da belgelenen İslami hassasiyete sahip kişiler için üç maymunu oynamakta, adeta cezaevlerinde ölmeleri beklenmektedir.
 
Gerek Ergenekon ve gerekse de diğer siyasi suçlardan dolayı hükümlü bulunan şahıslara hastalık, taziye vb. durumlarda izin hususunda hiçbir engel çıkarılmazken, İslami faaliyetlerinden dolay, dönemin brifing alanlarınca tutuklanan kişilere böyle bir hak verilmemektedir.
 
28 Şubat post-modern darbesinin etkileri sanılanın ve iddia edilenin aksine on yılda bitmiş değil; birileri için bitmiş görünse de mazlum ve mustazaflar için hala devam etmektedir.
 
Toplumu darbelerin yıkıcı ve bunaltıcı etkilerinden kurtarmak ve yakın tarihi despot uygulamaların utanç lekelerinden arındırmak için gerek darbeleri bizzat gerçekleştirenler ve gerekse de darbe sürecinin oluşması için zemin hazırlayanlar, darbeye çanak tutanlar, toplumun ifsadından, maddi ve manevi yıkımından nemalananlar yargılanmalıdır. Bununla birlikte darbeler ile başlayan gayr-i hukuki ve insanlık dışı uygulamalar ivedi olarak terkedilmeli, gasp edilen hakların tümü iade edilmelidir.
 
Ve bilinmelidir ki;
28 Şubat sürecinin bittiği gün, inancı yaşamanın önündeki tüm engellerin, yasakların kalkacağı gündür.

 

Mustazaflar ile Dayanışma Derneği
Genel Merkez