Baskılar Halen Devam Ediyor
Yaşananların insanlık dışı muamele olduğunu belirten Yusufi Der Genel Başkanı Av Mirhan Özbekli, olayın faillerini kınadı ve olayın takipçisi olacaklarını açıkladı. Osmaniye T Tipi Cezaevi Yönetiminin tutuklu ve hükümlülere yaptığı baskının halen devam ettiğini belirten Özbekli, 2011 yılı haziran ayında hükümlü Enver Kaplan`a yapılan haksızlıklardan sonra şimdi de Hasan Tilki ve Salih Yıldırım isimli hükümlülere uygulanan insanlık dışı muamelelerinin ortaya çıktığını söyledi.
Cezaevi İdaresi Kimden Cesaret Alıyor?
Cezaevi yönetiminin, bunların dışında 2011 yılı içinde sakal bırakan hükümlülere darp ve eziyetlerde bulunduğu ve sosyal haklarını ellerinden aldığının kamuoyuna yansıdığını hatırlatan Özbekli, demokratik açılım, insani hak ve hürriyetlerin dile getirildiği günümüzde bu hukuka aykırı işlemleri yapan cezaevi idaresinin nereden ve kimden cesaret aldığının merak konusu olduğunu söyledi.
İşkenceye sıfır tolerans diye propaganda yapan bu hükümetin bir yıldır basında çıkan bu haberleri görmediği ya da görmek istemediğinin anlaşıldığını ifade eden Özbekli, "Terörü ortadan kaldırmak isteyen devletin, öncelikle idaresinde terör uygulayan yapıları temizlemesi gerekir. Devletin içindeki işkenceci ve zulüm yapan idarecilerin devletten temizlenmedikçe devletin halkıyla barışamayacağı açıktır. Halk ile barışmak isteyen bir devletin, halkın inancına ahlaki değerlerine saygı göstermesi gerektiği gibi, toplumun nezdinde kendini temize çıkartmak için devlet yapısı içerisindeki işkenceci zihniyeti ve işkencecileri devlet mekanizmasından temizleyip, bununla ilgili bütün şikâyetleri ciddiyetle araştırması zorunludur" dedi.
Sorumlular Açığa Çıkartılmalı
Özbekli, sözlerini şöyle sürdürdü; "Uluslararası sözleşmelere imza atan Türkiye Cumhuriyetinin İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi gereği insanlık onuruna aykırı yukarı da belirtilen işkenceleri duyar duymaz hemen araştırması ve bu araştırma neticesinde bu hak ihlallerinde sorumlulukları bulunanları cezalandırması imza attığı sözleşmeler gereğidir. Sadece kâğıt üzerinde imza atmakla insan haklarına saygılı olunmaz. Bunun somutlaşabilmesi şikâyet edenlerin şikâyetlerinin ciddiye alınması devlet ciddiyetinin gereğidir. Türkiye uluslararası sözleşmeleri ihlal etmeyen bir devlet haline gelmedikçe başka alanlardaki gelişmelerin hiç bir önemi yoktur. Bu somut olayın bir an önce araştırılarak sorumluların açığa çıkartılması ve cezalandırılması hükümetin görevidir. Hükümet görevini yapmadığı takdirde kamuoyuna hükümetin insan hakları konusunda ciddiyetsiz olduğu anlatılacak ve bu tür olaylar içinde bulunduğumuz STK`larca dile getirilerek kamuoyu sürekli bilgilendirilecektir."