FATIMA BOZKURT / DOĞRUHABER

Elhamdülillah hepimiz Müslüman'ız. İslam inancına göre yaşamımıza yön veriyoruz. Biliyoruz ki inancımızı yaşayabilmemiz için Rabbimiz bize yol gösterici, öğüt verici bir kitap göndermiştir ve bunu Kur'an-ı Kerim'de şu şekilde belirtmiştir: "Ey insanlar! Size Rabbinizden bir öğüt, gönüller derdine bir şifa, müminlere bir hidayet ve rahmet geldi." (Yunus-57) Derde deva, gönüllere şifa olan yüce kitabımızı ne kadar inceleyebiliyoruz ya da ne kadar okuyoruz?

 Tabiri caizse bir sınava girdik ve kitaba bakmak serbest. Ama her nedense biz kitaba bakmamaya ısrar ediyoruz ya da kitabı açmaya vakit! bulamıyoruz. Gün içinde her işimize az çok vakit bulup mesul olduğumuz sınavı geçmek için gönderilen bir tek kitaba bakmaya vakit bulamıyoruz. Günü bırakın aylar geçiyor, yıllar geçiyor ama bizim kitap ya tozlanmış bir kılıfta duvarda asılı kalıyor ya da kitaplıkta hiç düzeni değişmeyen bir rafta...

 Oysa Kur'an-ı Kerim'i hayatımıza aldığımız zaman rahat bir nefes alabileceğiz. Dini konularda kimi zaman eksik bilgilerle düştüğümüz hatalardan yalnızca Kur'an-ı Kerim'i okuyarak arınabiliriz, ifrat veya tefritten de yalnızca bu şekilde kurtulabiliriz.

 Hani başımızda bir sürü sıkıntı var diye vakit bulamıyoruz ya okumaya, oysaki o sıkıntıların çözümü o kitapta... Ayetlerle biraz haşır neşir olduğunuz vakit inanın ki günlük bir olaya bakışınız farklı olacaktır. Başınıza bir dert geldiğinde kara kara düşüneceğinize Kur'an-ı Kerim'i hatırlayarak rahatlayacaksınız. Çünkü Rabbimizin belirttiği gibi o kitap bir öğüttür.

 Rabbim en değerli kılavuzumuzu Kur'an-ı Kerim kılsın, yolumuzu Kur'an-ı Kerim'le aydınlatsın, Allah'a emanet olunuz.