Haliç Kongre Merkezinde, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi`nden mezun olacak öğrenciler, aileleri ve hocalarının katılımıyla gerçekleştirilen törende Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir konuşma yaptı.

Konuşmasının ilk bölümünde, dün gece İngiltere'nin Manchester şehrinde bir konser esnasında gerçekleştirilen, saldırıyı değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, saldırıyı şiddetle kınadığını ifade etti.

İngiltere devletinin ve İngiliz halkının acısını paylaştıklarını söyleyen Erdoğan,  "Terör örgütleriyle mücadelesinde tüm ülkeler gibi İngiltere`nin de yanında olduğumuzu burada ifade etmek isterim" dedi.

Mezun olan öğrencilerine hitaben yaptığı konuşmasına, onları tebrik edip kendilerine başarılar dileyerek ve onların bu mutlu gününde bulunmaktan duyduğu memnuniyeti ifade ederek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, mezun öğrencilerin eğitimlerinde emekleri bulunan ebeveynleri ile hocalarına teşekkür etti ve "Türkiye, sahip olduğu en büyük gücü genç ve yetişmiş insan kaynağı olan bir ülkedir. Bunun için, her alanda gençlerimizin enerjisine, azmine, birikimine, gayretine ihtiyacımız var." diye konuştu.

Başarının yolu düzenli ve bilinçli çalışmaktan geçtiğine, özellikle sağlık bilimlerinin, çok daha fazla çaba ve disiplin isteyen bir eğitim alanı olduğuna değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün mezun olarak mesleğe ‘merhaba` diyecek öğrencilerin, okullarında 6 yıl boyunca verdikleri emeğin karşılığını, hayatlarının bundan sonraki her aşamasında göreceklerini söyledi ve "Ülkemizin ilk tıp fakültesi olan bu çatıdan mezun olmak, buradaki öğrencilerimizin ömür boyu iftiharla göğüslerinde taşıyacakları bir ayrıcalık olacaktır." diye ekledi.

Sağlık hizmetleri alanının, son 14 yılda en büyük reformların, en ciddi dönüşümün hayata geçirildiği alanların başında geldiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, eski Türkiye`deki sağlık hizmetlerinin, vatandaşa şifa dağıtmaktan ziyade omuzlarına yeni dertler bindiren bir halde olduğunu, farklı kurumlar arasında dağıtılan hastanelerin kiminde doktor varken teşhis araç gerecinin olmadığını, kiminde bu araç gereç varken doktorun olmadığını, ilacın ise hiç birinde olmadığını dile getirdi.

Kendi yönetimlerinde insana yük olan bu sistemi kaldırarak kamuya ait tüm kurumlardaki hastaneleri aynı çatı, yönetim sistemi ve personel politikası altında topladıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sağlıkta çok büyük bir altyapı atılımı başlatarak 2002 yılında 1.156 olan hastane ve yataklı tedavi kurumlarının sayısını 4 bin 636`ya, birinci basamak sağlık kuruluşlarının sayısını da 9 binden 17 bine, 378 bin olan sağlık personeli sayısını 875 bine çıkardıklarını, 112 acil servisleri ve ambulanslardan tıbbi cihazlara kadar sağlık hizmetlerinin tamamında kaliteyi ve sayıyı yükselttiklerini aktardı.

Sağlık alanındaki en büyük reformun örneği olan şehir hastanelerinden bugüne kadar 4`ünün açıldığını, 20`sinin inşa, 8 tanesinin de proje ve ihale işlemlerinin sürdüğünü aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplamda 42 bin 500 yatak kapasiteli şehir hastanelerinin, Türkiye`de sağlık alanında yeni bir dönemin sembolü olacağını, bu hastanelerle sadece Türkiye`ye hizmet vermekle kalmayıp aynı zamanda tüm çevre ülkelere de hizmet verir hale geleceğini kaydetti.

"Doktor sayımız ne kadar artarsa, hizmetimiz de o kadar başarılı olacaktır"

Mezun öğrencilere hitaben, "Onun için sizlere çok ihtiyacımız var" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Doktor sayımız ne kadar artarsa buralardaki hizmetimiz de o kadar başarılı olacaktır. Potansiyelimizin büyüklüğü tıp eğitim ve öğretimine çok daha fazla önem vermemizi gerektiriyor. Bu bakımdan, bugün mezun olan gençlerimizin hizmetlerine kamuda veya özel sektörde, hiç fark etmez, gerçekten çok ihtiyacımız var. Kendilerine şimdiden iş ve uzmanlık hayatlarında başarılar diliyorum." sözlerine yer verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "14 Mart Tıp Bayramının hikâyesini hepiniz biliyorsunuz. Bu, hem fakültemizin açılışının, hem de 1919 yılında düşman işgaline karşı yapılan başkaldırının tarihidir. Birinci Dünya Savaşı`ndaki cephelerde okulumuzun sadece mezunları ve hocaları değil, öğrencileri de çok büyü hizmetler vermiştir. Savaş bittiğinde cepheye giden 765 öğrencisinden 346`sını şehit veren fakültemiz, bu bakımdan aynı zamanda gazi bir eğitim kurumudur; bundan dolayı da ayrıca tebrik ediyorum. Türkiye`nin bugün de milletinin birliği için, ülkesinin istiklali ve halkının istikbâli için, vatanının bütünlüğü için gerektiğinde her türlü fedakârlığı yapabilecek gençlere ihtiyaç var. 15 Temmuz gecesi, hamdolsun, Çanakkale`de ve diğer cephelerde canları pahasına görev yapan tıbbiyelilerimizin izinden giden milyonlarca gencimizin bulunduğunu gördük. Terörle mücadelede sınırlarımız içinde ve dışında aslanlar gibi mücadele eden gençlerimizin kahramanlıklarına her gün şahit oluyoruz. Eğitimde, bilimde, sporda, sanatta ve iş hayatında ülkemizi dünya çapında temsil eden, milletimizi sevince boğan başarılara imza atan gençlerimizin haberlerini adeta içimi içimize sığmayarak alıyoruz."

Geleceğin emanet edildiği gençlere güvenmenin, aynı zamanda onların önlerini açmayı, onlara destek olmayı da gerektirdiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 16 Nisan Anayasa değişikliğiyle seçilme yaşını 18`e düşürdüklerini hatırlatarak, "Bundan sonra 18 yaşını bitirmiş her gencimiz muhtarlıktan belediye başkanlığına, il genel meclis üyeliğinden milletvekilliğine kadar seçimle gelinen her göreve aday olabilecek. Bu, gencinize güvenmedir. Bu, insanınıza güvenmedir" şeklinde konuştu.

"Türkiye`nin hedeflerine ulaşması için gençlerimizin dinamizmine ihtiyacı var"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında gençlere şu tavsiyelerde bulundu: "Gençler, mesleki kariyerinizi en ileri düzeylere ulaştırın; ama asla siyaseti, kültürü, sanatı, sporu, kişisel gelişiminize katkı sağlayacak her türlü faaliyeti ihmal etmeyin. Sizlerin enerjisi ve azmi bu işlerin hepsinin de üstesinden gelmeye yeter. Doktorlarımızın bu konuda diğer meslek gruplarına göre daha aktif, daha inisiyatif sahibi olduğunu biliyorum. Dünyada başarılarıyla öne çıkmış gençlere baktığımızda, hepsinin de mesleki kariyerleri yanında bu tarz vasıflarıyla da temayüz ettiklerini görüyoruz. Türkiye`nin, hedeflerine ulaşması için gençlerimizin dinamizmine ihtiyacı vardır. Bunun için birilerinin elinizden tutup sizi bir yerlere taşımasını beklemeyin, kendiniz çalışın, uğraşın, mücadele edin. Sonuçta önünüzdeki kapıların birer birer açıldığını, hedeflerinize kısa sürede ulaştığınızı göreceksiniz. Ülke ve millet olarak böylesine muazzam bir potansiyeli görmezden gelme veya heba etme hakkına sahip değiliz. Pes etmeyi, ümitsizliğe kapılmayı, zorluklar karşısında yılmayı gençlerimize asla yakıştıramıyoruz. Biz gençlerimize güveniyoruz, inanıyoruz, gençlerimizin de kendilerine, ülkelerine ve milletine güvenmesini istiyoruz."

Mezuniyet gününün, aynı zamanda hayatın yeni ve uzun bir dönemine atılan ilk adım olduğuna işaret ederek, "Her gününüzün böyle mutlu, neşeli, umut dolu geçmesini diliyorum" temennisinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini, mezun öğrencilerin bugünlere gelmesinde emeği olan ailelerini, öğretmenlerini, kurum ve kuruluşları tebrik ederek tamamladı. (İLKHA)