Yaşadığımız asırda, İslam dışı hareketlerin tümü siyasi, fikri ve saptırma tuzağı olarak büyük ölçüde kötü niyetli ve kapsamlıdır. Şayet böylesi tuzaklar başka bir sisteme karşı yapılmış olsaydı, hayatta en ufak bir eseri kalmaz, hatırlardan silinirdi. Fakat İslam, ilahi ve ebedi hayat programıdır. O bütün yıkıcı tuzaklardan galip çıkmıştır. “Zikri (Kur`an-ı) biz indirdik, onun koruyucusu da biziz” (hicr,9)

İslam, gericilikle itham edildi... İslam`ı Arapların birikimlerinden bir tecrübe olduğunu söyleyenler oldu... İslam, soyut bir düşünce ve uygulaması mümkün olmayan bir sistem olmakla itham edildi... Peki, bu şüphelerin ortaya çıkış sebepleri nedir? Diye soracak olursak bir kaçını şu şekilde sıralayabiliriz.

▪ Uzun bir zamandan beri İslam ümmetine liderlik yapacak, düşmanlarıyla istikrarlı bir mücadele verecek, kindarların yanlış propagandalarına cevap verecek, İslami hareketin yokluğu...

▪ Batı medeniyetine yönelmekten kaynaklanan fikirde ve kişilikte maddiyatçılığın İslam`a bulaşması...

▪ Marksist düşüncenin İslam toplumuna sızıp dini görüş, düşünce ve bakışları önüne katıp silerek yayılması...

▪ Müslümanların, dinlerinin gerçek özelliklerini ve İslam`ın sınırlarını bilmemesinin, Müslümanları İslam âlemiyle savaşan maddiyatçı ideolojilere ve akımlara kolayca yutulabilir lokma haline getirmesi sadece bir kaçıdır.

Keşke Müslümanlar bilselerdi ki, İslam köleliğe karşı hürriyet çağrısı...

Sınıfsal farklılığa karşı eşitlik nidası...

Kapitalizm ve derebeyliğe karşı eşitli nidasıdır...

İslam ne salt düşünce sistemi, ne sadece ruhi ibadet ve ne de iktisadi bir toplumsal nizamdır. İslam`i hayat programı, kapsamlı bir şekilde insanlığın bütün ihtiyaçlarına cevap vermesidir. İslam sistemi reaksiyoner bir hareket değildir. Marksist ve sosyalist ideolojilerde olduğu gibi iktisadi bozukluklara karşı oluşmuş antitez bir harekette değildir. Yine tahrif edilmiş Hristiyanlıkta olduğu gibi sadece ruhani bir okulda değildir.

İslam bütün yönleri kuşatıcı mütekamil bir program aynı zamanda her yönü kapsayan bir bakış açısıdır. Ferdin kendi kendiyle ilişkisini, ailesiyle bağlarını, toplumla münasebetlerini, toplumun kişi ile ve toplumların birbirleriyle ilişkilerini düzenleyen sistemdir.

Yazımıza Cabibon`un şu ifadesiyle noktalayalım. “Kur`an kendisinin temel anayasa olduğunu kabul eder. O yalnız akait esasları da değildir. Bilakis o medeni ve ceza kanunu, insani yaşam tarzı noktası üzerine kurulan işlerini düzenleyen kanunlardır. Diğer bir ifadeyle O bütün yönleri kapsayan, âlem için İslami kanunlardır. O bütünüyle kuşatıcı, medeni, ticari, harp, borçlar ve ceza kanunlarıdır. Selam ve dua ile...

KÜBRA EKİCİ

 ‘Prof. Fethi Yeken Teori ve Pratikte İslam` kitabından esinlenilmiştir.