Muş Valiliği, Muş Alparslan Üniversitesi (MŞÜ), Gıda Tarım ve Hayvancılık Muş İl Müdürlüğü ve Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı (DAKA) işbirliği ile Muş Alparslan Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezinde "Muş Ovası Tarım ve Hayvancılık Çalıştayı" düzenlendi.

Çalıştaya katılan akademisyenler İLKHA`ya yaptıkları değerlendirmede, Tarım ve Hayvancılığın gelişmesi için eğitimin öncelikli şart olduğunu söylediler.

Muş Ovasının özel ve özelliği olan bir ova olduğunu söyleyen Bozok Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yaşar Karadağ, bölgenin, tarım ve hayvancılığın kalbi olduğunu belirterek, “Topraklarının yaklaşık yüzde 42`si neredeyse yarı yarıya tarım yapılan ender bölgelerden bir tanesidir. Bu bölge tarım ve hayvancılığın kalbi olan bir gölge, bu açıdan çok önemsiyorum. Bilhassa 374 bin hektar çayır mera varlığı ve özellikle 68 bin hektarlık bir alanda yem bitkisi tarımıyla önem arz eden bir bölge ki bu 68 bin hektarlık yem bitkisi tarımının içerisinde yoncanın payı yaklaşık 58 bin hektar civarındadır. Türkiye`de yoncada ekim alanı üretim açısından en fazla yapılan bölgenin bu bölge olduğunu bilmek gerekir. Yukarıdan kuş bakışı bir bakın, tas şeklinde tek bir parça halinde Çukurova ve Konya`dan sonra üçüncü büyük ova olarak Muş Ovasını görebiliriz.” ifadelerini kullandı.

Bölgede hayvancılığın daha çok yayılması gerektiğini ifade eden Karadağ, “Bir milyon civarında hayvan varlığı var. Türkiye`de hayvancılık açısından yaklaşık olarak yedinci sırada olduğu gözüküyor. Yaklaşık 300 bin büyük baş hayvanın da olması önem arz ediyor. Ben olsam bu bölgedeki hayvancılıkta et, süt ve ot meselesi olduğu düşünülürse yem bitkisi tarımına önem veririm, meralarımızı ıslah ederim ve bu da hayvancılığın mihenk taşıdır.” dedi.

Tarım ve hayvancılığın gelişmesi için eğitim şart olduğunu sözlerine ekleyen Karadağ, “Konferansları burada yaygınlaştırmak gerekir. Bu işin mihenk taşı eğitim noktasıdır. Dolayısıyla ben burada teknik eğitimin çok büyük faydalar getireceğinin kanaatindeyim. Bu konferanslarla yapılabilir. Bu bölgede Ziraat Fakültesinin olmaması büyük bir eksikliktir. Dışarıdan getirilecek hocalarla konferanslar yapılabilir. Bu çalıştay bu bölgede büyük bir ses getirecektir. Bu coğrafyayı Türkiye`nin başka bir yerinde bulamazsınız. Üçüncü büyük ova, dolayısıyla bu coğrafyada Ziraat Fakültesi ile Veterinerlik Fakültesi mutlaka kurulmalıdır.” diye belirtti.

Son yıllarda hayvancılık ve tarım alanında ciddi devlet desteklerinin var olduğunu belirten Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Suphi Deniz de bu tip desteklemelerin, hibe programlarının eksik noktasının eğitim olduğunu ifade ederek, “Ne yetiştiricimiz bilginin değerini biliyor ne de diğer kurumlar bu konuya gerekli ilgiyi gösteriyor. Dolayısıyla devletin verdiği destekler faydalı bir şekilde kullanılmaktan uzak kalıyor. Bundan dolayı burada birinci adımda yapılması gereken şey bilinçli çiftçiler, bilinçli üreticiler yetiştirip bu işletmelerin daha verimli kullanılmasının sağlanmasıdır.” şeklinde konuştu.

Devletin desteklerinin yerini bulabilmesi ve uygun bir hayvancılığın yapılabilmesi için ikinci adımda yem kaynaklarına ulaşımın ve dolayısıyla yem fiyatlarının uygun bir düzeye taşınması gerektiğini söyleyen Deniz, “Muş Ovası gerçekten yem tarımı için çok kaliteli üretimin yapılabileceği bir alandır. Bu alanlarda bizler eğer buğday ve arpa gibi üretimler yerine yonca, kurunga, çayırlar ve slajlık yem bitkileri ki bunların başında mısır slajı geliyor. Bunları yeteri miktarda, hayvanlarımıza yetecek düzeyde üretebilirsek, biz hayvancılıkta yem kaynaklarını ucuzlatabilirsek, daha ucuz yem üretebilirsek hayvancılıktan elde edeceğimiz verimi daha yüksek düzeye taşıyacağımız için hayvancılık verimli bir sektör haline gelecektir. Bunun sonucunda da vatandaşın bu işe daha çok ilgi duyması, daha çok sahiplenmesi mümkün olacaktır. Aksi takdirde vatandaş yaptığı işten yeterli parayı kazanamazsa zaman içerisinde isteksizleşip bu işi bırakacaktır.” dedi. (Ayetullah Tarhan-İLKHA)