DOĞRUHABER / EKONOMİ SERVİSİ ANALİZ ÖZEL
Binlerce yıl öncesine kadar Avrupa ve Asya kıtalarını birbirine bağlayan tarihi İpekyolu Çin`in öncülük ettiği Kuşak ve Yol Projesi`yle tekrar faaliyete geçiyor. Projenin ilk uluslararası tanıtımı Pazar günü Türkiye dâhil 28 ülkenin katıldığı ve Çin Devlet Başkanı Xi Jipping`in başkanlık ettiği zirvede yapıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Şi Cinping'in daveti üzerine Pekin'de düzenlenen ‘Kuşak ve Yol Zirvesi`ne katılımı tarihi bir öneme sahip. Öyle ki etkisi onlarca yıl devam edeceği düşünülen dev bir uluslararası proje adım adım sonuca doğru gitmekte. Bu değerli projenin önemini Cumhurbaşkanı Erdoğan, Pekin Olimpiyat Merkezindeki Çin Ulusal Kongre Merkezi'nde düzenlenen, "Kuşak ve Yol Forumu"nun açılış törenindeki konuşmasında şöyle ifade etti: "Yeni İpek Yolu' olarak da adlandırılan bu girişimi Asya'yı, Avrupa'yı, Afrika'yı ve hatta Güney Amerika'yı birbirine bağlama hedefiyle geleceğe damga vuracağına inanıyorum." Şimdi gelin kısaca tarihi İpekyolu`nu ve yeni projeyi tanıyalım;
TARİHİ İPEKYOLU TİCARET AĞLARIYLA KÜLTÜREL ALIŞVERİŞİ VE BARIŞ İÇİNDE BİR ULUSLARARASI ORTAMI MÜMKÜN KILMIŞTI
Çin'den başlayarak Anadolu ve Akdeniz aracılığıyla Avrupa`ya ve Kızıldeniz üzerinden de Afrika`ya kadar uzanan ticaret yollarının genel adı, bu yollar üzerinde ticareti yapılan en önemli ve kıymetli mal olan ipekten dolayı “İpekyolu” olarak adlandırılmıştır. İpekyolu hakkında elde edilen ilk tarihi belgeler Romalılar ile Antik Yunan döneminden kalmadır. Buna göre İpekyolu olarak bilinen güzergâhın kuzey bölümünde izlediği rota günümüzde Rusya Federasyonu topraklarında bulunan Don nehri ağzından başlamaktaydı. Daha sonra kuzeye devam ederek, Türkmen Cumhuriyetleri olarak bilinen bölgeden doğuya ilerliyordu. Son bölümünde ise Çin`in batı tarafında bulunan Kansu kentinde yer alan Tanrı Dağları`nın kuzeyinde bulunan kervan yolunu takip ediyordu. İpekyolu üzerinde yer alan yerleşim yerleri zaman içinde giderek önem kazanmış, yeni yerleşim alanları ortaya çıkmış ve bu yolların üzerinde han, hamam, liman, köprü gibi önemli tarihi yapılar ve mekânlar inşa edilmiştir. Böylece İpekyolu başta ekonomik ilişkiler sebebi ile ortaya çıkmasına karşın zaman içerisinde ülkeler ve toplumlar arasında siyasi ve sosyo-kültürel münasebetlerin de kurulmasına yol açmıştır. Ancak bu ticari ve kültürel yol coğrafi keşiflerin başlaması ile önemini yitirmiştir. Tarihi İpek Yolu, özellikle son İslam hilafetinin taşıyıcısı olan Osmanlı İmparatorluğu döneminde İslam Ümmeti ve insanlık için kültürel alışverişi ve barış içinde uluslararası bir ortamı mümkün kılmıştı.
TARİHİ İPEKYOLU`NUN YENİDEN CANLANDIRILMASI
İşte bu tarihi güzergâhta uygulanması öngörülen “Kuşak ve Yol Projesi”; Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Şi Cinping'in 2013 yılı sonunda Orta Asya ve Güney Asya ülkelerine gerçekleştirdiği bir dizi ziyaret sırasında duyurduğu tarihi İpekyolu`nun yeniden canlandırılması çalışmasının ismidir. Şi Cinping ilk olarak, 2013 yılı Eylül ayında Kazakistan'ın Nazarbayev Üniversitesi'nde yaptığı konuşmada, tarihi İpekyolu ülkeleri arasında “İpekyolu Ekonomik Kuşağı” oluşturulmasından bahsetmiştir. Daha sonra, Endonezya parlamentosunda yaptığı konuşmada ise Güney Asya ülkeleri ile 21. Yüzyıl Deniz İpekyolu'nu yeniden oluşturmanın gerektiğini belirmiştir. Bu iki girişim, Çin tarafınca daha sonra “Tek Kuşak Tek Yol” olarak isimlendirilmiştir. Burada "Kuşak" İpekyolu Ekonomik Kuşağının kara ayağını, "Yol" ise 21. Yüzyıl Deniz İpekyolu'nu ifade etmektedir.
İPEKYOLU BÖLGEYE YENİDEN REFAH VE İSTİKRAR GETİREBİLİR
İpekyolu'nun yeniden canlandırılması bölgeye yeniden refah ve istikrar getirebilir. Çin`den başlayıp, Kazakistan, Özbekistan, Rusya, Türkiye, Yunanistan üzerinden Roma`ya uzanan İpek Yolu`nun yeni yorumu ile güzergah üzerindeki devletlerin ekonomik hacimlerinin artması, 65 ülkede toplam 21 trilyon dolar büyüklüğü olan ekonomilerin inovasyonu mümkün olabilecek. 1.4 trilyon dolara mal olması beklenen yeni İpekyolu uzmanlara göre Amerika`nın dünya ekonomisindeki liderliğini kırmayı amaçlıyor. Yeni İpekyolu projesi, hızlı tren güzergahları, hava alanları, elektrik santralleri ve boru hatlarından oluşacak. Projeyle Avrupa ve Asya`daki 60 ülkenin birbirine bağlanması hedefleniyor. Projeye dahil edilmek istenen ülkeler dünya nüfusunun yüzde 70`ini oluşturuyor.
GEMİDEN DAHA HIZLI UÇAKTAN DAHA UCUZ
Türkiye yeni İpekyolu`na Avrupa'nın Anadolu üzerinden Orta Asya`ya ve oradan da Çin`e bağlanmasını hedefleyen Orta Koridor Projesiyle bütünleşiyor. Orta Koridor, Türkiye`den Gürcistan ve Azerbaycan`a yönelen oradan Hazar denizini aşarak, Türkmenistan, Kazakistan, Özbekistan`ı geçen, Afganistan ve Pakistan`ı da kapsayacak şekilde Çin'de nihayet bulan bir ticaret yolu projesidir. Avrupa-Kafkasya-Asya Ulaştırma Koridoru Azerbaycan üzerinden, Hazar denizini aşıp Londra`ya kadar uzanacak bir tasarım. Çin`den başlayacak. Hazar`ın doğusundan Türkmenistan ve Kazakistan`dan, Özbekistan, Kırgızistan ve Tacikistan üzerinden geçerek Afganistan`a ulaşacak. Ukrayna, Romanya, Bulgaristan derken Avrupa`ya alternatif bir raylı sistem sunacak. Hızı, sıklığı ve güvenliği ile Çin`in -Avrupa ile ticari bütünleşmesinin can damarı olacak.
TÜRKİYE BATI VE DOĞU ARASINDA STRATEJİK VE KAZANÇLI BİR KÖPRÜ HALİNE GELEBİLİR
Türkiye`nin şu ana kadar gerçekleştirdiği Marmaray, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Bakü- Tiflis-Kars ve Edirne- Kars demiryolu projeleri, modern İpekyolu`nun orta koridorunu oluşturuyor. Koridorun, bütün halinde çalışır hale gelmesi durumunda Çin ile Türkiye arasındaki sevkiyat süresi 30 günden 10 güne düşecek. Yine Pekin`den deniz yolu ile 2 ayda teslim edilen ürünler, 2 haftadan kısa sürede İstanbul`da olacak. Karayolu mesafesinde de 3 bin kilometrelik azalma sağlanacak. Türkiye bu projeyi iyi değerlendirirse ve proje de Türkiye'nin batı ve doğusunda, başka bir deyişle Ortadoğu, Orta Asya ve Balkanlar'da beklenen olumlu sonuçları vermeye başlarsa, gerçekten de bir 'köprü' haline gelebilir. Bunun da Türkiye ekonomisi için yatırım akışları, dış ticaret ve hatta enerji konusunda önemli açılımlar sağlayacaktır.
YENİ İPEKYOLU PROJESİ BİR KAZAN-KAZAN PROJESİ OLABİLİR
Çin`in büyüme hızı düşen ekonomisini rahatlatması, ülke içindeki bölgesel dengesizlikleri azaltması, dış politikada gücünü arttırması için tasarlanan “Kuşak ve Yol” kapsadığı coğrafi alan ve hedefleri açısından çok etkileyici bir girişimdir. Tarihi İpekyolu`nun tekrar canlandırılması ABD ve Avrupa eksenli dünya ticari seyrini dengeleyecek belki de tersine çevirebilecek etkileri olacaktır. Çin için üretimini dünyaya sunmada en büyük engellerden birisi yol ve zaman kaybıdır. Fakat İpekyolu güzergahına tersten bakıldığında, aynı şey diğer ülkeler için de geçerlidir. Yani her ülke ürettiğini en kısa yoldan en kısa zamanda ulaştırmak alacağını da yine aynı şartlarda almak ister. O halde akıllıca değerlendirildiğinde “Yeni İpekyolu” projesi bir kazan-kazan projesi olabilir.
ÇİN`İN ULUSLARARASI STRATEJİK ÖNEMİ
Türkiye - Çin ilişkilerindeki en önemli sorun dış ticaretteki makasın Çin lehine gittikçe açılmasıdır. Bu durum ekonomik ve ticari ilişkilerin hükümetler düzeyinde mercek altına alınması sonucunu doğurmuştur. Dış ticaretimizdeki makasın giderek Çin lehine açılması Çin tarafından kaynaklandığı gibi Türkiye tarafından da kaynaklanan bazı nedenler mevcuttur. Çin`in dış ticarette kendine özgü avantajları yanında, Türkiyeli iş adamlarının bu ülkeye yatırım yapma konusunda çekingen davranmaları da sorunu derinleştirmiştir. Çin 1,3 milyar`a yaklaşan nüfusu, sanayileşme ve teknolojide elde ettiği ilerleme, büyüyen ve gelişen ekonomisi, doğal kaynakları, Birleşmiş Milletler`deki veto gücü, Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) içindeki yeri ve dış politikada geliştirdiği stratejilerle hızla büyüyen ve dünyanın ortaklık kurmak için yoğun çaba sarf ettiği bir güç hâline dönüşmüştür.
TARİHİ UNUTMAYALIM ACILAR YOLLARIN DEĞİŞMESİYLE BAŞLADI
Bugün dünyanın gizli ama gerçek imparatorluğu Büyük Britanya yani İngiltere`dir. Peki okyanusun ortasındaki bu ada devletini bu kadar devasa bir güce ne taşımıştır. Şimdi ‘İpekyolu`nun çöküşü` desem belki aklınıza yatmayacak ama ne yazık ki gerçek bu. Bugün İslam hilafetinin kalkmasına İslam Ümmeti`nin paramparça olmasına, Kudüs`ün işgal edilmesine İsrail denen bir habisin ortaya çıkmasına milyonlarca Müslümanın katledilmesine dolaylı veya direk İngilizler sebep olmuştur. Ne ile, gelişmiş sanayileri ile. Ama özellikle “Sanayi Devrimi”ni yapıp “Coğrafi Keşifleri”ne başlayarak, İpekyolu`na alternatif bir deniz yolu açtıklarında sömürgeciliğin de yolunu açtılar. Ne yazık ki devrin İslami otoritesi olan Osmanlı bu sanayi devrimine ve değişen ticaret yollarına karşı bir proje geliştirememiş ve İslam Ümmeti`nin hazin parçalanışı gerçekleşmiştir.
İNŞAALLAH BU PROJE MÜSLÜMANLARIN İSTİKBALİNE VE İSTİKLALİNE HİZMET EDER
Bugün bu devasa proje içerisinde yer alacak her ülkenin kendine göre farklı siyasi-ekonomik planları olabilir. Fakat unutmayalım ki özellikle ABD ve İngiltere ve Avrupa`nın hegemonyasını kırması umut edilen bu ekonomik proje İslam Ümmetinin birbirini kucaklayan kolları, hayat damarları haline de dönüşebilir. Müslümanlar önlerine gelen bu tarihi fırsatı kullanarak çok daha hızlı bir siyasi ittihada ve ekonomik nüfuza kavuşabilirler. Çünkü dünyanın %70 nüfusunu etkileyecek bu proje başta Türkiye olmak üzere İran, Türki Müslüman devletler, Pakistan, Afganistan, Malezya, Endonezya gibi neredeyse İslam Ümmetinin %80`lik büyük bir bölümünü dolaylı veya direk birbirine bağlayacak. Temennimiz inşallah bu proje Müslümanların istikbaline ve istiklaline hizmet eder. Sonuçta gelecek yakın tarihin seyrini Endüstri 4.0`ı (yani 4. Sanayi Devrimini) gerçekleştirenler ve İpekyolu`nu kullananlar değiştirecek gibi; tıpkı bir zamanlar birinci “Sanayi Devrimi”ni yapıp “Coğrafi Keşifler” diye bilinen hamlesiyle İpekyolu`na alternatif sömürge yolları açan İngilizler gibi.