ENES DURMAZ- DOĞRUHABER
Milyonlarca genci ilgilendiren sorunlara dikkat çekmek amacıyla İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi 3. Sınıf Öğrencisi Haci Bayram Samsa tarafından bir rapor hazırlandı. Raporda gençlerin yaşadığı bir takım sorunlar sıralanırken çözüm için Devlet`in, STK`ların, Diyanet kurumlarının ve diğer paydaşlarının yapabilecekleriyle ilgili çözüm önerileri sunuluyor.
BİR TIKLAMA İLE HER TÜRLÜ SİTEYE ULAŞABİLMENİN ÖZGÜRLÜĞÜ BİR GENCİN İMANINI YERLE YEKSAN ETMEKTEDİR
Raporun giriş bölümünde geçmiş ile günümüz insanlarının imtihan şekillerine dikkat çekilerek çok önemli tespitlerde bulunularak şöyle deniliyor; “Yeryüzüne kulluk için gönderilen insanoğlu her çağda farklı farklı şekillerle sınanmıştır. Lut kavmi eşcinsellikle sınanırken, Medyen kavmi ölçüsüzlükle sınanmıştır. Semud kavmi deveyle, İsrailoğulları ise Firavun ile imtihan edilmiştir. Günümüzde ise Allah (c.c) her kesimi farklı şekillerde imtihana tabi tutmaktadır. Bazı kimseler fakirlikle imtihan edilirken bazıları da zenginlikle imtihan edilmektedir. Özellikle gençler ve genel olarak tüm toplum teknolojiyle imtihan edilmektedir. Teknolojinin bu derece yaygınlık kazanması ve internetin sınır tanımaması gençlerin aleyhine olan bir durumu kendisiyle beraber getirmektedir. Özellikle bekâr bir gencin -ki günümüzde gençlerin neredeyse hepsi bekâr- kendisini muhafaza etmesi çok zor hale gelmiştir. Burada teknolojinin sadece ahlak boyutunu dile getirmekteyiz. Bir tıklama ile her türlü siteye ulaşabilmenin özgürlüğü bir gencin imanını yerle yeksan etmektedir. Yusuf(a.s)`un Züleyha ile imtihanı bir kez olmuşken gençler teknoloji ve internet nedeniyle sürekli zina ile imtihan edilmektedir. Yusuf`u kurtaran onun imanıdır. Ancak Türkiye`de bulunan 15 milyon genç bu imana sahip olamayabilir. Özellikle şehveti ile imtihan edilen bu gençler için hızlıca bir şeyler yapılmalıdır. Bu hepimizin sorumluluğudur.”
GENÇLERİN BEKÂRLIKLA İLGİLİ BAŞLICA SORUNLARI
Raporda genç bekârların yaşadığı sorunlar şöyle sıralanıyor;
1- Evlilik İmkânlarının Azlığı
Toplumun ve ailenin bitmek bilmeyen adetleri ve istekleri yüzünden gençlerin evlenememesi büyük bir afet halini almıştır. Asgari ücretle geçimin zor olduğu bu dönemde çalışan gençler ve bir burs ile zar zor geçinen üniversiteli gençler evlenmeye asla güç yetiremiyor. Bundan dolayı da gizli olarak sadece iki şahitle imam nikâhı kıyıp bu şekilde kendilerini tatmin ediyorlar. Bunun için de gençler Şafiilik ve Malikilik mezhebinden Hanefilik mezhebine geçiş yapmaktadır. Bunun burada bahsedeceğimiz özel sebebi ise İmam Ebu Hanife`nin evliliğin yalnızca iki şahidin olmasıyla geçerli olacağına dair fetva vermesindendir. (İbnu`l Hümam Fethu`l Kadir,2, 391, Fetava-i Hindiyye, Nikâh, 2/317) Gizli nikâh kıymış gençlerden biraz parası olanlar ev kiralıyor. Ancak ev bulamayan
ya da teşhir olmamak için ev tutamayanlar ise otel otel gezip resmi nikâh olana kadar bu şekilde bir birliktelikle kendilerini tatmin ediyorlar. Evet, otellerde evlilik cüzdanı istenildiği doğrudur ancak 5 yıldızlı otellerde evlilik cüzdanı istenmemektedir.
2- İnternetin Amaç Dışı Kullanımı
İnternetin neredeyse sınırsız olduğu bir dönemdeyiz. İnternet, bir tıklamayla her siteye ulaşabilme imkânını sağlamaktadır. Annesinden babasından uzak yurtlarda veya evlerde kalan öğrenci neredeyse yalnız kaldığı her saniye, her dakika müstehcen sitelerde zaman harcayabiliyor. Şehvetin tavan yaptığı, nefsi zapt etmenin en zor olduğu böylesi bir gençlik evresinde gencin, dışarda gözünü muhafaza etmesi bile zor iken odasında tek başınayken iffetini muhafaza etmesi kat kat daha da zordur hatta nerdeyse imkânsızdır. “Çünkü nefis daima kötülüğü emreder” (Yusuf 53).
3- Televizyon Yayınlarının Menfi Tesiri
Televizyonda mevcut çizgi filmlerin çoğunda karakterler yarı çıplak şekilde oynatılmaktadır. Daha ergenliğine girmemiş çocuklar aşk(!) ile büyütülmektedir. Neredeyse mevcut tüm dizilerde aşk konusu en temel senaryolar arasındadır. Mahremiyet duyguları diziler sayesinde yok edilmiş bulunmaktadır. Çıplak karakterle büyütülen çocuk zamanla cinsellik işleyen dizilere meyletmekte ve şehvetin zirveye vardığı bir genci yirmili yaşlarda zinaya sürüklemektedir.
Televizyonun gençler üzerindeki genel zararları;
a- Yasak aşka yani zinaya meyil ettirmekte,
b- Sevgilisiz, flörtsüz bir hayatın mutlu bir hayat olmadığını lanse etmekte,
c- Sürekli olarak en büyük kutsal, aşk olarak vurgulanmakta,
d- Okullar özellikle de üniversiteler aşk yuvası olarak gösterilmekte,
e- Zina yapan kişi ya da sevgilisi olan kişi fenomen olarak lanse edilmektedir.
15-24 YAŞ ARASI GENÇLERİN %93,9`U TV BAŞINDA VAKİT GEÇİRİYOR
2015 yılında Türkiye İstatistik Kurumu`nun yaptığı Zaman Kullanım Araştırması`nda 15-24 yaş arası gençlerin %93,9 gibi dehşet bir oranla televizyon seyretmekle vakit geçirdikleri ortaya çıkmıştır.(http://www.tuik.gov.tr.)
4- Basın ve kışkırtıcı rolü
5- Toplumsal Baskılar ve Kültürel Yozlaşma
6- Ebeveyn-Evlat Çatışması (Kuşak Çatışması)
7- Öğrenci Hayatının İslamî Edepten Yoksunluğu
8- Karma Eğitim Problemi
9- Evlilik Programlarının Etkileri
10- Müstehcen Site Bağımlılığı
11- Boşanmaların Olumsuz Etkisi
12- Çocuk İstismarının Cinsel Yönde Artması
13- Gıda Maddelerinin Şehvet Artırıcı Etkisi
14- Eşcinsellik Eğilimleri
15- Zinanın Bir Suç Olmaktan Çıkarılması
BEKLENTİLER VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Beklentiler ve çözüm önerileri kısmında şu önemli noktalara vurgu yapılmış; Toplumun bozgunculuktan kurtulması, en azından gençlerimizin şehvet ateşinin sebep olduğu felaketlere sürüklenmemesi ve sahili selamete ulaşmaları için evlilik biricik zırh ve en uygun reçetedir. İşi kolaylaştıranlar, gençlerin zorlanmadan İslami bir yuva kurmalarına yardımcı olanlar, birçok kötülüğü önledikleri ve hayırlara vesile oldukları için büyük sevaplara nail olacaklardır.
1- Öncelikle evliliğin kolaylaştırılması için Diyanetin ve Devletimizin ilgili kurumlarının el ele verip projeler üretmesi ve bu projeleri bir an önce hayata geçirmesi gerekmektedir. Gençlerin işten aştan önce, meslek ve diplomadan önce, iffetleri zedelenmemiş gençler olarak hayata atılmaları için yatırımlar yapılmalıdır.
2- Düğün salonları, belediyelere ait olmalı ve gençlere ücretsiz bir şekilde sunulmalı. Hiç değilse şehir ve ilçelerde belediyeye ait birkaç tane düğün salonu bulunmalı. Burada yapılacak düğünler için 25 yaş sınırı getirilerek erken evliliğe teşvik artırılabilir.
3- Devlet tarafından gençlere evlilik için 4-5 yıllık faizsiz krediler verilmeli. Bu kredilerin miktarı en az 20 bin TL olmalı. Devletin bütçesine göre bu miktarın 40 bin TL`ye kadar çıkarılması daha sağlıklı olacaktır. Çünkü günümüzde düğün masrafları 50 bin TL`yi geçmektedir. Dolar ve altının yükselmesine bağlı olarak her geçen gün mehir fiyatlarında artış olması gençlerin ve ailelerin belini kırmaktadır. Bunun için de yine 25 yaş sınırlaması getirilmeli. Gerekirse kefil şartlı olup kredi güvenceye alınabilir. Yine krediyi çekebilmek için evlenip sonra boşanma yapacak kişilerin önlenebilmesi için en az beş yıl evli kalma şartı koşulmalı. Bu şekilde boşanma sayıları da düşürülmüş olacaktır.
4- İŞKUR özellikle evlenecek veya evli gençlere istihdam sırasında öncelik sağlamalı. Hatta gençler için çalışma programları açabilir.
5- A- Devlet evli olan öğrencilere artı bir burs vermeli. Hatta çocuğu olan her öğrenciye artı çocuk bursu vermeli. Almanya`da, üniversiteli öğrenciler eğer evliyse 200 Euro verilmektedir.
B- Üniversite çağında bekârken kredi ile okuyan öğrenciler sonradan okudukları yıllar içinde evlendiklerinde onlara verilen krediler bursa çevrilmeli ve var olan kredi borçları silinebilir.
6- Cuma hutbelerinde veya başka sohbetlerde halkın mehir hakkında bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Çünkü günümüzde mehiri evlenecek kızlar değil aksine kızların ailesi istemektedir. Aileler arasında mehir miktarı resmen övünme vesilesine dönüştürülmüştür.
7- Gerekirse Rusya v.s. ülkelerde olduğu gibi, evli olan öğrencilere özel yurt odaları tahsis edilmelidir.
8- Bir evlilik fonu açılıp bekâr gençlerin bu fondan meslek hayatlarına geçişlerine kadar sürecek olan zamanda bundan yararlanması sağlanabilir.
9- Evliliğin teşviki için kamu spotu ve kısa filmler hazırlanarak toplumda bilinç oluşturulmalı.
ALINABİLECEK BAZI ÖNLEMLER
1- Google veya Yandex arama motorlarının bize ait olan bir sürümü çıkarılmalı. Bu şekilde müstehcen içerikli siteleri kısıtlayan ve aranılan kelimelerin anlam olarak içeriğini inceleyerek daha uygun sonuçlar çıkaran arama motorları geliştirilebilir.
2- Dinimizde ve hiçbir dinde yeri olmayan müstehcen sitelerin hepsine erişim engeli acilen konulmalı. Bu tür sitelere para cezası verilmemeli. Çünkü bu tür siteleri yapanlar zaten paralarla oynamaktadır. Onun için bu siteler direk kapatılmalı.
3- Hızla artan saatlik, günlük, aylık kiralık daireler otellerde kimlik bildiriminin zorunlu olması sebebiyle yasa dışı iş yapanlar için saklanma yeri ve gayrı meşru işlerini rahatlıkla gerçekleştirebilecekleri bir üs vazifesi gören bu evler sıkı takibata alınmalıdır. Ağır ve caydırıcı bir cezaya tabi tutulmalıdırlar.
4- Gelenek ve göreneklerimizi hiçe sayan, kadını dünyalık bir meta halinde sergileyen, insanların beyinlerindeki evlilik tasarılarını yerle bir eden, toplumu evlilikten soğutan Evlilik Programları daha önce RTÜK tarafından para cezasına çarptırılmıştı. Ancak az öncede dediğimiz gibi paralarla oynayanlar için para cezası caydırıcı bir ceza değildir. Bu tür programların acilen durdurulması gerekmektedir.
5- RTÜK 1117 Sayılı Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kanununun 1. maddesinde geçen kaideler gereğince cinsel içerik taşıyan çizgi film ve dizilere yayın izni vermemelidir. Dinimiz harama bakmanın helal olmadığını hükme bağlamıştır.(Nur/ 30-31) Buna rağmen Müslüman bir toplumda bilinçsiz binlerce kişinin sıradan bir şeymiş gibi izledikleri açık sahnelerin olduğu diziler bir an önce yayından kaldırılmalıdır.
6- RTÜK reklam aralarında cinsel istek artırıcı vb. ilaçları satmayı engellemelidir.
7- 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu`nun 56. Maddesinde yer alan “Hukuka ve ahlaka aykırı dernek kurulamaz” gereğince eşcinsellerin derneklerini ve yürüyüşleri durdurulmalı. Sosyal
medya üzerinden örgütlenmeleri engellenmelir.
8- Karma eğitim sisteminden acilen vazgeçilmeli ve ABD`de olduğu gibi ayrı eğitim yapan okullara devlet destek verebilmelidir. Ya da en azından tercihlere bırakılarak eğitimin tüm aşamalarında
kişilere, karma veya cinsiyete göre tamamen ayırma şeklinde öneriler sunularak eğitimlerine devam etmeleri sağlanabilir.