Gaziantep`te düzenlenen "Vakıf Medeniyeti ve Kudüs" temalı konferansta konuşan DİB Strateji Geliştirme Dairesi Başkanı Mustafa Sarıbıyık, Selahattin Eyyubi`nin Kudüs haçlıların elinde kaldığı müddetçe hiç gülmediğine ve tebessüm etmediğine dikkat çekti.

Gaziantep Vakıflar İl Bölge Müdürlüğü tarafından "Vakıf Medeniyeti ve Kudüs" temalı bir konferans düzenlendi.  Konferansta konuşan DİB Strateji Geliştirme Dairesi Başkanı Mustafa Sarıbıyık, Selahattin Eyyubi`nin Kudüs`ü haçlıların elinde kurtarıncaya kadar hiç gülmediğine ve tebessüm etmediğine dikkat çekti.

Hasan Kalyoncu Üniversitesinde düzenlenen konferansa Gaziantep Vali Vekili Uğur Aladağ, Gaziantep Vakıflar İl Bölge Müdürü İsa Güven, İl Müftüsü Ahmet Çelik, Şehitkamil Kaymakamı Ali Dursun, kamu kurum müdürleri ile öğrenciler ve davetliler katıldı.

Programda bir konuşma yapan Gaziantep Vali Vekili Uğur Aladağ, Vakıflar Haftası'nın 1980`li yıllardan beri kutlanmasına karşın, vakıf müessesinin yüzlerce yıldan beri varlığını devam ettirdiğini belirtti.

Vakıf müessesesinin sosyal ve yardımlaşma ihtiyacı ile toplumsal bütünlük ifadesi olarak da önem ve değerini koruduğuna işaret eden Aladağ, bu durumun yüzyıllar boyunca süreceğine inandığını aktardı.

Gaziantep Vakıflar Bölge Müdürü İsa Güven ise yaptığı konuşmada, Vakıf Haftasını çok önemsediklerini söyledi.

Güven, "Vakıf haftası insanlardaki yardım duygusunu geliştirmek, dayanışmanın önemini anlatmak ve insanların gönül zenginliğine ulaşmasına yardımcı olmak gibi önemli amaçları barındırmasıyla oldukça önemsediğimiz bir haftadır. Vakıf bilinci Osmanlı`dan hatta Selçukludan cumhuriyetimize miras kalan medeniyet geleneğidir." ifadelerini kullandı.

Diyanet İşleri Başkanlığı Strateji Geliştirme Dairesi (DİB) Başkanı Doç. Dr. Mustafa Sarıbıyık ise konuşmasında Selahattin Eyyubi`nin, Kudüs'ü Haçlılardan geri alma adına verdiğin mücadeleye değindi.

Sarıbıyık, "Müslümanlar yaklaşık 90 yıl büyük bir esaret içerisinde kalırlar. Hz Ömer döneminde 636 yılında fethedilen Kudüs nasıl özgürleşmiş, insanların ortak yaşam haline dönüşmüşse haçlıların 1097 yılında bu bölgeye gelişiyle artık insanlar ve Müslümanlar özgürlüklerini kaybederler. Yeniden Selahattin Eyyubi tarafından 1187 yılında Hittin savaşında haçlılar mağlup edilmek suretiyle yeniden İslam buraya damgasını vurmaya başlar. Selahattin Eyyubi belki hayatı boyunca Kudüs`ü haçlılardan kurtarmak üzere hep plan ve program içerisinde geçirmiştir. Zaman zaman fırsat bulduğu halde bile Kudüs`e savaşarak girmek istememiştir. Kudüs`te kan dökmek istememiştir. 1187 yılında barış yoluyla yine Kudüs`ü teslim alır. Selahattin Eyyubi Kudüs haçlıların elinde kaldığı müddetçe hiç gülmemiş ve tebessüm etmemiştir. Kudüs`ü haçlıların elinden alıp yeniden özgürlüğüne kavuşturduktan sonra gülmeye başlar." şeklinde konuştu.

Kudüs'ün, fizikle metafizik arasındaki bütün kıtaların nerdeyse ortasında yer alan ve bütün insanlığa, inançlara ve bütün tevhit peygamberlerine seslenen bir şehir olduğunu vurgulayan Sarıbıyık, "Hz Peygamberin bir Miraç durağı olarak alâ-yı illiyyîne oradan yükselirken metafizik alana yani maveraya yükselirken Allah ile buluşmasından sonra tekrar dünyaya dönüşünde metafizikle fizik arasındaki bağlantıyı bu şehir yani Kudüs kurar." diye konuştu.

Kudüs`ün tevhit inancının önderleri olan tüm peygamberlerin Allah`ın dinini en yoğun olarak insanlara tebliğ ettiği kutsal mekanların başında yer aldığını söyleyen Sarıbıyık, "Kudüs`e bir gece yarısı Zeytin Dağı'ndan baktığımızda, şehrin ruhlara işleyen sesine kulak verdiğimizde tarihe nüfus eden metafiziğin çektiği bütün çileyi adeta hissederiz. Kudüs`ün çığlığı, bütün dünyevi mekanlar adına adeta bir 'ney'in çığlığı gibidir. Kudüs bu haliyle size, ‘tarihte yaşanabilecek her şey bütün derinliği ile bende yaşandı` der. Sizi yoğunlaşmış tarihten metafiziğe geçmeye davet eder." diye belirtti.

Program, "Kudüs" temalı düzenlenen şiir yarışmasında dereceye girenlere takdim edilen ödüllerinin ardından sona erdi.

Programın ardından protokol heyeti üniversitede açılan ‘Kudüs Resim Sergisi`ni gezdi. (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)