İZMİR - Hacı Mehmet Baladur Camii`nin tarihi 19. yüzyılın sonlarına dayanıyor. Yunanistan`ın Morayarım adasından İzmir`e göç eden Hacı Mehmet ağa, Sultan II. Abdülhamit`ten cami yapımı için yer istedi. Sultan da bugün ki Baladur camisinin bulunduğu yeri gösterdi. 19.yüzyılın sonlarında inşa edilen camiye gelir olarak vakıf kuruldu. Ancak cami 2000 yılında yaşanan heyelan nedeniyle ibadete kapatıldı. O gün bugündür kaderine teslim edilen camiyi tinerciler mesken edindi. 12 yıldır caminin başına gelenler her vicdanlı insanın kanını donduran cinsten.
 
Cami`de Çalınacak Bir Şey Bırakmadılar
Şuanda caminin güvenliği ile ilgilenen görevli, burayı mesken edinen tinerci ve serserilerin camide hiçbir şey bırakmadığını belirterek, "Tarihi olan caminin çok değerli parçalarını alıp satmışlar. Öyle ki o vicdansızlar ve yüreklerinde Allah korkusu olmayan insanlar `öyle diyorum çünkü korku ve vicdan olsa bunu yapamazlar` caminin maden olan kubbe ve minare tepelerini bile çalmışlar. Bundan sonra inşallah biz buradayız kimse buna tenezzül edemez" dedi.
 
Tinerciler Gitti, Cami Cemaati Geldi
12 yıllık aradan sonra Vakıflar genel müdürlüğü restorasyon için kolları sıvadı. Proje hazırlanıp Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu`na gönderildi. Geniş bir incelemenin ardından yenileme için açılan ihalenin ardından gerekli olan resmi işlemler tamamlanınca Müdürlük tarafından restorasyon işleri başladı. Yaklaşık altı ay süren titiz çalışmaların ardından nihayet mahalleli camilerine kavuştu. Cami cemaatinin henüz az olması biryana huşu ile namaz kılan çocuk, genç ve ihtiyar Müslümanların mutluluklarını her hallerinden görebilmek mümkün.
(Yunus Şani - İLKHA)