Tuba SAVRAN / DOĞRUHABER

Teknoloji ve sosyal medyanın yeme-içme gibi temel ihtiyaç listesine eklendiği malumdur. Bu durumla beraber öyle bir hâle geldik ki, 'mahremiyet' kavramının aramızdan sıyrılıp gittiğine şahitlik ediyoruz.

İçimizi acıtan şey Müslüman toplumun kadın-erkek fark etmez, bu enkazın altında kalmalarıdır.

Artık kadınlarımızın gün içerisinde ne pişirip yedirdiği,  alışverişte aldığı kıyafetlere kadar ' herkesçe ' bilinmektedir.

Bir tık ile istediğimizin hayatına  nüfuz edip (enkazın altında olmayanlar hariç) adresine varana kadar öğrenmenin 'bebek işi' haline geldiği bu durumda tehlikenin farkında olmayan bir takım insanımızla karşı karşıyayız.

Cephenin diğer tarafında bulunan İslami düşünceye sahip okur-yazarların söylemekte ve yazmakta ısrar etmesi gerektiği durumun bu olduğu kanaatindeyim.

Toplumumuzun infialine sebep olan, kadınlarımızın iffetine el uzatan, erkeklerin harama meylettiği bu kumpas ve tehlikeleri yazıp söylemek mecburiyetindeyiz.

Kadınlarımız bu alanların daha sık ziyaretçisi olduğu için özel eğilimimiz bu tarafa olacaktır.

Bu alanların daha çok kadınların fıtratına hitap ettiği gerçeğini göz önünde bulundurarak, ' beğenilme ' isteğiyle hareket ettiklerinden ve bununla hoşnut olduklarından maalesef ki tehlikeyi görmeyecek derecede duygusal davranılmaktadır. Tesettüre aykırı ya da hiç fark etmiyor ' tesettürlü ' bayanlarımızın boy boy, şekil şekil fotoğraflarını paylaşmaları gidişatın akıbetini göstermektedir.

Elbette istisna olan Müslüman kardeşlerimizin varlığından haberdarız.

Suriye' de Müslüman kadınların, 'Bizi enkazdan çıkardığınız zaman fotoğraflarımızı paylaşmayın. Bizi örtün' demelerini hangi kelime ile tarif edeceğimizin şaşkınlığı içerisindeyiz. İzzet ve iffetin sembolü bu Müslümanların varlığı, tarih sayfalarının her satırında görülmektedir.

Bakışlarımız, enkazın altında iffet ve izzetini koruyan Müslümanlara çevrilirken bir de diğer taraftan enkazın altında iffet ve izzetini kaybetmek üzere olan kardeşlerimize yöneltmelidir.

İki ayrı tablo..

İki aynı topluluk..

Bu durum karşısında kalplerimizin bir taraftan mesrur bir taraftan acı içinde çarptığının hissiyatındayız.

Rabbimizden temennimiz bu her iki enkazın altında bulunan kardeşlerimizi muhafaza etmesi ve sesli-sessiz çığlıklarına ses vermesidir.

Selametle..