PKK/HDP'liler tarafından 6-7 Ekim 2014 tarihli saldırılarda katledilen Yasin Börü, Hüseyin Dakak, Riyad Güneş ve Hasan Gökgöz`ün katil zanlılarının yargılandığı davanın karar duruşması dün görüldü.
Mahkeme heyeti, 16 sanık hakkında 5'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına, 2 itirafçı sanık hakkında 5'er kez müebbet hapis cezasına, 6 suça sürüklenen çocuk hakkında 22'şer yıl hapis cezasına, bir suça sürüklenen çocuk hakkında 5 yıl hapis cezası ile 13 sanık hakkında da beraat karar verildi. 3 firari sanığın dosyasının ise ayrılmasına kararı verildi.
İLKHA'ya değerlendirmelerde bulunan gözü yaşlı şehit anneleri, evlatlarını katledenlere verilen cezaları yerinde bulduklarını ancak HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş başta olmak üzere diğer azmettiricilerin de cezalandırılması gerektiğini vurguladı.
Mahkeme kararının kendilerini kısmen memnun ettiğini belirten Şehit Yasin Börü`nün annesi Hatice Börü, gerçek suçluların halen dışarıda olduğunu belirterek, “Başta Selahattin Demirtaş, Zübeyde Zümrüt, partilileri ve PKK yandaşları olmak üzere tüm suçlular cezalandırılmadıkça, gerçek adalet sağlanmış olmaz. Alınan karar bir nefes oldu ancak bizi yine de tatmin etmedi” dedi.
Demirtaş ve Zümrüt`ün PKK/HDP yandaşlarını sokağa çağırarak evlatlarının katledilmesine neden olduklarını vurgulayan anne Börü, Zümrüt'ün olaylardan önce İslami STK'ları hedef gösteren açıklamalarını hatırlattı.
Anne Börü, "Olaylarının gerçekleştiği günlerde 4-5 gün polis yoktu, emniyet yoktu, valilik ve kaymakamlık yoktu. Neden çocuklarımıza yardıma gitmediler? Neden sokakları o vahşilere teslim ettiler? Bu yardım çağrısını herkes duydu. Neden onlara soruşturma açılmadı? Buradan yetkililere seslenmek istiyorum: Birkaç çapulcunun ceza alması kısmen rahatlatsa da beni tatmin etmiyor." şeklinde konuştu.
"Demirtaş ve o dönemdeki emniyet yetkilileri de yargılanmalı"
Yasin Börü ve arkadaşlarının katledildikleri sırada evin sahibinin, polisi aradığına dikkat çeken Börü, “Kadın çığlık çığlığa polisten yardım istiyordu. Polis dalga geçer gibi kadınla konuşuyordu. Neden o polise dava açılmadı, o polis yargılanmadı? Adalet sağlanmadı. Ne zaman ki Yasin, dipdiri gelse adalet ancak o zaman sağlanır. Özgürlükleri kısıtlanınca adalet olmuyor. Adalet böyle olmaz. Çocuklarımıza dakika dakika, saniye saniye ne yaşatıldıysa, onlara da yaşatılmadıkça gerçek adalet sağlanmış olmaz. Eğer PKK üyeleri değillerse neden mahkemede PKK sloganları atıyorlardı. Demirtaş ve o dönemdeki emniyet yetkilileri de yargılanmalı. Onlar hakkında da soruşturma açılmadıkça bu gerçek adalet sağlanmaz. Bu davada alınan kararlardan memnun olan varsa, kendini bizim yerimize koysun, kendi evladını Yasin`in yerine koysun." ifadelerini kullandı.
“Ateşin fitilini yakan Demirtaş, Zümrüt ve Yüksekdağ`dır”
Şehit Hüseyin Dakak`ın annesi Zerife Dakak ise alınan kararın tüm suçluları kapsamadığını aktardı. Davada ismi geçen bazı zanlıların kaçtığını vurgulayan Dakak, bu kişilerin aleyhine hiçbir şekilde soruşturma açılmadığı ve gözaltına alınmadıkları için firar etmelerinin önünün açıldığını söyledi.
Selahattin Demirtaş`ın da 6-7 Ekim olaylarına dâhil edilmesini isteyen Dakak, “Ateşi fitilini yakan Selahattin Demirtaş, Zübeyde Zümrüt, Figen Yüksekdağ`dır. Bunlar 6-7 Ekim olaylarına dâhil edilmedi. Asıl bunların yargılanmasını istiyorum. Geçmiş bir adalet değildir. 2,5 yıldır Ankara`ya gidip geliyoruz ama hiçbir sonuç alınmadı. Diyarbakır`da karakolun yanında olay yapılıyordu, çocuklarımız karakola yakın bir yerde katledildi.” dedi.
Davanın çok sulandırıldığını ifade eden Dakak, “Orada bir komedi oynandı. Birçok yalanlar atıyorlardı. Kürt olduğunu söylüyorlardı ancak öldürülenler de Kürt`tü. Diyarbakır`ı Kobani`ye çevirdiler. Çocuklarımıza İŞİD'li dediler ancak çok daha fazla katliamı kendileri yaptı. Bunca zamandır mahkemeye gidip geldik. Gerçek katillerin, ev sahibinin, Hasan Okçu, Hüseyin Okça ve Yıldız Doğanay`ın da tutuklanma kararını istiyorum. Yıldız Doğanay`ın bir anne olduğunu düşünmüyorum. Bir anne oğlunu katil yapamaz. Tüm yetkililere bunların yakalanması çağrısında bulunuyorum." diye konuştu.
Hasan Gökgöz`ün annesi Mehtap Gökgöz de 6-7 Ekim`de oğlunun vahşice katledildiğini hatırlatarak, mahkemede gereken adaleti bulmadıklarını dile getirdi.
Gökgöz, "Kanlarının döküldüğü halılar, duvarlar, masalar her taraftaydı. O beraat edenler nasıl beraat eder? Olayların birebir şahidi olan Yusuf Er, elinde keser olan şahsı tespit etmişti ancak onu serbest bıraktılar. Ben beraat edenlerin de ceza almasıyla beraber Selahattin Demirtaş`ın da yargılanmasını ve cezalandırılmasını istiyorum. Onlar Kobani`den Şengal`den getirdiklerini burada Müslümanların üstüne saldılar. 3 yıla yakındır mahkemeye gidip geliyoruz. Oğlumun odasının kapısı hâlâ kapalıdır. Hiçbir zaman unutmadık, onların anne ve babaları da ağlasın ki anlasınlar bu acıyı." dedi.
“Yere düşen kanlarının damlaları tattıkları şehadetin delilidir”
Mahkemede katil zanlılarının devamlı yalan beyanlarda bulunduklarına dikkat çeken Gökgöz, "Âlemlerin Rabbi olan Allah`ın onlardan haberi vardı. Evlatlarımızın yere düşen kanlarının damlaları, tattıkları şehadetin delilidir. Biz hayatımızdan memnunuz, pişman değiliz. Allah bize yolunda ne feda ettiğimizi sorduğunda biz, ‘Evlatlarımızı feda ettik` diyeceğiz. Peki, onlar ne diyecek? Onlar Allah`a nasıl hesap verecek?” şeklinde konuştu.
Şehit Riyad Güneş`in annesi Kıymet Güneş de suçluların, yöneticilerinin ve ev sahibinin de yakalanmasını istedi.
Karardan kısmen memnun olduklarını ancak adaletin yeteri kadar sağlanmadığını ifade eden Şehit Riyad Güneş`in annesi Kıymet Güneş, saldırıların 50-60 kişiyle sınırlandırılamayacağını belirterek, olayların arka planındaki kişilere işaret etti.
Anne Güneş, "Yok Kobani`den gelmişler, yok bilmem nereden geldiler? Bunlar nasıl geldiler, kim getirdi bunlar? Bunların yöneticileri kimdir? Hepsinin yakalanması gerekiyor. Doğan denen şahsın ve sahibinin de yakalanması gerekiyor." diye konuştu. (M. Sıddık Bilge- İLKHA)