M. ERKAN YAVUZ- AHMET KARAKAŞ

İslam düşmanlarının hedefinde şimdi de Peygamber Efendimiz `in anlatılmasına ve de anlaşılmasına vesile olan Kutlu Doğum etkinlikleri var. Diyanet İşleri Başkanlığı ve Peygamber Sevdalıları Platformu tarafından yıllardır yüzbinlerin katılımıyla düzenlenen Kutlu Doğum etkinliklerinin bir FETÖ projesi olduğu hezeyanlarını dile getirenlere kamuoyunun büyük tepkisi var. Kutlu Doğum etkinliklerinin FETÖ projesi olmasının aksine daha önce bu tür etkinlikleri düzenleyenlere FETÖ yargısı tarafından cezalar yağdırılmıştı. Hatırlanacağı üzere FETÖ yargısı Adıyaman Vahdet Der ve Elazığ İhya Der dosyalarında bazı sanıklar hakkında ‘Kutlu Doğum etkinliği düzenlemek ve katılmak` suçlamasıyla iddianameler hazırlamış ve sanıklara onlarca yıl ceza yağdırmıştı. Peygamber Sevdalıları Platformu Başkanı Adnan Akgönül, bu tür manipülasyonlarla Peygamber düşmanlığının dışa vurulduğunu ifade ederken, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamada ise “Kutlu Doğum Haftasının istismar edilmesine, kuralsızca eleştirilmesine ve itibarsızlaştırılmasına müsamaha göstermeyecektir” denildi.

FETÖ KUTLU DOĞUM ETKİNLİĞİNE CEZA YAĞDIRMIŞTI

Paralel yapının bir dönem İhya Der üyelerine yönelttiği suçlamalar akla ziyan. Dönemin Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin Örgüt yöneticiliğinden 6 ile 15 yıl arasında hapis cezasına mahkûm ettiği mağdurlara yöneltilen suçlamalar ise gerekçeli kararda tek tek sıralanmış. Suçlamalardan bazıları şunlar: “Elazığ`da, 05.04.2009`da saat 19.00 sıralarında Doğukent Mahallesi Hanedan Düğün Salonunda Kutlu Doğum Haftası Etkinlikleri adı altında düzenlenen etkinliğe katıldığı, 10.01.2009 tarihinde Kızılay Mahallesi Doğu Düğün Salonunda Hz. Hüseyin ve Kerbela Tiyatrosu adlı etkinliğe katıldığı...”   Sonuçta devletin verdiği izin ve yetkiler çerçevesinde ve Dernek tüzüğünde yer alan maddeler kapsamında faaliyet yürüten İhya Der yönetici ve üyelerinden ikisi kadın toplam 18 kişiye 6 ile 15 yıl arasında değişen cezalar verildi. Karardan 5 ay sonra ise Yargıtay 9. Daire tarafından dosya jet hızıyla onandı. Elazığ`daki skandalın bir benzeri Adıyaman`da da yaşandı. 2011 yılında Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi`nde görülen Adıyaman Vahdet Der davasında 6 kişiye 50 yıl hapis cezası verildi. Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin gerekçeli kararında ise suçlamalar şöyle sıralandı: “10.04.2010 günü Samsat İlçesinde, 11.04.2010 günü ise Kâhta İlçesinde, 16.04.2010 günü ise Adıyaman İl Merkezinde Peygamber Sevdalıları Platformu adı altında Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle etkinlik düzenlemek ve katılmak. Adıyaman'da Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle düzenlenen etkinliklerde tertip komitesinde yer aldıkları ve etkinliklerde görevli olarak bulundukları…”

PEYGAMBERİN ANLATILMASINDAN RAHATSIZLAR!

Bu şekilde gündeme getirenlerin Peygamber Efendimizin yoğun bir biçimde günlerce, haftalarca anlatılmasından rahatsız olmalarından kaynaklandığına dikkat çeken Akgönül, “Daha FETÖ`cüler ve benzeri gruplar ve yapılar olmadan önce tarihin derinliklerinde örneğin Eyyubi devletinde Selâhaddin`i Eyyubi`nin kendisi bütün memleket çapında çok katılımlı yoğun mevlit programları yapmıştır. Bununla ilgili işte şiirler, mevlitler, methiyeler ve hadisler okunmuştur. Bu birkaç yıllık bir şeyin ürünü değildir. Fakat uzun bir süre Peygamber (s.a.v) gündemden düşürüldüğü için ve onu anma sadece bir iki saatle yetinildiğinden dolayı Peygamber (s.a.v) sünneti bir nevi tarumar edildi.” Şeklinde konuştu.

BU SEVGİYİ HAPSETMEYE ÇALIŞIYORLAR

Peygambere olan sevginin hapsedilmeye çalışıldığına dikkat çeken Akgönül, “Yıllardır Peygamber Sevdalıları Platformu olarak, yapılan etkinliklerde ve halkımızdan da şunu gördük, bir açlık bir susuzluk vardı. Peygamber Sevdalıları Platformu veya diğer farklı hayır kuruluşları Peygamber`in (s.a.v) mübarek viladeti yıldönümünde onu anmakla ilgili çok kapsamlı programlar yaptıktan sonra bu dışa vurdu. Halkın içinde olan duygularını meydanlarda, salonlarda yansıtmaları şeklinde tasarruf etti ve teveccühle kat kat arttı. Bunu böyle herhangi bir yapıyla, marjinal bir grupla ilişkilendirmek Peygamber`i (s.a.v) anlamamaktır. Tarihte yıllarca Hz. İsa`nın doğum yıl dönümü diye miladi 1 Ocak günü haftalarca, aylarca bütün Hristiyan âleminde hatta İslam ülkelerinin çoğunda kutlandı. Kimse bu kutlamalar niye böyle yaygın bir şekilde yapılıyor demedi. Ama Peygamber`e (s.a.v) yakışır ondan alınan ahlak, örnekleri doğrultusunda viladetini kutlamak söz konusu olduğunda hele hele bu yaygınlaştığında meydanlara tezahür edildiğinde, döküldüğünde birileri sanki bundan rahatsız olmuş ve bu sevgiyi bir nevi hapsetmeye çalışıyor, boğmaya çalışıyor. İnşallah emellerine ulaşamayacaklar.” İfadelerini kullandı.

FETÖ`CÜLER KUTLU DOĞUM ETKİNLİĞİ DÜZENLEYENLERİ CEZALANDIRDI

Kutlu doğum programlarına iştirak edenler, düzenleyenler hakkında FETÖ tarafından iddianameler hazırlandığını, cezalar verildiğini ifade eden Akgönül, “Bütün bunlar meydandayken, ortadayken birilerinin Kutlu Doğum programlarının FETÖ`nün ürünü olduğunu iddia edip bu programların bir nevi gündemden düşürülmesi, kaldırılması ile ilgili hükümet üzerinde baskı yapmaya çalışması tamamen işi çarpıtmaya yönelik bir çabadır. Biz öyle inanıyoruz ki inşallah ülke yöneticileri bu oyuna gelmezler. Bu tuzağa düşmezler. Çünkü peygamber (s.a.v) viladeti etkinliklerinin yoğun bir şekilde yapılması insanların ahlakını olumlu yönde etkiliyor. İnsanların suça bulaşma meyillerine yönelik bir set oluyor. Peygambere tabi olma ona ittiba etme anlayışını geliştiriyor ki zaten yöneticilerimizin de istediği buydu. İnsanlar arasında böyle güzel bir ahlak, edep, terbiye yaygınlaşsın. Kötü davranışlar, şiddete yönelik tavır ve uygulamalar son bulsun ve memleket huzur bulsun. Her iyilik isteyenlerin bu yönlü temennileri ve arzuları vardır” dedi.

PEYGAMBER SEVGİSİYLE SALONLARI DOLDURAN GÖNÜLLERİ RENCİDE ETMİŞLERDİR

Peygamberin anılmasına tahammülü olmayanlara Diyanet İşleri Başkanlığı`ndan da cevap gecikmedi. Diyanet İşleri Başkanlığı`ndan yapılan yazılı açıklamada yalan ve iftiralar üzerinden Kutlu Doğum Haftasının bir FETÖ projesi olduğunun dillendirilmesinin, Kutlu Doğum Haftalarında Türkiye`de ve yurt dışında Peygamber sevgisiyle salonları dolduran gönülleri rencide ettiğinin altı çizildi. Bazı medya organlarının çirkin resimlerle manipülasyon yaptığına dikkat çekilen açıklamada, “Haberi desteklemek için manşetten yayınlanan ve internet ortamında yayılan fotoğrafların Başkanlığımıza ait Kutlu Doğum Haftası organizasyonları ile alakası bulunmamaktadır. Haberde, bugün hayatta olan 7 Diyanet İşleri Başkanımızdan hiçbirine müracaat edilmeden, Başkanlığımız yetkililerinden bilgi alınmadan indî görüşlerle hareket edilmesi, yüzeysel ve tarafgir bilgilere yer verilmesi açık bir garabettir.” denildi.

28 ŞUBATLARDA ELEŞTİRİLDİ, 27 NİSAN BİLDİRİLERİNE KONU EDİLDİ

“Kutlu Doğum Haftası, Diyanet İşleri Başkanlığının kendi inisiyatifiyle ve kanunların verdiği yetkiyle ortaya çıkmış; 28 yıl boyunca tefekkür dünyamıza hayat vermiş; “Hz. Peygamber`i anmaktan anlamaya” düsturuyla gelişmiş ve milletimizin yakın tarihinde yer etmiş bir haftadır.” denilen açıklamada şunlar kaydedildi: “Başkanlığımızın Türkiye`deki İlahiyat birikimiyle istişare ederek planladığı ve yürüttüğü bu uygulamanın, Sevgili Peygamberimizin rahmet mesajlarını toplumumuzun her kesimine ve gönül coğrafyamıza ulaştırmaktan başka hiçbir gayesi olmamıştır. 28 Şubat süreçlerinde eleştirilen, 27 Nisan bildirilerine konu edilen Kutlu Doğum`un karanlık bir terör ve din istismarı hareketi olan FETÖ ile hiçbir ilgisi ve alakası yoktur.”

TAM MANASIYLA BİR İDRAK TUTULMASIDIR

Kutlu Doğum Haftası`nın Peygamberimizi doğru anlamak, onun sünnetini bugüne taşımak, onun hayat tarzını çocuklarımıza ve gençlerimize tanıtmak, günümüz problemlerine nebevî referanslarla çözüm aramak amacıyla ortaya çıkmış ilmî bir hafta olduğuna dikkat çekilen açıklamada, “Yaygın eğitim faaliyeti şeklinde tasarlanan bu haftanın, dinin asıllarına sonradan eklemelerde bulunmak gibi bir gayesi olmadığından bidat olarak nitelenmesi son derece anlamsızdır.  Unutulmamalıdır ki, milletimizi millet yapan ve bu aziz milletin her ferdini bir araya getiren en büyük sevgi, Peygamber sevgisidir. İçinden geçmekte olduğumuz hassas dönemde Hz. Muhammed`e sevdalı olan bu ülke insanına onu anmaktan ve tanımaktan vazgeçmesini önermek, tam manasıyla bir idrak tutulmasıdır. Hem yurdumuzun dört bucağı hem de yurt dışındaki millet varlığımız için bu hafta, Hz. Peygamber`in sünneti ışığında millî ve manevî değerlerimizi güçlendiren, ufkumuzu tazeleyen, kimliğimizi pekiştiren, asimilasyonu önleyen, birliğe, barışa ve kardeşliğe yatırım yapan bir haftadır.” ifadelerine yer verildi.

KUTLU DOĞUM HAFTASININ İSTİSMAR EDİLMESİNE İZİN VERİLMEYECEKTİR

İstismar edilmesine izin verilmeyeceğinin belirtildiği açıklamada son olarak şunlar kaydedildi: “Başkanlığımız, her sene bir bilgi, aydınlanma ve irfan ziyafetine dönüşen Kutlu Doğum Haftasının istismar edilmesine, kuralsızca eleştirilmesine ve itibarsızlaştırılmasına müsamaha göstermeyecektir. Söz konusu haberin düzeltilmesi gereğini aksi takdirde bütün kanuni haklarımıza müracaat edeceğimizi kamuoyuna saygıyla bildiririz.”

“KUTLU DOĞUM MERASİMLERDE HZ PEYGAMBER VE ONUN İLAHİ MESAJI ANLATILIYOR”

Peygamberleri anmanın Müslümanın üzerindeki bir görev olduğunu söyleyen Âlimler ve Medreseler Birliği Başkan Yardımcısı Mehmet Şenlik, bidat ya da hurafe olduğuna yönelik söylemlerin boş sözlerden ibaret olduğunu belirtti. Şenlik, “Bunlar Hz Muhammed`i insanlara unutturmak, İslam kültürünün kaybettirilmesi için bilinçli olarak dayatılan bir takım sistematik uygulamalardır. Müslümanların bunların etkisinde kalmaması gerekiyor. Kendi dinlerini güzel bir şekilde yaşamak ve Peygamberini güzel bir şekilde anlamak ve öğrenmek için bu merasimlere ihtiyaç vardır.

“BİDAT DEĞİL FIRSATTIR”

Bu merasimlerde Hz. Peygamber ve onun ilahi mesajı anlatılıyor. Her bir sene onun önemli hasletlerinden bir iki tanesi öne çıkarılıyor.  Bu yıl, Hz Peygamber`in ‘Emniyet ve Adalet` vasfı daha çok öne çıktı. Her tarafta onun adaleti anlatılıyor. Bu bidat değildir. Bu gibi merasimler bir fırsattır, bu fırsat ile Hz Peygamberin bu özelliklerine haiz olabiliyor ve topluma inebiliyoruz. Topluma bu mesajı verebiliyoruz. İslam`ı camilerin içine mahkûm etmişler. Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez`in dediği gibi ‘Her bir imam mihrabı sırtına alıp sokağa çıkması gerekiyor` İslam`ın sokakta, pazarda ve bu gibi etkinliklerde anlatılması gerekiyor. Bu tür merasimler ile insanlar İslam`a yöneliyorlar. Birileri bilinçli olarak bu güzel merasimi toplumda kötü olarak anlatılan, tecrit edilen kimselere mal etmeye çalışıyorlar. Bu planı bozmak gerekiyor.” dedi.