Savaşta hiç bir zaman galip olan taraf olmaz. Savaşın iki tarafı da çok şey kaybeder ve bu savaşın etkileri yıllarca devam eder. Çeçenistan, dünyanın eski süper gücü olan bir devletle savaşa girdi ve bu savaşın etkileri ister istemez daha da vahim oldu. Savaş başlarken Çeçenistan’da iktidarı elinde bulunduranlardan hemen hemen hiç kimse hayatta kalmadı. Kalanlar ise ülkeyi terk etmek zorunda kaldılar veya Rusya ile anlaşıp saf değiştirdiler. Bugün Çeçenistan’da ne oluyor ve Çeçenlerin hayatları hangi yönde değişime uğradı?
GELİŞEN ÇEÇENİSTAN’DA HAYATİ PROBLEMLER BİTMEDİ
Yeni Çeçenistan: Çeçenistan bugün modern bir Cumhuriyet olarak medyada sunulsa bile kendi içinde çok vahim problemleri içinde barındıran Rusya Federasyonu’na bağlı bir bölgedir. 1994-1996 ve 1999-2004 yılları arasında çetin savaşlar yaşayan Çeçen halkı hiç olmazsa biraz rahatlamış gözükmektedir. Başkent Caharkale’de futbol stadları, beş yıldızlı oteller ve yeni yeni gökdelenler yükseliyor. Çeçenistan’ın genelinde olmak üzere tüm yerleşim bölgelerinde yollar, binalar, bilgi ve kültür evleri inşa edilmekte. Özellikle camiler ve medreselerin inşasına önem verilmektedir. Çeçenistan’ın tüm bu yeniden yapılandırmasında Türk menşeli şirketler önderlik yapmaktaydı. Türk medyasında bunların reklamları ve propagandası yapılmaktaydı. Ama son zamanlarda bu Türk şirketleri ile Çeçen Başkan Kadirov ile araları açıldı ve adeta Çeçenistan’dan kaçtılar. Olan ise halka oldu. Bu şirketlerde çalışan binlerce insan maaşını alamadı. Dolayısıyla bu yöndeki problemler her geçen gün artmakta.
DEVLET HALKTAN ADETA HARAÇ ALIYOR
Çeçenistan’da yapılan hiç bir ciddi inşaat projesi devlet tarafından tam ödeme yapılarak sonuçlandırılabilmiş değil. Yapılan camiler ve hafızlık için açılan medreselerin bile inşaat bedelleri ödenmemiş. Bu inşaatlarda çalışmış ancak hakkını alamamış insanların hakkının bulunduğu bu cami ve medreselerde yapılan ibadetin ve okunan Kur’an’ın nasıl bir hayır getireceği düşündürücüdür.
Çeçenistan’da çalışan hemen hemen herkesin maaşının yüzde 20’si kesilmektedir. Maaşları 8-9 aydır ödenmeyen çok insan mevcut. Kimse buna karşı çıkma cesareti gösteremiyor. İnsanlar bir itirazda bulunurlarsa korkunç işkenceler görüyor ondan dolayı hiç ses çıkarmıyor. Yeter ki köylerimiz, şehirlerimiz bombalanmasın, yeter ki çocuklarımız ölmesin diye halk zulme sabrediyor. Bazı kesimler ise bu durumdan gayet memnun ve hayatlarını zengin Arap şeyhleri gibi yaşıyor.
İSLAM, DEVLET KONTROLÜNDE HALKA YANLIŞ TANITILIYOR
İslam’a Bakış: Çeçen halkının İslam’a bakışına bile müdahale ederek değiştirmeye başladılar. Müthiş bir bilgi kirliliği ve kendi iktidarını destekleyen ve koruyan din adamları yetiştirerek halkı yanlış yönde hurafelerle adeta hapsettiler. İnsanları türbelere düzenledikleri otobüs seferleriyle götürerek türbeler etrafında tavaf yaptırıyorlar. Camilerde namaz sonrası vird çekmeden çıkanların isimleri, bu işle ilgilenen özel memurlar tarafından kayıt altına alınıyor. Bir tarikata bağlı değilsen, seni olası bir tehdit olarak gösterebiliyor. Şeyhleri adeta peygamberlerin yerine koydular. Uydurma hadisler çok yaygınlaştı. Özel televizyon kanallarında kendilerine uyarladıkları dini vecibelerin propagandası yapılmaktadır. Yurt dışından Peygamberimize ait olduğunu iddia ettikleri bazı eşyaları getirerek insanlara bir şifa ve bereket olarak sunuyorlar. Geçen sene Rusya’da ünlü bir çeçen asıllı iş adamının girişimiyle satın alınan Peygambe- rimize ait olduğu iddia edilen bir kap getirildi. Müthiş harcamalar yaparak onu getirenleri törenlerle karşıladılar. Şimdi o kapla doldurulmuş su, şişelenerek şifa veriyor diye satmaya başladılar. Almazsan Peygambere inanmayanlardan oluyorsun. Tüm bu yapılanlar devlet başkanı Kadirov yönetiminin kontrolünde gerçekleşen işi ve icraatlardır.
FAKİR HALK ÇAREYİ GÖÇ ETMEKTE BULUYOR
Çeçen Halkının Sosyo-Ekonomik Durumu: Çeçenistan’da her ne kadar inşaatlar ve gökdelenler inşa edilse bile bölgeden göçler halen devam etmektedir. Halk Avrupa ülkelerine gidebilmek için kendi evlerini yerlerini satarak ülkeyi terk ediyorlar. Sebep ise ülkelerinde yaşanılan haksızlıklar ve geçim sıkıntılarıdır. Her mevsimde çıkan yeni yeni hastalıklar ve tedavi imkanlarının olmaması ile hastanelerdeki yolsuzluklar insanları adeta çileden çıkarıyor. Çeçenistan’da halka yeni iş imkanları sağlanmıyor. İnsanların kendi imkanlarıyla açtıkları işyerleri yerel yöneticiler tarafından haraca bağlanıyor. İnsanlar buna katlanarak yine ayakta durmaya çalışıyorlar. Rusya’nın genç nüfusunu arttırmaya yönelik verilen aile desteği programı çerçevesinde verilen 10 dolar çocuk parasının yarısı Çeçen yönetimi tarafından kesiliyor. Aileler çocuklarının geçimi için hiç ses çıkarmıyor. Tüm bu haksızlıklar karşısında direnmeye çalışan ve karşılık vermek isteyenler yok değildir. Gençler bu haksızlıklar karşısında yapılacak bir şey bulamayınca ellerine silah alıp dağa çıkıyorlar.
Türkiye’ye ve Avrupa’ya giden mülteciler var. Avrupa’ya gitmeyi başaranlar, tüm sosyal haklara sahip olabiliyorlar. Türkiye’dekiler ise şimdilik hiçbir sosyal hakka sahip değiller ve oturumlarını uzatma konusunda bile zorluk çekmektedirler. Resmi olmayan kamplarda kalan Çeçenlere sivil kuruluşlar ve hayırsever insanlar kendi imkanları dahilinde yardımcı oluyorlar.
DİRENİŞ GRUPLARI KENDİ ARALARINDAKİ İHTİLAFLARI BİTİRMELİ
Direnişin Durumu: Her ay Çeçenistan’dan aldığımız haberlerde dağlara çıkan gençlerden bahsedilmektedir. Çeçen direnişinden geride kalan gruplar halen dağlarda kendi imkanlarıyla bir mücadele yürütmektedir. Eskiden meşhur olan Çeçen Komutanların hepsi şehid düştü. Rus yanlısı Çeçen hükümetine karşı bir mücadele verilmektedir. Ruslar savaşı tamamen Çeçenlerin arasına bırakarak geri çekildiler. Direnişçiler eski desteği de göremiyorlar. Kim dağdakilere bir ekmek verse evleri yakılıyor ve işkence görüyor. Dağlara çıkanların aileleri ve akrabaları işkence görüyor ve sürgün ediliyor. Rus yanlısı hükümetin etkisini halk görüyor. Dağdakiler de kendi aralarında bölünmüş durumdalar. Her ne kadar birlikte gözükse bile problemlerin varolduğu hissedilmektedir. Yurt dışındaki destekleri bile kesilmiş durumda.
Çeçen Direnişçilerin yapması gereken, düşmanını belirleyip kendi aralarındaki düşmanlığı bitirmektir. Kendi aralarındaki ayrışımları, direnişi daha da güçsüz hale getirecektir. Çeçenistan Cumhuriyetine bağımsızlık isteyen ve Kafkasya Emirliği kurmak isteyenler olarak iki gruba ayrılan direnişçiler gün geçtikçe güçlerini kaybediyorlar. Direnişçiler eğitime ve bölgenin siyasi oluşumuna önem vermeli diye düşünüyor ve doğru olacağına inanıyorum. Tüm bu başarısızlık eğitimsizlikten kaynaklanmıştır. Gerçek bilgi ve gerçek dini eğitime önem vererek gelecek nesli yetiştirmek Çeçenistan’ın geleceği için en önemli yatırım olacağına inanıyorum.
KADİROV’UN PUTİN’İN ELİNİ TUTAN POSTERİ İÇİN HALK: “SIKICA TUT, BIRAKIRSAN İŞİN BİTER”
Sonuç: Çeçenistan, patlamaya hazır bir bomba gibi bölgedeki en hassas yerlerden biridir. Her ne kadar güllük gülistanlık gösterilse bile halk bir kıvılcımı beklemektedir. Her bürokratın ve her eline silah alıp halkın karşısında duran işbirlikçilerin akıbetleri belli halk kesimleri tarafından etiketlenmiş bir güne ertelenerek beklemektedir. Zalimin zulmü varsa mazlumun da ahı vardır. Bu durumun böyle devam edeceğine yerel yönetim de inanmamaktadır. Çeçenistan’ın her köşesinde Çeçen Başkan Kadirov’un Putin’in elini tutmuş posterleri sergilenmektedir. Bugün Çeçen halkı arasındaki en meşhur söz ise: “Sıkıca tut, bırakırsan işin biter” sözüdür.