Bölgenin değişim ateşi henüz sönmedi. Arap Baharı adı verilen Müslüman halkların uyanışı ve kıyamı ikinci yılına girdi. Herkes, bunun meyvelerinin alınacağı Arap yazını beklemektedir. İslami uyanışın (Tunus, Mısır, Libya…) her tespihin değişim seyri, bölgenin durumuna göre farklılıklar oluştursa da bütün bunların birleştiği biricik nokta Filistin meselesidir.

Yine Filistin
Ortadoğu ve Kuzey Afrika’nın yaşadığı şiddetli değişimin seyri belki de Filistin meselesini bir nebze de olsa manşetlerden inmesine yol açtı. Ancak Hamas ve Fetih’in Filistin devletinin kurulması için yaptıkları anlaşma, bütün gözleri bir kez daha işgal topraklarına ve Filistinlilerin hedeflerine çevirdi. Gazze hükümetini elinde bulunduran Hamas ile Batı Şeria hükümetini elinde bulunduran Fetih, Filistin devletinin kurulması için anlaşma yapıp gerekli imzaları attılar.

Hamas ile Mısır İhvan-ı Bir Ruh, İki Beden
Son gelişmelerde bazı müphemlikler göze çarpsa da, İslam dünyasında meydana gelen değişikliklerin Filistin’in amaçları doğrultusunda gerçekleştiği görülmektedir. Mısır’da gerçekleşen inkılapla birlikte Siyonist rejim, Ortadoğu’daki en büyük destekçisini kaybetti. Siyonist makamlar artık hiç kimsenin onlar için “Mübarek” olmadığını defalarca dile getirdiler. Mısır hükümetinin yıkılmasından sonra Gazze’nin Mısır’la sınırında geçiş güzergahları yeniden açıldı. Gazze’nin dışına çıkma imkanı bulunmayan Filistin Başbakanı İsmail Heniye, Mısır’a gitti. Mısır İhvan-ı, Mısır ile Siyonist rejim arasında gerçekleşen Camp David anlaşmasını birkaç kez gündeme getirip şiddetle eleştirdi. Bununla ilgili karar ise parlamentonun reyine bırakıldı. Ancak unutmamak gerekir ki, Mısır inkılabının en önemli yönü, geçmişteki Mısır hükümetinin ABD ve Siyonist rejime boyun eğdiği ve onların isteklerini yerine getirmek için çabaladığı bir zeminde gerçekleşmesidir. İsmail Heniye’nin Mısır İhvan-ı Müslimin mürşidinin alnından öptüğünde söyledikleri tarihi bir gerçeğin ifadesiydi; “İhvan ile Hamas arasındaki ilişkiler sürekli güçlü olmuştur. Hamas Filistin’de İhvan’ın bir koludur… Hamas, kurucusu Şehid Hasan el Benna olan Mısır’daki ana hareketin uzantısıdır” Bütün bunlarla birlikte Mısır, Hüsnü Mübarekten sonra “Siyonist rejim” için “mübarek” olmaktan çıkmıştır.

Tunus’un Kalbi Filistin İçin Atmaktadır
Nahda Hareketinin yeniden dönüşü ve hareketin rehberi Raşid El Gannuşi’nin açıklamaları, Siyonist rejimi Tunus ile ilgili ümitsizliğe sürüklemektedir. Filistin başbakanı İsmail Heniye, üç ay önce Gannuşi ile yaptığı bir telefon görüşmesinde Tunus’daki değişikliklerin Filistin halkının hedeflerine uygun olduğunu dile getirmişti. Tunus halkının Filistin’in özgürleşmesine yönelik beklentilerine gelince, iki ay önce İsmail Heniyye’nin bu ülkeye gidişinde halkın gösterdiği coşku her şeyi anlatıyordu. Tunus Kartac Uluslararası Havaalanında “Tunus halkı Filistin’in özgürlüğünü istiyor” sloganları gerekli cevabı veriyordu.

Suriye, Direniş Cephesinde Kalacak
Suriye’nin bugün içinde bulunduğu kriz, şartların değişik zeminlere kaydığını göstermektedir. Suriye hükümeti bugüne kadar direnişi destekledi. Özellikle bu ülkenin topraklarında direniş gruplarına her türlü kolaylığı sağladı. Acaba Esad’ın yıkılmasıyla birlikte Siyonist rejimin kuzey komşusu Filistinli mücahitlere desteğini kesecek mi? Bu sorunun cevabını bizzat Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah vermektedir: “Onlar Suriye rejimini yıkıp yerine yeni bir rejim kurmak istiyorlar. Bazı dostlarımız bu konuyla ilgili tedirginliklerinin olmadığını söylediler. Gelecek yeni yönetim de direnişe destek verecektir” İpleri eline alacak yeni yönetimin Filistin konusunda Siyonist rejimin menfaatleri doğrultusunda olacağıyla ilgili hiçbir garanti yoktur. Beşar Esad, hükümeti döneminde Siyonist rejimle aralarında bulunan Golan tepelerinde güvenliği sağladı. Onun gidişiyle iktidarı ele alacak taraf İslami kesimden başkası olmayacak. Beşar Esad’ın en büyük muhalifi Suriye İhvan-ı Müslimin’dir. Bu hareket, Siyonist rejime karşı Esad ailesinden daha ciddi, silahlı mücadele taraftarı ve bu konuda hiçbir tavize yanaşmayan görüşlere sahiptir. Bu ise, Siyonist rejime karşı ciddi bir tehdit anlamındadır.

Değişimin Zamanı Geldi
Bir kere daha hatırlamak gerekir ki, Filistinli grupların anlaşmasında Siyonist rejime fayda sağlayacak bir durum söz konusu değildir. Siyonistlere ait Jerusalem Post Gazetesi, bu konuda şu açıklamalara yer verdi: “Abbas Hamas’a ne kadar yaklaşsa, aynı ölçüde İsrail’den uzaklaşır” Hamas ve Fetih arasındaki anlaşmanın basına yansımasının ardından açıklamada bulunan Netanyahu şunları söyledi “Mahmut Abbas’ın İsrail’le barış ya da Hamas arasında tercih yapması lazım.” Ancak İsrail ile defalarca yapılan müzakerelerin sonuçsuz kaldığı, bu anlaşmanın Abbas’ın bir seçimi olduğu bilinmektedir. İnkılap yıldönümünde Tahran’ın Azadi meydanında yaptığı konuşmada İsmail Heniyye’nin Siyonist rejimi resmen tanımayacaklarıyla ilgili konuşmaları da ayrıca dikkate değerdi. Hamas’ın, Arap Baharının esintilerinden en iyi şekilde istifade etmeye çalıştığı görülmektedir. Değişim mevsimi kapıya dayanmıştır. Yeni Ortadoğu’da bütün yollar Kudüs’e çıkmaktadır.

Kaynak: Horasan Gazetesi
Çeviren: Hanefi Aydın / doğruhaber