"Diyarbakır Neden Türkiye'nin Mührüdür" konferansında konuşan Tarihçi Mustafa Armağan "Alman edebiyatını okuyoruz. İngiliz edebiyatını okutuyoruz. Emperyalistlerin edebiyatını okuyoruz ama benim Kürt edebiyatım orada yer almıyor. Milyonlarca insanın Kürtçe konuştuğu bir ülkede onların dili ve edebiyatı yok sayılıyor." dedi.
Diyarbekir Kültür Platformu tarafından Kayapınar Cegerxwin Kültür Merkezi'nde "Diyarbakır neden Türkiye'nin mührüdür" konulu bir konferans düzenlendi. Konferansa HÜDA PAR Diyarbakır İl Başkanı Şeyhmus Tanrıkulu, Eğitim-Bir-Sen 2 nolu Şube Başkanı Yüksel Gümüş, Diyarbakır Kültür Platformu Sözcüsü Abdulkadir Aslanoğlu ve bazı STK temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.
Konferansta konuşan Tarihçi Armağan, tarihten beri Anadolu'nun sürekli işgal edilmeye, sömürülmeye çalışıldığını ve sürekli üzerinde oyunlar oynandığını belirtti.
Armağan, Müslümanların Batı'yı rehber edinmek yerine kendi özlerine dönüp, kendi rehberlerinin peşinden gitmesi gerektiğini söyledi.
Mehmet Akif'in "Maske yırtılmışa hâlâ bizi affetti o yüz, medeniyet dediğin kahpe hakikat yüzsüz" dizelerini hatırlatan Armağan, "Melik Şah zamanından, Kılıçaslan zamanından beri Anadolu defalarca tarumar edildi. En nihayet ne oldu? Bunların, Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Çanakkale'de maskeleri yırtıldı, altından o çirkin yüz göründü. O zamana kadar 'batı batı' diyenler Batı'daki gerçek yüzü o zaman gördüler. Geçenlerde sayın Cumhurbaşkanımız şunu dedi: 'Maskeli baloyu oynamayı bıraksınlar, gerçek yüzleriyle ortaya çıksın' derken aslında bunu kastediyordu. Sonrasında ülkemizi bir daha işgal ettiler. Tepemize çıktılar mallarımızı sömürdüler. İnsanlarımızı katlettiler, vurdular, kırdılar ondan sonra 'barış yaptık!' Barış yaptıktan sonra Batı'yı tepemize çıkardık. Bizim rehberimiz Batı'dır dedik. Batı medeniyetine gireceğiz dedik ve onun peşinden gitmeye başladık. Gide gide bizi nasıl bir uçuruma sürüklediklerini 15 Temmuz'da bir kere daha gördük." dedi.
"Burası bu ülkenin temellerine imzasını atmış bir şehirdir"
Müslümanların özüne dönmesi gerektiğini söyleyen Armağan, "Artık biz merkebin peşinden giden develer olmak istemiyoruz. Bizim rehberimiz var, bizim kitabımız var, bizim önderimiz var. Biz yeni doğmuş bir millet değiliz.1481 yıldır Diyarbekir'deyiz. Malazgirt'ten 500 yıl önce. Burası onun bunun kurtardığı bir yer değildir. Burası bu ülkenin mührü, bu ülkenin temellerine imzasını atmış bir şehirdir. Dolayısıyla bizim önümüzde hak rehberimiz var." sözlerini kullandı.
Okullardaki Milli Eğitim müfredatına da değinen Armağan, Kürt tarihi ve edebiyatının da ders olarak müfredatta yer alması gerektiğini vurguladı.
"Bir Yunanlı kadar senin ülkende yaşayanların değeri yok mu?"
Armağan, "Milli Eğitim Bakanına şunu söylemiştim, bazı değişiklikler yapılıyor mesela dedim. Bir Kürt edebiyatı Ünitesi dersi olsa edebiyat derslerinin içinde neyimiz eksilir? Alman edebiyatını okuyoruz. İngiliz edebiyatını okutuyoruz. Emperyalistlerin edebiyatını okuyoruz. Yunan edebiyatını okutuyoruz. Ama benim Kürt edebiyatım orada yer almıyor. Hangi ülkede yaşıyoruz? Milyonlarca insanın Kürtçe konuştuğu bir ülkede onların dili ve edebiyatı yok sayılıyor. Bu anlayışın artık değişmesi lazım. Edebiyat derslerimizin içerisinde diğer derslerimiz kadar hatta daha fazla Kürt edebiyatı da yer almalı. Tarih dersimizde de niçin diğer yaşayan grupların, diğer etnisitelerin tarihi okutulmasın. Sadece Türk tarihi okutuluyor. Türk tarihinin yanında Yunan tarihi ve diğer tarihleri okutuyorsun. Bir Yunanlı kadar senin ülkende yaşayanların değeri yok mu? Ama bir zamanlar çark böyle kurulmuş. Bu çark kolay kolay kırılmıyor." şeklinde konuştu. (Abdurrahman Tetik, Emrah Deniz- İLKHA)