Haber Merkezi
Anadolu Federe İslam Devleti (AFİD) davasında yargılanan ve Tekirdağ’da F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Metin Kaplan’ın 8 yıldır tek kişilik hücrede olduğu ve kendisine içinde namaz vakitlerinin yer aldığı takvim dahi verilmediği ortaya çıktı. Metin Kaplan’ın birçok mektubuna, içeriğinde “Şeriat ve Hilafet propagandası” yapıldığı ve “Laikliğe aykırı” olduğu gerekçesiyle el konulduğu öğrenildi. Metin Kaplan’ın eşi Belkıs Kaplan, eşinin tecrit altında tutulduğunu söyledi.

“EŞİM TECRİT ALTINDA TUTULUYOR”

Belkıs Kaplan, eşinin kanser hastası olmasına ve Türkiye’ye iade edildiği takdirde “Ağırlaştırılmış Ömür Boyu Hapis-Müebbet” cezasına çarptırılacağı bilinmesine rağmen, 12 Ekim 2004’te Almanya’dan Türkiye’ye iade edildiğini hatırlatarak, “Oysa Almanya aynı gerekçeyle Ergenekon’un kaçak sanığı Bedrettin Dalan’ı iade etmiyor. Bu da Almanya’nın Müslümanlara bakış açısını ortaya koyuyor” dedi.

“ORTADA NE BİR SİLAH VAR, NE SİLAHLI EYLEM VAR”

Belkıs Kaplan, eşinin sadece inancından ve düşüncelerini dile getirdiğinden dolayı büyük haksızlıklara uğradığını ve dönemin görsel ve yazılı kartel medyası tarafından linç kampanyasına maruz bırakıldığını hatırlatarak, “Eşim hakkındaki iddiaların hepsi birer komplodan ibarettir! 2 Temmuz 2010 tarihinde silahlı terör örgütü kurmak suçlamasıyla İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 17,5 sene hapse mahkum olmuştur. Bu nasıl terör örgütü ise, ortada ne bir silah var, ne silahlı eylem var. Eşim fikir ve düşünce suçlusudur. Eşim katil değil, eşkıya değil, hırsız değil, silah ve esrar kaçakçısı değil, hele hele terörist hiç değil... Müslüman hiçbir zaman terörist olmaz ve olamaz! Bizi vatansız ve bölücü diye tanımlayanlar, önce kendi geçmişlerine baksınlar! Eşimin düşüncelerini ve savundukları değerleri beğenmeyebilirler, kabul etmeyebilirler, ama sadece bu düşüncelerinden dolayı kendisini kamuoyuna terörist ve vatan haini olarak göstermeye kimsenin hakkı yoktur!” dedi.

“8 SENEDİR TEK BAŞINA BİR HÜCREDE KALIYOR”

Belkis Kaplan, eşinin Tekirdağ F-Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda hükümlü olarak sekiz senedir tecrid edilerek tek başına hücrede kaldığını, diğer hükümlülerle görüşüp konuşmasına dahi izin verilmediğini söyledi.