“…O halde Allah`a ve peygamberlerine iman edin. Eğer iman eder, takvâ sahibi olursanız sizin için büyük bir ecir vardır.” (Al–i İmran: 179)
Fesadın kol gezdiği, harama götüren yolların ardına kadar açık olduğu bir ortamda gençlerimizin kararlı duruşları, kalplerinin derinliklerinde kök salan güçlü imanlarından kaynaklanmaktadır.
İman gücünün ölçü ve miktarını terazi ile ölçmek mümkün değildir. Ancak insanın imtihan ortamında bulunması ve bununla ilgili yüz yüze geldiği sıkıntılar karşısında ortaya koyduğu tavır, imanın ölçüsü ve sınırı hakkında gerekli bilgiyi vermektedir.
İman, hayatın bütün merhalelerinde Allah Teâlâ`ya gönülden bağlanmaya, O`nun emirlerine boyun eğmeye ve her türlü gelişme karşısında doğru mevzide yer almaya sebebiyet verir.
İman, beşerin en güzel sığınağı, ruhun en büyük itminan kaynağı ve nefsi huzura kavuşturan enerjidir. İman aynı zamanda hayatın tufanlarını, tahriklerini ve nefsin tehlikeli hareketlerini dengede tutma ve kontrol etme imkânı verir.
İnsanı kontrolde tutan ve koruyucu güç vazifesi gören iman, hayatın rotasını çizmekte ve insanın nasıl yaşaması gerektiğini ortaya koymaktadır.
İman, yalnız başına bile olsa düşmanların saldırılarına maruz kalan insanın etrafında koruma kalkanı oluşturur. Allah Teâlâ`ya dayanan genç kendisini her türlü saldırıya karşı garantiye alır. Yalnızlık karanlıklarının ve nefsi vesveselerin etkisinden kurtulur. Eziyet de görse, başına musibetler de gelse sahip olduğu iman en muhkem güvenliği sağlar.
Allah Teâlâ`ya iman ve tevekkül yalnızlık kalıbından sıyrılma ve zorlukları bir bir aşma imkânı verir. İman etmiş insanlarla birlikte olma, Allah Teâlâ`nın dini için omuz omuza çalışma, sıkıntı ve zorlukları kolaylaştırır ve insana güçlü bir irade kazandırır.
Allah Teâlâ`ya iman eden kimsenin dünyada da ahirette de kaygısı kalmaz. Zayıf ve aciz insan, imanla büyük bir güç elde eder, tuzak kuran, vesvese veren ve günaha çağıran şeytan ordularına karşı muhkem bir duruş sergiler.
Günahları süsleyen ve insanları yoldan çıkarmak için çabalayan şeytan ve taraftarlarının hedefindeki gençlerin uyanışına ve ruhi yapılarının güçlenmesine ihtiyaç vardır. Bunun da biricik yolu Allah Teâlâ`ya imandır. İman ettiklerinde ve hayatlarını bunun ışığında sürdürdüklerinde, keder ve sıkıntı okyanuslarına da duçar olsalar imana dayanarak kurtulabilirler. Zira nihayetsiz güç sahibi olan Allah Teâlâ`nın yardımının kendileriyle birlikte olduğunun bilincindedirler. Düşman ordularını yararak ilerleyen İslam kahramanlarının sahip oldukları iman gücüne sahiptirler.
Allah Teâlâ`yı hayatında hazır ve nazır olarak bilen Mü`min`in bu bilinci onun ruhi açıdan rahata ermesine, sorumluluk bilincinin gelişmesine ve kendisine çeki düzen vermesine vesile olur.
Allah Teâlâ`ya güçlü imanla şehevi duygular bastırılabilir, nefsi meyillerin, heva ve heveslerin önü alınır ve bu yöndeki saldırılar karşısında şahsiyeti koruma imkânı doğar. Mü`minin öfkesi onu haktan ayırmaz. Her türlü zorluğa sabretmeyi ve tahammül etmeyi öğrenir.
Ruhları imanla kuşanmış insanlar büyük bir irade ortaya koyabilirler. Asrısaadetten bugüne dünyanın dört bir yanında İslam için büyük fedakârlık yapan gençler gibi iyi bir numune sergileyebilirler.
İman, hayatı kuşatan güçlü bir enerji kazandırır. İman elbisesine bürünen gençler, şeytani vesveselerden etkilenmezler. Her ortam ve şartlarda İslami kişiliklerini muhafaza ederler.
İmanın güçlendirilmesi bütün Müslümanlar için gerekliyken, özellikle gençler için daha büyük önem arz etmektedir. Onur ve şahsiyetlerinin muhafazası, başıboşluktan ve saplantılardan korunmaları için Allah Teâlâ ile bir irtibat oluşturmalıdırlar. Bütün bunların ilk adımı güçlü bir imana sahip olmaktır.
Her yerde hazır ve nazır olan ve her şeyi kontrol eden Allah Teâlâ`ya iman;
–İnsanın yalnızlıktan kurtulmasına sebep olur. Yalnız başına güçsüz ve aciz olan insan, başıboşluğa, vesveselere ve sıkıntılara maruz kalır. Ancak iman, Allah Teâlâ ile güçlü bir bağ oluşturmaya imkân tanıdığından kişiyi yalnızlık sıkıntısından kurtarır.
–İnsanda huzur ve sükûnete yol açar. İnsanın duyguları, heyecanları ve hayatta karşılaştığı sıkıntılar çoğu zaman huzursuzluk verir ve kendisini itidal yolundan uzaklaştırır. Ancak iman, insana huzur verir ve olumsuzluklarını bir bir ortadan kaldırır.
–İnsan ruhunun güçlenmesine neden olur. Aç ve zayıf olan insan ruhunun takviyeye ihtiyacı vardır. Bu ise Allah Teâlâ`ya güçlü bir imanla gerçekleşir. İman, gönüldeki korku ve endişelerin dağılmasına yol açar ve ruha büyük bir takviye olur.
–Sarsılan ve uyuyan vicdanlar iman sayesinde uyanırlar. Bu durumda kalpler ve ayaklar sağlam zeminde hedefe doğru hareket ederler.
–Yüce ahlak ve iffet, Mü`minlerin en önemli vasıflarındandır. Bunlar, Allah Teâlâ`ya hakiki bir iman çerçevesinde elde edilebilir ve güçlendirilebilir.
–İman, şehvet duygusunun dengelenmesine yol açar. Şehvete galebe çalma, hisleri dengeleme, nefsin her türlü cazibesine karşı Müslümanca bir duruş sergileme gücü kazandırır.
–İman, mesut bir hayat sürdürme imkânı verir. Yeryüzünde yaşanan zulümler, çaresizlikler, endişeler ve kederler vicdan sahibi insanların dengesini altüst edebilmektedir. İman ve tevekkül, sabretmeye ve ümidi korumaya sebebiyet verir ve insana derin bir nefes aldırır.
–İman, insana azim ve kararlılık kazandırır. Her türlü zorluk ve sıkıntıya karşı dayanma gücü verir. Her şart ve ortamda sorumluluğunu yerine getirme azmiyle hareket etme imkânı sağlar.
Rabbim bizleri sağlam bir iman üzere sabitkadem olan ve imanının gereklerini yerine getiren kullarından eylesin.
Allah`a emanet olun.
SÖZ VE KALEM / BAŞYAZI