MUHSİN ŞENOL- İSTANBUL
HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu ile referandum kararını, seçim barajını, Avrupa`nın İslam düşmanlığını, Türkiye`nin AB sürecini ve HÜDA PAR`ın konumunu konuştuk. Yapıcıoğlu ile yaptığımız röportajın tamamını sizlerle paylaşıyoruz.
Neden evet diyorsunuz?
“EVET, YENİ YAPILACAK ANAYASA İÇİN
AÇILACAK BİR KAPI OLACAKTIR”
Eksik bulmakla beraber, yapılan bir kısım değişikliği destekliyoruz. Çünkü bu değişikliğin yapılacak olması vesayet sisteminin geriye doğru birkaç adım atması anlamına gelecektir. Bu değişiklik yeni yapılacak anayasa için açılacak bir kapı olması açısından önem arz ediyor. Şüphesiz bu değişikliklerin olumlu olması şartıyla. Yapılan her değişiklik iyi ve olumlu olacak diye bir şey yok. Çok kötü bir anayasayı değiştirirken daha kötü hale getirmek de mümkündür. Bu değişiklikleri olumlu gördüğümüz için referandumda evet deme kararı aldık. Bir diğer sebebimiz ise yeni yapılacak anayasa için açılacak bir kapı olmasıdır. Buradan yeni anayasaya bir kapı açılır mı? Evet açılır. Fakat bu kapıdan geçilip yeni bir anayasa yapılır mı? Bunun garantisi yok.
Seçim barajı hakkında ne düşünüyorsunuz?
“ARTIK TEMSİLDE ADALETE YOĞUNLAŞMAK GEREKİR”
Bize göre seçim barajının tamamen kaldırılması gerekir. Mevcut seçim barajı yönetimin istikrarı olması açısından böyle bir baraja ihtiyaç olduğu savunuluyordu. Biz buna itiraz ediyorduk. Temsilde adalet yönetimde istikrara feda edilmemelidir diyorduk. Partili cumhurbaşkanlığı gelirse yönetimde istikrar adına getirdik diyenlerin hiçbir gerekçesi kalmayacaktır. Koalisyonlar olmasın diye seçim barajı getirilmiştir. Hükümet de koalisyonlar olmasın diye anayasa değişikliği yaptık diyor. Öyleyse artık temsilde adalete yoğunlaşmak gerekir.
Avrupa Müslümanlara karşı birlik olurken Müslümanlar neden birliktelik sağlayamıyor?
“BİRLİK MÜSLÜMANA YAKIŞIR”
Bir olmak birlik olmak Müslümanlara yakışır. Batının kalpleri bir birinden ayrı olmasına rağmen, herhangi bir İslam ülkesine karşı yekvücut olabiliyor. Fitne tohumlarını ekerek Müslümanları birbirlerine düşürdükleri sürece Müslümanların yeraltı ve yerüstü kaynaklarını sömürme noktasında bir birlik görüntüsü vereceklerdir. Bundan kurtulmanın tek yolu Müslümanların kardeş olduklarını hatırlayarak birlik olmasıdır. Müslümanlar birlik olabilirse, zaten içi kof olan, sadece görüntüden olan birlikleri dağılacaktır. Birlik, vahdet Müslümanlara yakışır. Öncelikle buna inanmak ve bunun için çalışması gerekir.
Avrupa`da İslam düşmanlığı ve yükselen sağı nasıl değerlendiriyorsunuz?
“AVRUPA YIKILMAKTA OLAN BİR DUVAR GİBİDİR”
Ben aslında durumu İslam düşmanlığından öte din düşmanlığı olarak nitelendiriyorum. Bugün Hristiyanlık Avrupa için folklorik bir araç haline gelmiş içi boş bir kavram haline gelmiştir. Bu dinin yerine yerleştirmek istedikleri kavramlara bakacak olursak, hümanizmi getirdiler, belki sosyalizmi getirdiler, ardından İnsan hakları dediler, şimdi de milliyetçiliğe doğru bir kayış, bir dönüş var.
Hiçbir toplum dinsiz ayakta tutulamaz. Fakat nefisleri o kadar azmış ki bunu durdurup geri dönmeye de bir mecal bulamıyorlar. Özgürlükten anladıkları da uyuşturucu kullanma özgürlüğü, fuhşun serbest olma özgürlüğü anlayışıdır. Bu nefsani duygularının önüne set çekecek herhangi bir inanç istemiyorlar. Buna İslam da Hristiyanlık da dâhildir. Batı uyuşturucunun zararsız olduğuna inandığı için değil, önünü alamadığı için serbest bırakmak zorunda kalmıştır.
Avrupa artık aileyi ayakta tutacak herhangi bir politika geliştiremediği için kendisini akıntıya bırakıvermiştir. Bu nedenle Avrupa çöküyor. Bu çatırtı seslerini duyuyoruz. O sefil hayatlarına karşı çıkan içlerindeki 20 milyon Müslümanı da aralarında istemiyorlar çıkarmak istiyorlar. Nasıl ki sapkın kavimlere gelen peygamberler o toplum tarafından kabul edilmeyip taşlanıp sürülmüşse, bugün Avrupa da kendi içlerinde onları uyaran Müslümanları istemiyor. Bu çökmekte olan toplum kendi kendi kandırıyor. Avrupa yıkılmakta olan bir duvar gibidir onun altında kalmak istemeyen ondan kaçmalıdır.
Referandumdan sonra Avrupa birliği ile ilgili ciddi bir adım atılabilir mi?
“AVRUPA BİRLİĞİNİN TÜRKİYE`YE
ÜYELİK VERMEK GİBİ BİR NİYETİ YOK”
Yani bugün Avrupa ülkeleri bile birliğin dağıldığını görürken biz neden o yıkılmakta olan bir birliğe girelim. Türkiye eğer yıkılmakta olan bu duvarın altından kaçmazsa ciddi zararlar görecektir. Aile kurumu Avrupa`da çökmüştür. İngiltere gibi onlara göre muhafazakâr bir toplumda bile evlilik dışı çocuk oranı yüzde 50`leri aşmıştır. İzlanda gibi bir ülkede bu oran yüzde 71 oranındadır. Aile kurumunun çökmekte olduğu bir toplum ayakta kalamaz. Böyle bir toplumun içine gireceğiz diye kapıda beklemek akıl alır bir şey değildir. Kendi düzenlerini, yasalarını Türkiye`ye de dayattıkları için Türkiye`de aile kurumu ciddi bir tehdit altındadır. Son birkaç yıl içeresinde boşanma oranları arttı evlilik oranları ise azaldı. Maalesef Türkiye gibi bir toplumda evlilik dışı doğan çocuk oranı yüzde 2.68`e yükselmiştir. Biz parti programına beş sene önce yazdık. Mevcut düzende statüko ile mücadele için girdiğiniz bu Avrupa Birliği sürecinde artık bu süreci devam ettirmenin herhangi bir pratik faydası yoktur. Şimdi adımları daha hızlı atması gerekir bu sürecin bitirilmesi için. Aslında hükümette bunu yapabileceği gibi halka sorup ta bu süreci bitirebilir. Avrupa birliğinin Türkiye`ye üyelik vermek gibi bir niyeti yok. Bu milleti inancından bütünüyle koparmak istediler ama bunu başaramadılar.
HÜDA PAR`ı birileri ısrarla bir bölgeye hapsetmek istiyor Hüda Par`ın Doğu ile Batı arasında bir köprü görevi gören siyaset izlediğini görüyoruz. Siz bu durumu nasıl ifade edersiniz?
“HÜDA PAR TOPLUMUN HARCIDIR”
Sadece Doğu-Batı Arasında değil Kuzey ile Güney arasında köprü olacağız. Biz diyoruz ki batılıların Ortadoğu dedikleri yer hem ümmetin hem de dünyanın ağırlık merkezidir. Oranın tam merkezinde ise biz varız. Bu köprülerdeki kilit taşına benziyor. Belki bu nedenle kapitalizmin merkezi olan Amerika, paranın olmadığı ilkel kominal toplum özlemini çeken PYD`ye destek veriyor. Çünkü Kürtler İslam`dan uzaklaşırsa ümmetin ruhuna el Fatiha. HÜDA PAR sağduyunun sesidir. HÜDA PAR değerleriyle bu toplumun harcıdır, kendisidir ve o kalenin taşlarını birbirine yapıştıran yapıştırıcısıdır.