HÜDA PAR Van İl Başkanlığı, kentin ekonomik sorunları ve bu sorunların çözümüne dair önerilerinin de ele alındığı kapsamlı bir rapor hazırladı.

Rapor hakkında değerlendirmelerde bulunan HÜDA PAR Van İl Başkanı Rasim Sayğın, raporu 3 aylık sürede teşkilat olarak yaptıkları ziyaret ve sahadan aldıkları veriler üzerinden hazırladıklarını söyledi.

Raporu açıklayan Rasim Sayğın, kentin belli başlı sorunlarını şöyle sıraladı:

"Kentimizde; giderek artan işsizlik, geri ödemesi yapılamayan borçlar, sık sık kesilen elektrikler, açılması bir muammaya dönüşen sınır kapısı, yılan hikâyesine dönen yeni otogar, her geçen gün daha da içinden çıkılamaz hale gelen ulaşım sorunu, güvenlik, çırakların mesleki ve ahlaki eğitimleri, bölgeye can suyu olacak olan Tekstilkent projesi, yüksek kiralar, kentin imar ve ruhsat sorunu ile altyapı da yaşanan sıkıntılar mevcuttur. Bu sorunlar çözümsüz değildir ve biz sorunu dile getirmekle beraber çözüm önerilerimiz de başlıklar halinde açıklıyoruz."

HÜDA PAR Van İl Başkanlığı olarak merkez ve taşra ilçelerinde oluşturulan komisyonlar aracılığıyla son 3 ay içerisinde 2 bin 110 esnaf ve esnafın bağlı bulunduğu oda, kooperatif ve derneklerle birebir görüşmeler yaptıklarını belirten Sayğın, raporu hazırlarken TÜİK`ten alınan veriler ile yerel ve ulusal basına yansıyan bilgilerden de istifade ettiklerini söyledi.

İlk olarak işsizlik ile ilgili sorunları açıklayan Sayğın, “Kuşkusuz ki Van`ın sorunları sıralamasında işsizlik ilk sırada gelmektedir. İşsizlik sorunu yoksulluğun artmasına, gelir dağılımının bozulmasına ve il ekonomisinin gerilemesine sebebiyet vermektedir. İşsizlikten, aynı zamanda esnaf da etkilenmekte ve işsiz sayısının artmasına bağlı olarak ticaret ve alışveriş kapsamı azalmaktadır. Her bir işsiz kişiye bir iş kazandırılması ekonomiye katma değer sağlayacaktır. Dolayısıyla işsizliğin azaltılması ilimizin ekonomik büyümesine katkı sağlayacaktır. Bu nedenle işsizlik konusu ilimizin en önemli gündem maddesini oluşturmalı ve bunun üzerinde çalışmalar yapılmalıdır.” diye konuştu.

“Gençlerimize iş kapısı açılırsa şehrimiz için büyük bir fırsat olur”

TUİK'ten alınan verilerle Van`ın geçen yıl açıklanan işsizlik oranları hakkında bilgi veren Sayğın, kentte 31 bin kişinin işsiz olduğunu ve bunun 15 binini gençlerin oluşturduğunu belirterek, “Van, genç bir şehirdir. Van ilinin yarısı 21 yaş ve altıdır. Bu veriler ışığında bakıldığında Van`ın işsiz sayısının yarısının 21 yaş altı gençlerden oluştuğu sonucuna varılır ve bu sayıda yaklaşık 15 bin civarındadır. Bu sayısal değerlendirmelerden özellikle 15 bin civarı gencin işsiz olması ürkütücü bir rakamdır. 15 bin işsiz gencin bulunduğu bir şehirde eğer bu gençlere iş imkânı sağlanamazsa ilerisi için ciddi sorunlar teşkil edecektir. Ancak bu görünürde olumsuz olan durum eğer bu gençlerimize iş kapısı açılırsa şehrimiz için büyük bir fırsat olur. Bunun fırsata çevrilmesi ise tamamen yöneticilerin ve iş adamlarının çalışmalarına bağlıdır.” şeklinde konuştu.

İşsizlikle ilgili çözüm önerilerini sunan Sayğın, gençlere işyeri açma konusunda teşvikler verilmesi gerektiğini belirterek, bunun da iş alanlarının oluşturulmasına bağlı olduğunu söyledi.

“Sınır ticareti için kapılar faal hale getirilmeli”

Sayğın, “Bu sorunun çözümü için şehrin ekonomik iş alanları mercek altına alınmalı, başta üretime yönelik olmak üzere sanayi, tarım ve hayvancılık alanlarında teşvik edilerek önleri açılmalıdır. Sınır ticareti için kapılar faal hale getirilmeli, bu konuda işin nasıl yapılacağı ile ilgili teşvik ve bilgilendirmeler yapılmalıdır. Üretime yönelik adımlar atılmadığı, yatırım yapılmadığı ve piyasa canlandırılmadığı sürece esnafın derdine kalıcı bir çözüm sağlanamaz. Yatırıma gelen iş adamlarına belediye başkanları özel ilgi ve alaka göstermelidir. Burada merkezi hükümet ve belediyelere ciddi sorumluluklar düşmektedir. Belediyeler derhal mazeretleri bir taraf bırakıp piyasayı canlandıracak yatırımlarda ve hizmetlerde bulunmalıdır.  İmar ve ruhsat almanın önündeki engeller kaldırılmalı, iş yapmak isteyen müteahhitlere sıkıntı çıkaran ve ruhsat vermemek için direnen personel uyarılmalı, işadamlarının ruhsat alma süreleri hızlandırılmalı, ruhsat vermemeye değil vermeye yönelik bir irade ortaya konulmalıdır.” ifadelerini kullandı.

Van`ın bir sınır kenti olmasına rağmen, bu sınır kenti olmanın avantajlarından hiçbir zaman tam olarak faydalanamadığını dile getiren Sayğın, açıklamasına şöyle devam etti:

“İran İle olan ticaret hacmimiz sınır kenti olmayan illerin bile gerisinde kalmıştır. Bu noktada uzunca bir süredir modernizasyonu yapılan sınır kapısı ve ulaşım yolları ile resmi sorunlar büyük ölçüde giderilmiş ancak halen faal bir ticaret hacmimiz olmamıştır. Sınır ticareti ilimiz için hayati öneme sahip olup,  tam anlamıyla bir ticaretin yapılması durumunda, ilimiz Türkiye`nin en gelişmiş illeri arasına girebilecek bir noktaya gelecektir. İran`dan gelen turistler ilimize ulaşım noktasında sorunlar yaşamaktadır. İran`dan gelen turistlere halkımızın bakış açısı sorunludur. Karşılıklı saygı ve güven ortamı oluşturulmalıdır.”

“İran-Van arası günlük uçak seferleri konulmalıdır”

Sayğın, sınır ticareti konusunda çözüm önerilerini ise şöyle sıraladı: “Hükümet İran ile resmi ziyaretler gerçekleştirmeli ve bu ziyaretlere işadamları da dâhil edilerek ekonomi anlaşmaları ve protokolleri yapmalıdır. Karşılıklı ticaret kolaylıkları sağlanmalıdır. Gümrük vergileri ile ilgili karşılıklı anlaşmalar yapılmalıdır. Sınır ticaretinde ürün çeşit ve miktarı açısından konulan sınırlama ve kotalar kaldırılmalıdır. Gümrük kapılarında vasıflı elemanlar çalıştırılmalıdır. Ulaşım noktasında İran`dan kendi araçlarıyla gelemeyen insanların, ilimize rahatlıkla ulaşması için belediye tarafından otobüs seferleri konulmalıdır. Turistlere karşı saygısızca tutum ve hareketler engellenmeli cezai yaptırıma tabi tutulmalıdır. İlimizde yapılan fuar ve kampanyalara destek verilmelidir. Bunların sayısı arttırılmalı, yol güvenliği sağlanmalıdır. Gelen turistlerin can ve mal güvenlikleri teminat altına alınmalıdır. Sınır ticaretinin gelişmesi için komşu ülkelere pasaportsuz seyahatin altyapısı hazırlanmalıdır. Sınır komşusu ülkeler ile ulaşımın daha ucuz ve güvenli yapılabilmesi için deniz ve demiryolu ulaşımına ilişkin ortak projeler geliştirilmedir. Bu projelerin hızlı bir şekilde tamamlanarak hizmete alınması sağlanmalı ve mevcut karayollarının kalitesi arttırılmadır.”

İstihdam hedefi 7 bin olan tekstil kentin bu hedefine ulaşması için proje takibi yapılması gerektiğini söyleyen Sayğın, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“Cumhurbaşkanının açıklamış olduğu istihdam seferberliğine tüm iş adamları imkânları dâhilinde katılım sağlamalıdır. Oda, kooperatif ve dernekler üyelerini buna yönlendirmelidir. Hayvancılık potansiyeli yüksek bir il olmamız dolayısıyla et, süt, deri işletmeleri kurulmalı ve var olan kurumlar desteklenmelidir. Özellikle ilimizde bulunan et ve süt kurumu muhakkak Van ilinde tutulmalıdır. Van gölü atıl bir şekilde bırakılmamalı, turizme kazandırılması noktasında çalışmalar yapılmalıdır. Yine Van`ın diğer tarihi ve turistik yerleri iyi tanıtılmalıdır. İŞKUR kapsamında ücretli eğitim programları devam ettirilmeli, bu şekilde hem esnafa hem de çalışana destek verilmelidir.”

“Esnaf borçla borç öder hale geldi”

Kentin borçlanmış bir şehir görünümünde olduğunu aktaran Sayğın, çözüm amacıyla atılan adımların esnafın yükünü azaltmadığını, aklisine borcunu daha da arttırdığına dikkat çekerek, “Bu borç kalemlerinin başında gelen ve en önemlisi olan şüphesiz ki ötelenen vergi borçlarıdır. Bu borçlar nedeni ile esnaf oldukça tedirgindir. Biriken bu borçları bu piyasa ortamında 24 ay gibi bir taksit içinde ödenmesi çok zordur. 6 yıla yakındır mücbir sebep hali uzatılmaktadır. Bunun dünyada örneği yok. Hükümet terkin etme cesaretini göstermek veya kalıcı bir çözüm bulmak yerine her defasında öteleme yaparak borcun birikmesine sebep olmuştur. Diğer bir borç yükü TOKİ konutlarıdır. Bunların taksit ödemeleri de Van ekonomisi için ciddi bir borç yekûnu oluşturmaktadır. Bir diğer borç kalemi esnafa verilen kredilerdir. Son dönemde bir de SGK primleri ertelendi. Şimdi bunların toplamını ele aldığınızda piyasayı canlandırmak yerine borç para verirseniz, bu derde deva olmaz. Zira esnaf borçla borç öder hale gelmiştir. Zira bu verilen kredi veya ötelemeler piyasada yatırıma dönüşmemektedir. Verilen kredilerden fayda görülmesi isteniyorsa esnafın bundan para kazanacak şekilde desteklenmesi lazımdır.” dedi.

“Deprem sonucu ilan edilen mücbir sebep nedeni ile biriken vergi borçları terkin edilmelidir”

2011 yılında meydana gelen depremden sonra 6 yıldır birken vergi borçları terkininin öncelikli çözüm olduğunu belirten Sayğın, “6 yıldır ötelenen vergi borçlarının tahsilinde meşru bir zemin kalmamıştır. Eğer bir kamu otoritesi 6 yıl boyunca bir borcu tahsil edip etmeyeceğine karar veremiyorsa, bu borcun tahsilinin vicdani ve meşru bir zemininin olmadığını gösterir. Bu nedenle deprem sonucu ilan edilen mücbir sebep nedeni ile biriken vergi borçları terkin edilmelidir. Terkin birinci ve öncelikli çözümdür. Bu yapılmayacak ise söz konusu borçlar en az 96 ay taksit halinde ödenecek şekilde faizsiz taksitlendirilmelidir. Zira belediye borçları için 96 ay taksit imkânı getirilmiştir." diye ifade etti.

“TOKİ borçları Vanlının omuzlarında duran borçlardır”

Depremden sonra inşa edilen TOKİ`lerin borç sorununa değinen Sayğın, “Deprem döneminde yapılan bu konutlar için 20 yıl faizsiz bir ödeme planı çıkarılmışsa da bu evi barkı yıkılan bir insanın hele bir de işsiz veya asgari ücret düzeyinde çalışması durumunda ödeme yapması çok zordur. Bu nedenle TOKİ‘lerde fiyat güncellenmesi yoluyla kar mantığından uzaklaşılarak, maliyet fiyatları üzerinden satış yapılmalıdır. TOKİ konutlarıyla ilgili bir diğer mali sıkıntı ise ortak gider ve yakıt nedeni ile başlatılan icra takipleridir. Söz konusu borçların büyük oranı deprem döneminde çıkan borçlardır. Bu dönemde her yönüyle desteklenen halktan yakıt gideri alınmaması vicdani olan tutumdur. Ayrıca zaten konutlar o dönemde tam olarak teslim edilememiş, başta su ve çevre düzenlemesi, ulaşım olmak üzere birçok sorun nedeni ile buradaki afetzedeler bu konutları kullanamamıştır. Bu nedenle o dönem alacaklardan vazgeçilmelidir. Ödeyen vatandaşlarımıza da bu ödemeleri yeni çıkan borçlara mahsup edilmek sureti ile iade edilmelidir.” diye belirtti.

“Elektrik kesintilerinden dolayı esnaf iş yapamamaktadır”

Kentte sık sık yaşanan elektrik kesintilerinden de bahseden Sayğın, “Van`ın tamamını etkilemekle beraber, özellikle esnafımızı sıkıntıya sokan bir diğer problem ise ilimizde sık sık yaşanan elektrik kesintileridir. Bu sorun nedeni ile birçok esnaf karanlıkta kalma nedeni ile iş yapamamaktadır. Jeneratör ise saatleri geçen kesintiler nedeni ile çözüm olmaktan ziyade ciddi bir maliyet oluşturmaktadır.” şeklinde konuştu.

Elektrik iletim hatlarında özellikle kışın meydana gelen kopma ve kısa devre gibi sıkıntıların önüne geçmek adına elektrik hatların yer altına alınması gerektiğini ifade eden Sayğın, “Sık sık meydana gelen trafo patlama ve arızalarının önüne geçmek için trafolar yenilenmelidir. Trafo ve iletim hatlarının arıza meydana gelmeden önce düzenli bakılmaları yapılmalıdır. Batı illerinde neredeyse hiç elektrik kesintisi olmaması dikkate alınarak oralardaki uygulamalar burada da yapılmalıdır. Elektrik dağıtım firmaları zarar eden kuruluşlar değildir. Kayıp kaçak bedelleri dahi halktan alınmaktadır. Masraf yapmaktan kaçınmak nedeni bu kesinti probleminin ana sebebidir. Elektrik kaçakçılığı bahane edilmemelidir. Dürüst tüketici bu sebeple cezalandırılmamalıdır. Bir mahalleyi besleme kapasitesi yüksek trafolar kullanılmalıdır. Altyapı, bakım ve onarım masrafından kaçınılmamalıdır.” şeklinde konuştu.

“İmar problemleri derhal giderilmeli”

Depremden sonra halen imar ve ruhsat problemlerinin aşılmadığını dile getiren Sayğın, şunları ifade etti:

“Yeni imar yerleri ve ruhsat alımlarında ciddi sorunlarla karşılaşılmaktadır. İlimizde halen imarı yapılmamış ve gelişmeye müsait yerlerimiz bulunmaktadır. Buralardaki imar problemleri derhal giderilmeli ve yatırımcının önünü göreceği net bir imar planı yapılmalıdır. Vatandaşlarımızın mülküne el konulurken bunun değeri verilmemekte, götürülüp bilmediği tanımadığı insanların arazisine ortak yapılmaktadır. Bu hem arazisine el konulanı hem de kendisine ortak yapılana ciddi zararlar vermektedir. Çoğu zaman da huzuru bozacak husumetlerin oluşmasına zemin hazırlamaktadır. Birçok tamamlanmış yapı sırf bu nedenle kat mülkiyeti tapularını alamamaktadır. Yine birçok gayrimenkul bu sebeple yatırıma açılamamaktadır. Bu uygulamadan vazgeçilmelidir.”

“Tonlarca ton atık temizlenmeden Van gölüne akıtılmaktadır”

Sayğın, “Gereksiz engellemeler devam ettirilmektedir. İmar müdürlüğü tüm personeliyle birlikte lağvedilmelidir. Yerine yeniden yatırıma yönelik çaba içerisinde olan, ranttan uzak, hizmet ehli insanlar getirilmelidir. Belediyeler bu yönüyle yatırımın önünü açmalıdırlar. İlimizde halen bir alt yapıya kavuşmayan ilçeler bulunmaktadır. İlimizin turizm ilçesi olan Edremit`te halen alt yapı sistemi yoktur. Derhâl yapılmalıdır. Halen tonlarca ton atık temizlenmeden Van gölüne akıtılmaktadır. Derhâl sağlıklı bir arıtma tesisi oluşturulmalıdır. İskele Caddesi Edremit hattı sahil turizmine kazandırılmalıdır. Oralarda sahil ve yol çalışması yapılmalıdır. İşletmelere açılmalıdır.” dedi.

Tekstilkent sorunlarına da değinen Sayğın, “Tekstilkent kurulduktan, alt yapı ve üst yapı çalışması tamamlanmamıştır. Halen gelen TIR`lar iş yeri önüne özellikle kışın gidememektedirler. Yollar dar ve yetersiz asfalt olduğundan kışın ciddi problemler yaşanmaktadır. Yapılan ziyaretlerde kışın çoğunlukla Tekstilkent girişinde kara veya çamura saplanmış araçlarla karşılaşılmış ve esnaf ciddi rahatsızlığını dile getirmiştir.” diye belirtti.” (Yılmaz Sönmez-İLKHA)