MEHMET ERKAN YAVUZ- ENES DURMAZ / DOĞRUHABER
Siyonist israil rejimiyle Türkiye arasındaki sözde ‘normalleşme` süreci sonrası her fırsatta Türkiye aleyhtarı tutumlarda bulunan israil yeni bir skandala imza attı. Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) Başkanlığı çalışanlarından Muhammed Mürteca`nın 45 günlük gözaltı süresinin ardından dün itibariyle tutuklandığı belirtildi. Gazze üzerinde insanlık dışı uygulamanın bir örneği olarak abluka oluşturan ve Gazze`deki Filistinlilere hayat hakkı tanımayan siyonist israil rejimi, TİKA çalışanı Muhammed Mürteca`nın gizli bir şekilde İslami Direniş Hareketi HAMAS`a yardımlarda bulunduğunu iddia etti. Mürteca`nın tutuklanmasına bu iddia gerekçe olarak gösterildi. Murteca`nın tutuklanma gerekçelerinin işgalcinin hukuksuz ve yalanlarla dolu geçmişinin bir parçası olarak gören Filistin ve Türkiye Uzmanı Siyaset Bilimci Dr. Muin Naim, “İşgal güçleri uydurma açıklamalarla bunu geçiştiriyor ve bunu da ilk defa yapmıyor. İsrail şer çetesi Filistinliler ile uğraşırken bu yardımların önünü kesmek için hiçbir şeyden çekinmiyor. Yalan söylemekten, uydurmalardan ve komik duruma düşmekten hiç çekinmiyor.” dedi.
Terörist rejim israil`in yine kendinden bekleneni yaptığını ifade eden Özgür Kudüs Platformu Sözcüsü Mehmet Özcan ise, “Türkiye`nin, gerek Dışişleri Bakanlığı yetkilileri ve gerek TİKA`nın, Murteca`nın alıkonulduğu günden bu yana israille görüşmelerinin sürdüğünü belirtmeleri ve gerekli etkili adımları atmamalarıyla birlikte esaretle sonuçlanan bu durum, Türkiye için büyük utanç kaynağı olmuştur.” şeklinde konuştu.
Siyonist işgal çetesinin Türkiye ile vardığı anlaşamaya uymadığını ve uymayacağını belirten İHH Genel Başkan Yardımcısı avukat Gülden Sönmez de, “Uluslararası yardım görevlilerinin uluslararası hukuka tabi olduğunu unutmadan, Muhammed Murteca`nın tutuklanmasının Türkiye`ye karşı yapılmış bir suçlama olduğunu unutmadan Murteca ile dayanışma içerisinde olmamız gerekiyor. Burada bütün insan hakları örgütleri, insani yardım kuruluşları ve hukukçular bu davanın takipçisi olmalıdır. Türkiyeli hukukçular işgal rejimine gidip bu davada gözlemci olmalı ve Murteca`nın serbest bırakılması için girişimde bulunması gerekir.” dedi.
HAMAS`TAN İSRAİL`E YALANLAMA
Hamas hareketi, Muhammed Mürteca`nın Hamas`a yardım ettiğine ilişkin iddiaları yalanladı. Konuya ilişkin açıklamada bulunan hareketin sözcülerinden Fevzi Berhum, İsrail`in Mücteba`yı tutuklama gerekçesinin bir yalandan ibaret olduğu ve İsrail`in asıl amaçladığı şeyin Gazze`ye giden yardımların önüne geçmek olduğunu kaydetti.
DIŞİŞLERİ'NDEN AÇIKLAMA
Türkiye Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Hüseyin Müftüoğlu, Murteca'nın tutuklanmasına ilişkin olarak, "Adil bir yargılama süreciyle kanıtlanmadığı sürece şahısların masumiyetinin esas alınması hukukun temel bir ilkesidir" dedi. Müftüoğlu, "TİKA Gazze Ofisi yerel personeli Muhammed Murteca'nın durumu ve İsrail'de hakkında yürütülen süreç yakından takip edilmektedir. Konuyla ilgili İsrail makamlarından bilgi talep edilmiştir" diye konuştu.
KAYNAK`TAN TEPKİ: HOŞ BİR DURUM OLMADI
Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, ilişkilerin yeni baştan onarılmaya başlamışken bunun hoş bir durum olmadığını belirterek, konunun çok hızlıca çözülmesini istedi. Kaynak, İsrail'den konuya ilişkin bir açıklama olmadığını vurgulayarak şöyle konuştu: “Sürpriz bir şekilde izinsiz sınırı geçip Türkiye'ye falan gelme durumu yoktu arkadaşımızın. Yani 6 Şubat'ta buna onay verip maille yazışmaları neticesinde Türkiye'deki toplantısına gelmek için hareket etmişti. Bakalım İsrail'den bu hususta hem bizim Tel Aviv Büyükelçiliğimiz hem Dışişleri Bakanlığı'mız İsrail'in Ankara Büyükelçiliği'nden bu hususta bilgiler bekliyor. Bize verilen yine bir başka bilgi İsrail'de bu hususu iç istihbarat birimleri yönetiyor ve İsrail mahkemeleri bu hususta İsrail'de bir açıklama yapılmasına yasak getirmiş vaziyette."
“SABIRLA VE AKILLA SÜRECİ YÖNETMEYE ÇALIŞIYORUZ”
Başbakan Yardımcısı Kaynak, bir gazetecinin Türkiye ile İsrail ilişkilerinin güçlendiği bir dönemde bu olayın ilişkileri nasıl etkileyeceğine ilişkin sorusu üzerine de, "Tabi ilişkiler yeni baştan onarılmaya başlamışken bunun hoş bir durum olmadığını söylememiz gerekir. Ama biz bu hadisede de öfkeyle değil sabırla ve akılla süreci yönetmeye çalışıyoruz. Hoş bir tablo değil. Zaten başvurusu yapılmış gerekli izinleri belgeleri almış, mailleşme üzerinden yapmış arkadaşımızın sınırda bu şekilde sürpriz bir şekilde gözaltına alınması yeni başlayan ilişkiler için iyi bir şey değil" diye konuştu.
İŞGALCİ İHANETİNİ SÜRDÜRÜYOR VE YARDIMLARI ENGELLİYOR
Mavi Marmara katliamı sonrası Türkiye`nin aleyhine olmasına rağmen Gazze`ye yardım ulaştırabilmek için işgalci İsrail ile bir anlaşma imzalandı. Nitekim imzalanan anlaşma maddelerinin birinde şöyle deniliyor; “İsrail Türkiye`nin Gazze`de gerçekleştireceği hastane, elektrik santralı ya da deniz suyu arıtma tesisi gibi altyapı projelerine izin verecek. İsrail aynı zamanda Aşdod limanı üzerinden girdiği sürece Türkiye`nin Gazze`ye limitsiz insani yardım ulaştırabilmesine de onay verdi.” İsrail bu maddeye imza atmış olmasına rağmen son dönemlerde Gazze`ye ulaştırılmaya çalışılan yardımları engelliyor. Hem TİKA hem de İHH`nın ulaştırmaya çalıştığı yardımlar işgalcinin engeline takılıyor.
İSRAİL'DEN İHH'YA MESNETSİZ SUÇLAMA
İsrail Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Emmanuel Nahshon, İHH İnsani Yardım Vakfı'na skandal bir iftirada bulundu! Resmi Twitter hesabından açıklama yapan İsrail Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Emmanuel Nahshon, İHH ve Türkiye ile ilgili paylaşımlarda bulundu. Nahshon paylaşım şöyle; “TİKA'nın Gazze başkanı Hamas'a destek olduğu için tutuklandı. Uluslararası yardımı teröre kanalize etme tercih edilen bir Hamas terör vasıtası oldu. Türkiye, Gazze'ye gönderilen uluslararası yardım paralarının, Türk terör grubu İHH'nın yardımıyla Hamas tarafından çalınmasının son kurbanı."
İHH'DAN AÇIKLAMA
İHH İnsani Yardım da bunun üzerine "İsrail Gazze'ye tüm yardımları kesmeye çalışıyor" şeklinde bir açıklama yayınladı. MUrteca`ya yönelik suçlamaların asılsız olduğu ifade edilen açıklamada; “Ancak iddianamede muhtaçlara verilen bu yardımların askeri güçler tarafından nasıl kullanıldığına dair bir veri yok. Aynı iddianamede İHH İnsani Yardım Vakfı da Gazze'deki yardımlarından dolayı suçlanıyor. İHH Gazze Temsilcisi Mehmet Kaya, Hamas Lideri İsmail Haniye ile kontak kurmak ve nakdi yardım yapmak şeklinde Hamas'a destek verdiği yani teröre destek verdiği gerekçesiyle suçlanıyor. Murtaeca'nın tutulduğu günlerde Mehmet Kaya'yı tutmak üzere bir oyun oynayan İsrail İstihbaratı, kendisini Erez sınır kapısına çağırmıştı. Ancak Mehmet Kaya gitmediği için tutulmaktan kurtuldu.” denildi.
“İSRAİL'İN TUZAK VE OYUNLARINDAN İBARETTİR”
Açıklamada sadece TİKA veya İHH değil, UNRWA gibi Birleşmiş Milletler kurumları ve birçok uluslararası yardım teşkilatına bu suçlamaların yapıldığı belirtilere şu açıklamada bulunuldu; “Ancak tuhaf olan şudur ki; bu olay, İsrail'den izin ve onay alarak geçerken bir Türkiye personelinin tutulması ve hem de bu olayın Türkiye - İsrail anlaşmasından sonraki normalleşmiş (!) süreçte gerçekleşmiş olmasıdır. İHH ile ilgili suçlama ve iddialar ise tam da beklendiği gibi “Mavi Marmara'nın intikamını alacağız” diyen İsrail'in tuzak ve oyunlarından ibarettir. İsrail kabine kararı ile terör listesine alınmışlığın üstüne elbette ki Türkiye - İsrail anlaşmasından sonra eline geçen tüm fırsatları değerlendirecektir ve tuzak üstüne tuzaklar kuracaktır. Ancak İHH olarak İsrail'in tüm tuzak, engel ve suçlamalarına rağmen ne Gazze ablukasının kaldırılması çabası ne de Filistin halkına yardımlarımız kesilmeyecektir. Bu yardımların devamı İsrail'e bağlı değil Türkiye halkının Gazze'ye yardım gönderme iradesine bağlıdır. İsrail çok iyi bilmektedir ki; İHH hakkında yaptığı tüm takiplere rağmen bir hukuksuzluk bulamamış ve İHH'yı taşeronları eliyle engelleyememiştir.”
“GAZZE`YE YAPILACAK YARIMLARIN ÖNÜNÜ KESMEK İÇİN YAPILMIŞ BİR OYUNDUR”
Murteca`nın tutuklanma gerekçelerinin İşgalcinin hukuksuz ve yalanlarla dolu geçmişinin bir parçası olarak gören Filistin ve Türkiye Uzmanı Siyaset Bilimci Dr. Muin Naim, “İşgal güçleri uydurma açıklamalarla bunu geçiştiriyor ve bunu da ilk defa yapmıyor. Daha önceden de Hristiyan bir yardım kuruluşunun temsilcisi ile ilgili de aynı suçlamalarda bulundular. Öne delil olarak sürdüğü iddialar ise asılsız çıktı ve yardım kuruluşu ortaya koyduğu belgelerle bunu ispatladı. İsrail şer çetesi Filistinliler ile uğraşırken bu yardımların önünü kesmek için hiçbir şeyden çekinmiyor. Yalan söylemekten, uydurmalardan ve komik duruma düşmekten hiç çekinmiyor. Muhammed Murteca 2002 yılından bu yanan Gazze`de çalışmalar yürütüyor ve TİKA`nın projelerini sürdürüyor. İşgalci devlet Murteca`yı tutuklayarak Filistin`e yardım yapan kurumların önünü kesmek için bu yalanları ortaya atıyor. Murteca`ya işkence edildiği gelen görüntülerde belli oluyor. Avukatıyla dahi görüştürülmezken işgalcinin bu tür iddialarını manidar buluyoruz. Bu tamamen Gazze`ye yapılacak yarımların önünü kesmek için yapılmış bir oyundur.” dedi.
“TÜRKİYE`YE KARŞI OPERASYONDA İSRAİL DE YERİNİ ALDI”
Yapılanın Türkiye`ye karşı bir operasyon olduğunu ifade eden Naim şunları söyledi; “Son dönemlerde Türkiye`ye karşı eylemler gündemdeyken işgalcinin böyle bir şey ile ortaya çıkmasını oyunun bir parçası olarak görmekteyim. Batı`daki Türkiye karşıtı söylemlerden kesinlikle bağımsız değildir. Bunu Batı`daki oyunlara bir destek olarak görüyorum. Öte yandan Murteca`nın Türkiye`nin resmi izni ile geçişi sağlanırken tutuklanması da Türkiye`deki resmi kuruluşların manevi gücünü vurmaya çalışıyorlar.”
“TÜRKİYE İÇİN BÜYÜK UTANÇ KAYNAĞI OLMUŞTUR”
Terörist rejim israil`in yine kendinden bekleneni yaptığı ifade eden Özgür Kudüs Platformu Sözcüsü Mehmet Özcan, “Muhammed Murteca 2012`den bu yana TİKA`nın Gazze temsilcisi olarak görev yapıyor. Murteca, Türkiye`den gönderilen insani yardımları, ihtiyaç sahibi Gazze halkına dağıtıyordu. Siyonist israilin, Türkiye`nin insani yardım kurumu çalışanını hem de terör faaliyetleri üzerinden suçlayarak esir etmesi kabul edilebilir olmadığı gibi uluslararası anlamda da büyük bir krize sebeptir. Türkiye`nin, gerek Dışişleri Bakanlığı yetkilileri ve gerek TİKA`nın, Murteca`nın alıkonulduğu günden bu yana israille görüşmelerinin sürdüğünü belirtmeleri ve gerekli etkili adımları atmamalarıyla birlikte esaretle sonuçlanan bu durum, Türkiye için büyük utanç kaynağı olmuştur. Temellerini ihanet üzere kurmuş lanetlenmiş bir toplumdan bahsediyoruz ki bu manada israil`e hiçbir zaman güven olmayacağı bir hakikattir. Kurulduğu günden bugüne topraklarını karış karış işgal ettiği Filistin halkını kıyımlardan geçirmiş İsrail rejimi, hâlâ bu katliamlar ve insanlıkdışı uygulamalarını devam ettirmektedir.” şeklinde konuştu.
“SİYONİSTLERİN CÜRÜMLERİ SAYMAKLA BİTMEZ”
10 yıldan fazla bir zamandır Gazze`ye uygulanan ambargonun nedeninin burada yaşayan halkın işgale karşı direnmesi olduğunun altını çizen Özcan son olarak şunları söyledi; “Siyonist rejim, Gazze`ye yapılan gıda, ilaç gibi insani yardımların, direnişin ömrünü uzattığını düşünüyor. Bundan dolayı da israil, bahane olarak Gazze`ye gelen yardımları direnişçilerin yakınlarına verdiğini iddia ettiği Murteca`yı esir etmiş bulunuyor. Siyonistlerin cürümleri saymakla bitmez. Mesela, işgal rejiminin Doğu Kudüs ve Batı Yaka`da yaşayan Filistinliler, siyonist israil için çok ciddi bir tehdit oluşturmuyor. Çünkü işgal rejimi buraları çok rahat bir şekilde istila ederek yeni yerleşim birimleri inşa ediyor, sesini çıkaranı esir alıyor ve yaşam şartlarını her anlamda kısıtlayarak Filistinlilerin kendiliğinden göç etmesini sağlıyor. Ama Gazze halkı israilin terörist faaliyetlerine izin vermiyor. Siyonist israil şunu iyi bilmelidir ki işgal ettiği Filistin topraklarını genişletmek için her ne terörist faaliyette bulunursa bulunsun bu durum, israil rejimine biçilen ömrü uzatmayacaktır.”
İŞGAL REJİMİNİN GAZZE POLİTİKASINDA DEĞİŞEN BİR ŞEY OLMADI
Siyonist işgal çetesinin Türkiye ile vardığı anlaşamaya uymadığını ve uymayacağını belirten İHH Genel Başkan Yardımcısı avukat Gülden Sönmez, “İşgal rejimi ile yapılan Mavi Marmara anlaşmasına İsrail zere kadar uymadı. Siyonist rejimin Gazze`ye bakışı değişmedi, değişmeyecek. Bilindiği üzere yapılan anlaşmada yardımların işgal rejimine teslim etmek kaydıyla kabul edilmişti. Yani burada kendisinin izin verdiği ölçüde yardım yapılıyor. Türkiye tarafından gönderilen yardımları da azar azar veriyor. Kısacası işgal rejiminin Gazze politikasında değişen bir şey olmadı. Çünkü Gazze ablukası Siyonist rejim için temel bir meseledir. Muhammed Murteca`nın meselesinde de daha vahim bir durum var. Muhammed Murteca`nın TİKA personeli olduğu biliniyor. Bütün resmi onaylar İsrail tarafından veriliyor. Adeta gelsin de tutuklama yapayım diye bir prosedür işletmiş. Yaklaşık bir aya yakın bir süredir de gözaltında tutulup en son da tutuklandı.” şeklinde konuştu.
“TÜRKİYELİ HUKUKÇULAR İŞGAL REJİMİNE GİDİP BU DAVADA GÖZLEMCİ OLMALI”
Siyonist işgal rejiminin Murteca`yı haksız bir şekilde itham edip tutukladığını, işkence yaptığını belirten Sönmez, insan hakları kuruluşlarına ve hukukçulara çağrıda bulunarak davaya müdahil olması çağrısında bulundu. Sönmez, “İşgal rejimi tarafından tutuklanıyorsanız, sizi askeri istihbarat sorguluyorsa kesinlikle işkence görürsünüz. İsrail zindanlarında işkence rutin bir şeydir. Murteca`ya konulan avukat ve medya yasağı da işkenceden dolayı konuldu diye düşünüyorum. Türkiye ile işgal rejimi arasında varılan sözde normalleşme sürecinde hiç bir şey değişmedi. Türkiye`nin yardımlarını kendisine teslim edilmesini ve kendisinin de izin verdiği ölücüde yardımları yapacağını taahhüt etmişti. Bu şartı da yerine getirmeyip yardımları da teslim etmiyor. Uluslarası yardım görevlilerinin uluslararası hukuka tabi olduğunu unutmadan, Muhammed Murteca`nın tutuklanmasının Türkiye`ye karşı yapılmış bir suçlama olduğunu unutmadan Murteca ile dayanışma içerisinde olmamız gerekiyor. Burada bütün insan hakları örgütleri, insani yardım kuruluşları ve hukukçular bu davanın takipçisi olmalıdır. Türkiyeli hukukçular işgal rejimine gidip bu davada gözlemci olmalı ve Murteca`nın serbest bırakılması için girişimde bulunması gerekir.” diye ifade etti.