Tunus'a gerçekleştirdiği ziyaretten sonra Diyarbakır'a gelen Gazeteci-Yazar Nevzat Çiçek, Tunus'taki son durum, Raşid Gannuşi'nin liderliğini yaptığı Nahda Hareketi ve 'Yasemin Devrimi'nin geldiği son nokta ile ilgili izlenimlerini İLKHA'ya anlatarak, İslam'a uluslararası boyutta yapılan operasyonun bir ayağının da Tunus'ta yaşandığına dikkat çekti.
Tunus'ta sıkıntılı bir durum yaşandığını belirten Çiçek, "İslam'a yapılan uluslararası operasyonun bir tanesi de Tunus'ta yaşanıyor. Her ne kadar Nahda Hareketi, Tunus'ta birinci parti olmasına, hükümeti almamasına ve bir tek bakanla temsil edilmesine rağmen uluslararası anlamda sıkıştırılıyor. Özellikle DAEŞ benzeri bir yapılanma üzerinden toplum ciddi manada korkutulmak isteniyor. Belediye seçimlerinin yapılıp yapılmama kaygısı vardı. Kasım ayında yüzde 95 oranında belediye seçimlerinin yapılması gündemde. Eğer bu olursa, devrim sonrasında Tunus'un sandık iradesine güvenmesi toplum tarafından pekiştirilmiş olur." dedi.
"Nahda Hareketi, parti kanadı ile İslami kanadını ayırdı"
Tunus En-Nahda Hareketi Lideri Raşid Gannuşi'nin temel hareket tarzını tanımlayan Çiçek, "Gannuşi'nin metodu, 'Bizim için aslolan iktidar veya hükümet kurmak değildir. Esas olan Tunus'ta devrimin başarıya ulaşmasıdır. Biz er ya da geç iktidar oluruz. Toplum bu anlamda devrim sürecine sahip çıkarsa, kalıntılarından kurtulursa, bu bizim için avantajlıdır.' İkincisi de şu, Nahda Hareketi, parti kanadı ile İslami kanadını ayırdı. Toplum içindeki özgürlüklerinin önündeki engelleri kaldırırsak toplum er ya da geç bir karar verme durumunda kalır. Dolayısıyla da burada siyaset yapanlar karar verme sürecini değerlendiremezler. Bununla birlikte bir uzlaşmacı politika devam ediyor." şeklinde konuştu.
Gannuşi'nin uzlaşmacı siyaseti devam ediyor
İktidarda olan Tunus Lideri Sipsi'nin Nida Partisi'nde beklenmeyen bir bölünme yaşandığını söyleyen Çiçek, "Dolayısıyla bölünmeyi herkes Nahda'da bekliyorken, Allah'ın hikmeti bölünme iktidar partisi Nida'da gerçekleşti. Gannuşi hayattayken, Nahda'da bir sorun çıkacağı düşünülmüyor de bunu fırsata çevirip iktidarı ele geçirme gayesi taşımadı. Uzlaşma devam ediyor." diye konuştu.
"Gannuşi hayattayken Nahda'da bir sorun çıkacağı düşünülmüyor"
Nahda içerisinde iki eğilimin olduğuna değinen Çiçek, "Birincisi 10 yıldan fazla cezaevi yatmış olan cezaevi çıkışlı dediğimiz kesim. 3 kişi yan yana gelip namaz kıldığı için 18 yıl ceza almış. İkincisi de Gannuşi ile beraber sürgünde olan diaspora dediğimiz Nahda Hareketi. Cezaevi çıkışlı olanların uyguladığı politika biraz daha sert oluyor. Bedel ödedikleri için, haksızlıklara uğradıkları için fıtrat gereği daha sert bir politika uyguluyorlar. Diasporadan gelenler de Batı'yı çok iyi bildikleri için orta yolu bulmak istiyorlar. Gannuşi bu iki eğilimi birleştiriyor. Dolayısıyla Gannuşi hayattayken Nahda'da bir sorun çıkacağı düşünülmüyor." ifadelerini kullandı.
"Nahda'nın tüm gayesi devrim sürecinin oluşturulmasıdır"
Tunus'a her gittiğinde Nahda yöneticileriyle görüştüğünü kaydeden Çiçek, Nahda Hareketi ile yaptığı görüş ve istişarelerini değerlendirerek, "Hareketin kendi içerisinde siyasal anlamda parti ile ayrışma süreci çok sancılı geçecekti. Fakat bu sancı atlatıldı. İçerisinde çok ciddi tepkiler meydana gelmedi. Bu konuda Gannuşi'nin etkisi çok büyük. Diğer taraftan da Gannuşi ve Nahda Hareketi dışında diğer partilerin Gannuşi'ye bakış açışı son derece önemlidir." dedi.
Nahda'yı sıkıştıran en büyük faktörlerden biri IŞİD yapılanması
IŞİD olgusunun Tunus'ta Nahda aleyhinde propaganda aracına dönüştürüldüğünü ifade eden Çiçek, "Orada Nahda'yı sıkıştıran temel unsur, IŞİD'in yaptığı eylemlerin Nahda'ya sayılması. Gerekçesi de devrim sürecinden sonra bir af çıktı. Af ile cezaevindeki birçok insan dışarı çıktı. Dışarı çıkanların bir kısmı çeşitli faaliyetler içerisine girdi. Bunların içerisinde laik kesim, bu insanların tutuklanmasını istedi. Özellikle Ensarul Şeria'nın belli bir kanadı yönünde konuşuluyordu. Nahda; bu insanların suç işlemediklerini, bunların giyimine, İslami düşüncesine bakıp da şiddete yönelebilir düşüncesiyle onları tutuklayamayacaklarını söyledi. Onlar da bu hükümetsizliğin ilk başta verdiği süreci, devrim sürecini iyi kullanarak çeşitli faaliyetler yapmaya başladılar. Daha sonra bir IŞİD yapılanması ortaya çıkınca, Nahda'ya sayıldı. Kamuoyunun da büyük bölümü Nahda'yı bu anlamda sorumluluk sahibi görüyor. Nahda'yı sıkıştıran en büyük faktörlerden biri budur. Bunun dışında kendi hareket misyonunda her hangi bir sıkıntı yok. Aslolan devrim sürecinin tamamlanması ve şu an, hareketin bütün amacı, bu devrim sürecinin bir şekilde oluşturulmasıdır." diye belirtti. (M. Sıddık Bilge/M. Hüseyin Temel – İLKHA)