Mürza Bugün / Haber Merkezi
Okuluna başörtüsüyle devam etmek isteyen kız öğrencilere yönelik haksızlıklar bitmek bilmiyor.
 
Müslüman bir toplumda halkın çocuklarına kendi kurallarını dayatan bir takım zorbalar, hukuksuz uygulamalarının yanı sıra başörtülü öğrencilere karşı kan donduran ifadeleri kullanmaktan geri durmuyorlar.
 
Mersin’in Tarsus ilçesinde geçen yıl Yurdakul Alcan İlköğretim Okuluna sürgün edilen Büşra Uzunselvi, bu yıl da Ahmet Zeki Şanlı İlköğretim Okulu’na sürgün edildi.
 
Bunun üzerine sürgünden sürgüne gönderilen kız öğrencinin mağduriyetinin giderilmesi için Tesettür Seferberliği Platformu (TESSEP), Tarsus İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Disiplin Kurulu Başkanı ile görüştü.
 
Mağduriyetin giderilmesi için yapılan görüşmede ise İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Disiplin Kurulu Başkanı, “Şimdi cinayet işleyen biri cezasını çekip çıksa, daha sonra tekrar cinayet işlese cinayetten ceza almayacak mı?” ifadeleri ile başörtüsü takmayı cinayet işlemek ile eşdeğer tuttu. Osmaniye’de ise başörtüleriyle okula gittikleri için daha önce çeşitli baskı ve engellemelerle karşılaşan Yavuz Selim İlköğretim Okulu öğrencileri olan Hümeyra ve İrem Katar kardeşler, Fatih İlköğretim Okuluna sürgün edildiler.
 
Sürgüne tepki gösteren öğrenci velisi Nasrettin Katar, olayı kınadıklarını ve anlamsız bulduklarını ifade ettiler.

BAŞÖRTÜNÜ ÇIKARMASAN BABANI HAPSE ATARIZ
Bir başörtüsü sürgün haberi de Ankara’dan geldi. İnancı gereği başörtüsü ile Şehit Evren Ayyarkın İlköğretim Okulu’na giden Nisanur Uşar adlı kız öğrenci, başarılı olduğu halde başörtülü olduğu için okul idaresi tarafından ilk önce kendisine başarı belgesi verilmedi. Daha sonra Nisanur, adeta 28 Şubat sürecine benzer yöntemlerle ikna odalarına alınarak Rehberlik ve Din Kültürü öğretmenleri tarafından ikna edilmeye çalışıldı.
 
İddiaya göre, öğrenciyi ikna girişimleri fayda vermeyince okul yönetimi, Nisanur’u babasını cezaevine girebileceği şeklinde tehdit etti. Öğrenciyi tehdit yönteminde de bir sonuç alamayan okul yönetimi, öğrenci hakkında tutanak tutmaya başladı, çocuğun başörtüsünü çıkarması için ailesine uyarı mektupları gönderdi.
 
Bütün bunlar sonuç vermeyince idare Nisanur’u kapısının önünde bulunan Şehit Evren Ayyarkın İlköğretim Okulundan kilometrelerce uzaklıktaki Bucuk İlköğretim Okuluna sürgün etti.

BU HAKSIZLIĞI ESEFLE KINIYORUM
Sadece başörtülü olduğu için başarı belgesi kendisine verilmeyen, babasını cezaevine atmakla tehdit edilen Nisanur’un babası Reşat Uşar sürgün olayını esefle kınayarak tepkisini şöyle dile getirdi; “Ankara’nın olumsuz kış şartları göz önüne alındığında kızımın kilometrelerce uzaklıktaki okula yaya gitmesi mümkün değil. Dolayısıyla servisle göndermek zorunda kaldık. Okul yönetiminin haksız tutumunu esefle kınıyorum.”

ZULÜM BİTENE KADAR DİRENECEĞİZ
Başörtülü kız öğrencilere yönelik baskı, tehdit, hakaret, sürgün ve öğrenci dövme olayları nedeniyle 22 sivil toplum kuruluşunun başörtü sorununu çözmek için bir araya gelerek oluşturduğu Tesettür Seferberliği Platformu (TESSEP), Tarsus’ta bir basın açıklaması düzenledi. “Kamusal alana girene kadar değil! Zulüm Bitene Kadar Başörtüsüne Özgürlük” sloganıyla yapılan basın açıklamasında, kangrenleşen bu zulmün artık son bulması için yetkililere çağrıda bulunuldu.
 
Yaşanan mağduriyetlerin ön planda tutulduğu basın açıklamasında özellikle başörtüleriyle okula gitmek isteyen kız öğrencilerin yaşadıkları zulüm ve baskılar dile getirildi. Basın açıklamasında, yetkililerin mağduriyetlerin son bulması için yapılan görüşmeler de çözüm yerine suçlamalar yöneltildiğini söyleyen TESSEP Başkanı Salih Demir, “Buradan haykırıyoruz ki bu zulüm ve dayatmalar bitinceye kadar gündemimiz başörtüsü olarak kalacaktır. Tesettürde direnmekle özelde örtülerinden dolayı eğitimleri engellenen kız öğrencilerin, örtüleriyle okullarına gitmelerini ve örtülerinden dolayı işlerinden kovulan kadınların örtüleriyle işlerine dönmelerini savunuyoruz” dedi.

ÖĞRENCİ DÖVMEK İNSAN HAKLARI İHLALİ DEĞİMLİ?
“İnsan hakkı ihlallerine sıfır tolerans tanıdıklarını defalarca dile getiren hükümet yetkilileri, başörtülü öğrencilerin okullara alınmamalarını, hakarete uğramalarını, insanlık dışı bir uygulama olan tecride tabi tutulmalarını, dövülmelerini ve ailelerinin polis tehdidine maruz kalıp mahkemelere sevk edilmelerini insan hakkı ihlali olarak görmüyorlar mı?” diye soran Salih Demir, açıklamasına yaşanan bazı mağduriyetleri dile getirerek şöyle devam etti:
 
“Tarsus’ta Büşra Uzunselvi geçen yıl sürgün edildiği Yurdakul Alcan İlköğretim Okulundan Ahmet Zeki Şanlı İlköğretim Okulu’na sürgün edilmiştir. Bu mağduriyetin giderilmesi için görüştüğümüz İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Disiplin Kurulu Başkanı ‘Şimdi bir adam bir kişiyi öldürüp cinayet işleyip cezasını çekip çıksa, daha sonra tekrar cinayet işlese cinayetten ceza almayacak mı?’ şeklindeki ifadeleri ile başörtüsü takmayı cinayet işlemek ile maalesef eşdeğer tutmuştur.”

Başörtülü 20 Öğrenciye Karne Verilmedi
Gaziantep’te başörtülü oldukları gerekçesiyle eğitim dönemi boyunca zorunlu öğretim hakları, yetkililer tarafından gasp edilen 20 öğrenciye karneleri verilmediğini hatırlatan Demir, ailesinin girişimleri sonucu bir ay okula alınan bir öğrenciye ise dönem notunun tamamının “1” olarak verildiği, karnede davranışlarının, iyi ve pekiyi olarak verilmesinin ise dikkat çekici olduğunu söyledi.
 
Öğrencilerin anne ve babalara da seslenen Demir, “Kız çocuklarının örtüleriyle okulların kapısına kadar gidip burada örtülerini çıkardıktan sonra okula örtüsüz girme gibi bir anlayışın çözüm olmadığını, Allah’ın emri olan bu sorunun bir an önce çözülmesi gerekir” şeklinde açıklamada bulundu.