ANKARA (AA) - PKK/KCK'nın, kenevir üretimi ve ticaretinden yıllık yaklaşık 500 milyon dolar gelir sağladığı, 1980-2017 tarihleri arasında ülke genelinde gerçekleştirilen 427 "narkoterör" operasyonunda yüklü miktarda uyuşturucu madde ele geçirildiği bildirildi.

İçişleri Bakanlığınca hazırlanan "Narkoterörizm ile Mücadele, Uyuşturucu ve PKK/KCK" raporunda, uyuşturucu ticaretinin başta PKK olmak üzere terör örgütlerinin ana finansmanını oluşturduğuna işaret edilerek, buna yönelik mücadeleye ilişkin detaylara yer verildi.

Raporda, Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi (UNODC) tarafından hazırlanan Dünya Uyuşturucu Raporlarına göre, dünya genelinde 15-64 yaş arası her 20 kişiden birine denk gelen yaklaşık 247 milyon kişinin hayatlarında en az bir kere uyuşturucu madde kullandığının tahmin edildiği belirtildi.

Dünya genelindeki uyuşturucu trafiği hacminin yaklaşık 320 milyar dolar olduğu, bu paranın organize suç ve terör örgütlerinin finans kaynağının büyük bir kısmını oluşturduğunun Dünya Uyuşturucu Raporlarına yansıdığı belirtilen raporda, ayrıca Birleşmiş Milletler kaynaklarına göre, uyuşturucu ekonomisinin uluslararası ticaretin yüzde 8`ini oluşturduğu bildirildi.

PKK/KCK'nın, uyuşturucu üretimi ve ticaretine ilişkin faaliyetlerini uzun bir süre gizlemeyi başardığı tespitine yer verilen raporda, örgütün sadece Afganistan`dan Avrupa`ya giden Afgan eroininden yıllık 50-100 milyon dolar arasında bir gelir elde ettiği vurgulandı.

FETÖ'ye uyuşturucundan yıllık 500 milyon dolar gelir
Raporda, uyuşturucu ve terörün ayrılmaz bir bütün olduğu işaret edilerek, terörizmin finansmanıyla mücadeleye ilişkin geçerliliği en yüksek belgenin "Terörizmin Finansmanının Önlenmesine Dair Uluslararası Sözleşme" olduğu bildirildi.

Terörizmin finansmanının önlenmesine yönelik bazı dünya ülkelerindeki çalışmalara atıf yapılan raporda, Türkiye'nin 6415 sayılı "Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkındaki Kanun"la konuya ilişkin yürüttüğü etkin mücadele aktarıldı.

Dünyada finans kaynağı uyuşturucu olan terör örgütleri hakkında bilgilere yer verilen raporda, FETÖ/PDY uyuşturucu imal ve ticareti faaliyeti içerisinde bulunarak, kaçakçılardan pay alarak, devlet içine sızarak, deşifre edilmeden önce uyuşturucu ile mücadele eden birimlere ve muhbirlere ödenen ikramiyelerden himmet toplayarak kazanç sağladığı, bu yollarla yıllık yaklaşık 500 milyon dolar gelir elde ettiği tespitine yer verildi.

PKK'nin en önemli gelir kaynaklarından birinin uyuşturucu ticareti olduğunun uluslararası kaynaklara da yansıdığı belirtilen raporda, örgütün uyuşturucu kaçakçılığına yönelmesinin başlıca nedenleri, "uyuşturucunun güzergahı", "uyuşturucu şebekeleri ile PKK'nın ortak çıkarları", "yüksek gelir", "aynı faaliyet alanı", "yasadışı göç" ve "uyuşturucu talebindeki süreklilik" olarak sıralandı.

Son 37 yılın rakamları
Raporda, Türkiye'deki terör örgütlerine yönelik 1980-2017 yıllarında gerçekleştirilen "narkoterör" operasyonlarına ilişkin istatistiklere yer verildi.

Buna göre, terör örgütlerinin finans kaynaklarını engellemek amacıyla güvenlik birimlerince söz konusu yıllarda düzenlenen 427 operasyonda, bin 376 şüpheli yakalandı.

Operasyonlarda, 62 ton 654 kilogram esrar, 5 ton 452 kilogram eroin, 71 kilo 200 gram Afyon, 4 ton 314 kilogram bazmorfin, 952 kilogram kokain, 800 bin captagon, 72 bin 345 ecstasy hap, 28 bin 348 litre asit anhidrit, 88 milyon 148 bin 263 kenevir bitkisi ele geçirildi.

PKK'nın yasa dışı kenevir ekimini, bu alanın en kazançlı yöntemi olarak gördüğüne işaret edilen raporda, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da insanları kenevir ekimine teşvik eden örgütün, üretimden yüzde 50 pay aldığının tespit edildiği belirtildi. Örgütün bu alanda yılda yaklaşık 500 milyon dolar gelir sağladığı ifade edildi.

PKK'nın uyuşturucu ticaretindeki rakamsal oyunu
Raporda, 1998 yılında yakalanan örgütün sözde ileri gelen yöneticilerinden Şemdin Sakık'ın, PKK'nın lideri Öcalan'ın kendisine "Örgütü ayakta tutmak kolay değil, uyuşturucu geliri olmazsa bu kadar insanı nasıl doyuracağız." dediği yönündeki itirafı anımsatıldı. Güvenlik güçlerince 1980 yılından bugüne kadar örgütün 6 ayrı uyuşturucu imalathanesinin ele geçirildiği belirtildi.

Adana merkezli yürütülen soruşturma kapsamında, eroin imal ederek Avrupa pazarına nakleden PKK/KCK üyelerine yönelik 2008'de düzenlenen operasyonda, örgüt üyelerinin telefon görüşmelerinde rakamları şifreledikleri, ardışık şekilde sıralanan rakamlarla iletişim kurduklarının tespit edildiği bilgisine yer verildi.

Buna göre 1 rakamının "K", 2 rakamının "U", 3 rakamının "R", 4 rakamının "D", 5 rakamının "İ", 6 rakamının "S", 7 rakamının "T", 8 rakamının "A" ve 9 rakamının "N" harfini temsil ettiği, bunlar sıralandığında "Kurdistan" kelimesinin ortaya çıktığı, örgüt üyelerinin kuryeye ait olan veya önemli gördükleri telefon numaraları ile araçlara yüklenen eroin miktarlarını, mesajda bu harfleri kelime aralarında veya başlarında yer alacak şekilde kullanarak karşı tarafa bildirdikleri tespit edildi.

Avrupa'da ele geçirilenin 1,5 katı
Raporun sonuç bölümünde, Türkiye aleyhinde faaliyet gösteren PKK-KCK, ASALA, DHKP/C, TKP/ML ve FETÖ/PDY'nin uyuşturucu madde kaçakçılığı yaptığının, uluslararası raporların yanı sıra suçüstü yapılan operasyonlardan, yakalanan şüphelilerin ifadelerinden, terör örgütleri ile bağlantılı suç kayıtlarından, örgüt ve hücre evlerinde ele geçirilen uyuşturucu maddelerden ve dokümanlardaki uyuşturucu alışveriş kayıtlarından anlaşıldığı vurgulandı.

PKK/KCK'nın, uyuşturucu kaçakçılığında önemli bir yere sahip olan "Balkan Rotası"nın Türkiye üzerinden geçmesinden dolayı bu güzergahtaki uyuşturucu örgütleri ile çeşitli suç ağları oluşturarak gerek onlardan komisyon alma yolu ile gerekse uyuşturucu kaçakçılığını bizzat yürüterek gelir elde ettiği, Türkiye'nin de bu trafiğin önlenmesi amacıyla büyük bir çaba ve özveri gösterdiği ifade edildi.

2016 Avrupa Uyuşturucu Raporu`na göre, 28 Avrupa Birliği üyesi ülke ile Norveç'te toplam 8,9 ton eroin ele geçirilirken, sadece Türkiye'de 12,7 ton eroin yakalandığı, Türkiye tarafından ele geçirilen eroin miktarının Avrupa genelinde ele geçirilen eroinin yaklaşık 1,5 katı olduğu belirtildi.

Uyuşturucu ve terörün birleşimi olan "narkoterörizm" ile mücadelenin başarıya ulaşması ve terör örgütlerinin gelir kaynaklarının kurutulması için uluslararası hukuk normlarının tüm dünya ülkelerince uygulanabilir olması, uluslararası işbirliğinin güçlendirilmesi ve Birleşmiş Milletler gibi uluslararası kuruluşlar tarafından alınan kararlar doğrultusunda samimiyetle hareket edilmesi gerektiği kaydedildi.