Siirt`te şiddetli baş ağrısı şikâyeti ile hastaneye giden ve ameliyat olmaması halinde durumunun daha kötüye gideceği söylenen kadın, Diyarbakır Memorial Dicle Hastanesinde yapılan beyin anjiyosu ile sağlığına kavuştu.
Edinilen bilgilere göre Ayşe Pöge(51), şiddetli baş ağrısı nedeniyle Siirt`te en yakın sağlık merkezine başvurdu. Burada yapılan tetkiklerin ardından beyin damarlarının genişlediği ve bir üniversite hastanesi gitmesi gerektiği söylenen Pöge`ye ameliyat olması gerektiği aksi takdirde yaşamının tehlikeye gireceği belirtildi.
Açık beyin ameliyatını kabul etmeyen Ayşe Pöge Memorial Dicle Hastanesine geldi. Burada Girişimsel Radyoloji Uzmanı Dr. Kerem Toprak`a muayene olan Pöge, ameliyatsız anjiyo yöntemine uygun olduğunu öğrenerek ailesinin kabul etmesiyle anjiyoya alındı. Ameliyatsız beyin anjiyo işlemi yapılan Pöge, yaklaşık bir saatlik bir işlem sonucunda sağlığına kavuşarak hastaneden taburcu oldu.
Beyin damarlarının genişlediğini ilk öğrendiğinde tedirgin olduğunu söyleyen Pöge, Ancak daha önce rahim ağzı kanseriyle mücadele etmiş ve sağlığıma kavuşmuştum. Bunun da üstesinden geleceğime inancım sonsuzdu. Açık beyin ameliyatı önerildiğinde hiç tereddüt etmeden reddettim. Araştırmalarımız sonucunda bu hastalığın tedavisinin ameliyatsız yapılabildiğini öğrendik ve hemen Memorial Dicle Hastanesi`ne geldik. Burada Dr. Kerem Toprak`ın cesaret verici telkinleriyle kendimi daha iyi hissettim ve işlemin yapılmasını kabul ettim. Yaklaşık bir saatlik işlem sonucunda sağlığıma kavuştum. Her şeyden önemlisi ameliyat olmadığım için çok mutluyum. ifadelerini kullandı.
Ayşe Pöge`nin kendilerine başvurduğunda beyin damalarının genişlediğini tespit ettiklerini dile getiren Uz. Dr. Kerem Toprak ise Pöge`nin damarlarının balonlaştığını belirtti.
Toprak, Hastalığıyla ilgili durumunu ve yapılacak işlemi Ayşe Hanım`a ve ailesine anlattık. Onlar da bize güvenerek hiç tereddüt etmeden yapılacak beyin anjiyo işlemini kabul ettiler. Hiç vakit kaybetmeden Ayşe Hanım`ı işleme aldık. Yaklaşık 1 saatlik beyin anjiyo işleminden sonra Ayşe Hanım sağlığına kavuştu. Daha önce de kanseri yenen Ayşe Hanım güçlü bir yapıya sahip olduğundan bu hastalığı da yeneceğinden çok emindi. Bu da tedaviye gerçekten yardımcı oldu. Sağlığına kavuştuğu için kendisiyle birlikte biz de çok mutlu olduk dedi.
Beyin anevrizması, beyin atardamar duvarının zayıflaması sonucu eski tekerleklerin iç lastiğinde ortaya çıkan balonlaşma gibi damarların balonlaşması olduğunu ifade eden Toprak, Balonlaşan yapının duvarı normal damara göre daha zayıf ve dayanıksızdır. Tıpkı iç lastik balonlaşmasında olduğu gibi. Bu yüzden bazı durumlarda yırtılıp beyin kanamasına sebep olur. Hayatı ciddi tehlike altına sokabilir. Gelişmiş ülkelerdeki istatistiklere göre anevrizmaya bağlı beyin kanaması geçiren hastaların %10`u bir sağlık merkezine ulaşmadan yaşamlarını kaybetmektedir. Bir sağlık kuruluşuna başvurduktan sonra ölüm oranı yüzde 25-40 arasındadır. Dolayısıyla anevrizmaya bağlı beyin kanması geçiren hastaların ortalama yarısına yakını kaybedilmektedir. Bu yüzden henüz kanamamış anevrizmaların erken teşhis ve tedavisi önem taşımaktadır şeklinde konuştu.
Ameliyatsız yani endovasküler tedavi, kafatası açılmaksızın çoğunlukla kasıktaki damardan girilerek son derece teknolojik ince borucuklarla yapıldığını dile getiren Toprak, Kateter dediğimiz bu borucuklarla beyin damarlarına ulaşılır ve anevrizma (baloncuk) kapatılır. Endovasküler yolla tedavinin şekli anevrizma içinin koillenmesidir (koil oldukça yumuşak ve ince mikrotel sarmallardır). Endovasküler işlemler genel anestezi gerektirir, ancak ameliyat değildir, kesik, bıçak izi bulunmaz, sadece kasıktaki damardan 1-3 mm çapında delik açılarak yapılır. 1-2 gün sonra hasta taburcu edilir ifadelerini kullandı. (İLKHA)