Efendimiz (asm) ve Sütanneden Ayrılış
Peygamber Efendimiz (asm) süt annenin yanında dördüncü yılını doldurmuş bu arada oldukça gelişmişti. Hazreti Amine Mekke`de Efendiler Efendisinin yollarını gözlüyor, çile dolu hasreti gün geçtikçe büyüyordu. Bir de Efendimiz (asm)`ın etrafında meydana gelen bir takım hadiseler Halime ile kocasını derin derin düşündürmüş; eninde sonunda Efendimiz (asm)`ı Mekke`ye götürmeye karar vermişlerdi. Gönülleri bu kararın tersini söylüyordu fakat, Efendimiz (asm)`ın başına kötü bir şey gelme ihtimali onları bu kararı kabule mecbur etmişti.
Beni Sa`d yurdundan yola düştüler. Mekke`ye yolculukları sona erdiğinde gece olmuştu. Şehre girdiklerinde etraf karanlıktı. Etraflarına bakına bakına ilerliyorlardı. Efendimiz (asm) bir an için gözden kayboldu. Karanlıktı zaten, göz gözü görmüyordu. Yürekler ağıza gelmiş, korku kat be kat çoğalmıştı. Efendiler Efendisi`ni bulmak için heryere baktılar ama hiçbir yerde bulamadılar.
Keder içinde Abdülmuttalib`in kapısına geldiler. Efendimiz (asm)`ın dedesini durumdan haberdar ettiler. Abdulmuttalib`in gönlüne bir kaya parçası çökmüştü adeta. Hemen torunun aramaya koyuldu. Heryere bakıyor, heryeri yokluyordu.
Bu arama esnasında iki kişi Abdülmuttalib`in yanına geldiler. Karanlıktan yüzleri seçilmiyordu. Yaklaştıkça yaklaştılar. Yanlarında bir de çocuk vardı. Yüzleri seçilebilecek kadar yaklaştıklarında yanlarındaki çocuğun Efendimiz (asm) olduğunu gördü. Üzerinden tonlarca yük kalkmıştı. Nihayet rahat bir nefes alabilmişti.
Efendimiz (asm)`ın yanındaki iki kişi ise Varaka bin Nevfel ile bir dostu idi. Abdulmuttalib sevinçle torununu yüreğine bastı. Elinden tutup Beytullaha götürdü. Beraberce tavafta bulunup oradan Hazreti Amine`nin evine gittiler.
Efendiler Efendisi annesine kavuşmuş, hasret ateşiyle yüreği parelenen annesinin gözlerinde; sevinç ve mutluluk tomurcuklanmıştı. Sütanne Halime de Beni Sa`d yurduna geri dönmüştü. Hazreti Amine yüreğinin ferahlığına erişirken, Halime`nin yüreğinden bir parça kopuyordu. Hazreti Amine sevinç gözyaşlarını Efendimiz (asm)`ın yollarına sererken, Halime`nin gözleri ayrılığın acısıyla ıslanıyordu. Hicranın sinesinden bir parça hüzün, Halime`nin gönlünü kuşatmış, kendi elleriyle getirdiği Efendiler Efendisi`nden ayrılmanın ızdırabını yol boyunca tatmıştı.
Efendimiz (asm) sütanneden ayrılırken dört yaşını bitirmiş, beş yaşına girmişti. Dünya gözüyle bir kez dahi görmediği babasının yokluğu büyümüştü içinde. Hazreti Amine, Hazreti Abdullah`ın yokluğunu belli etmemek için elinden geleni yapıyordu elbette ve bu hasretin bir nebze dinmesi için yakın bir zamanda Medine`ye bir yolculuk yapılacaktı.
Yusuf Toprak