M. ERKAN YAVUZ- İSTANBUL
Partiler referandum çalışmalarını sürdürüyor. ‘Cumhurbaşkanlığı Sistemi` için ‘Evet` ve ‘Hayır` diyenler meydanlarda vatandaşa hitap ediyor. Bu süreçte kullanılacak dile dikkat edilmesi gerektiği uyarısında bulunan HÜDA PAR Kurucu Genel Başkanı Hüseyin Yılmaz, “Şayet partiler “Evet” veya “Hayır” kararını ölüm kalım meselesi olarak, varlık ve yokluk savaşı gibi görürlerse bu da tabi haliyle toplumda gerginliğe sebep olur. Nihayetinde referandumdan sonra da bir arada yaşayacağız. Referandum öncesi oluşabilecek gerginlik ve toplumsal kutuplaşmaya sebebiyet verecek nedenlerden kaçınmak gerekir” dedi.
“TOPLUMSAL KUTUPLAŞMAYA SEBEBİYET VERİLMEMELİ”
Yapılacak olan şeyin bir ölüm kalım meselesi olmadığını, sadece bir referandum olduğuna dikkat çeken Yılmaz, “Bir defa burada sadece bir referandum yapılacaktır. Yani ülke burada savaşa girmiyor. Partilerin meydanlarda kullandığı dile çok dikkat etmesi gerekir. Şayet partiler “Evet” veya “Hayır” kararını ölüm kalım meselesi olarak, varlık ve yokluk savaşı gibi görürlerse bu da tabi haliyle toplumda gerginliğe sebep olur. Nihayetinde referandumdan sonra da bir arada yaşayacağız. ‘Evet` ve ‘hayır` diyenler aynı binayı, aynı evi, aynı otobüsü ve aynı işi paylaşmaya devam edecek. Seçim sonrasını düşünerek hareket etmek gerekir. Referandum öncesi oluşabilecek gerginlik ve toplumsal kutuplaşmaya sebebiyet verecek nedenlerden kaçınmak gerekir. Burada en önemli noktalardan biri de ahlaki ilkelere dikkat etmek olacaktır. Siyasi Rakiplerini yenmek için bazen ahlaki değerlerin dışına da çıkıldığını görüyoruz, maalesef” ifadelerini kullandı.
“TOPLUMU İKİ KAMPA BÖLMEK ÇOK TEHLİKELİDİR”
“Muhalefet veya iktidar, yani Evet`i sahiplenen iktidar, Hayır`ı sahiplenen muhalefet meydanlarda kullanacakları dile dikkat etmelidir.” Şeklinde konuşan Yılmaz, “Sonuçta her iki kararı verenin de farklı gerekçeleri vardır mutlaka. Örnek olarak verirsek bir Saadet Partisi`nin hayır demesi ile CHP`nin, HDP/PKK`nın hayır demesi arasında ciddi farklar vardır. Hatta evet diyenler bile aynı gerekçelerle bu kararı vermiyor. Hepsinin kendilerine göre farklı sebepleri vardır. Burada ortak paydalar olabilir ama gerekçeler faklı olabiliyor. Toplumu iki kampa bölmek çok tehlikelidir, risklidir kesinlikle olmaması gereken bir durumdur. Nitekim siyasilerin bir kısmı da bunun farkına vardı. Kampanya yürütürken de buna dikkat edeceklerini ifade ediyorlar. Fakat özellikle sosyal medyaya baktığımız zaman bunu göremiyoruz. Dolayısıyla Türkiye burada sadece bir referanduma gidiyor, savaşa değil. Buna bütün siyasi partilerin ve vatandaşların dikkat etmesi lazım. Genelde tansiyonu yükselten, gerilimi artıran sözler ve davranışlar da sandıkta gerilimi artırana olumsuz olarak geri dönüyor” şeklinde konuştu.
“KAMPLAŞMA İÇERİSİNDE YER ALMAYACAĞIZ”
Parti olarak böyle bir tehlike gördüklerinden dolayı miting yapmama kararı aldıklarını aktaran Yılmaz son olarak şunları söyledi: “Burada evet kararı alırken kamplaşma içerisinde yer almayacağımızı da deklare ettik. Çünkü bu meseleye bir ölüm kalım mücadelesi olarak bakılıyor. Referandumdan evet kararı çıksa bile mevcut hükümet yola devam edecek. Hayır kararı çıksa da mevcut hükümet devam edecek. Anayasa değişikliğinin gerek komisyonda gerek meclis genel kurulunda görüşülmesi esnasında gerginlikler yaşanmış ve görmek istemediğimiz görüntüler ortaya çıkmıştı. Anayasa değişikliğinin meclis safhası geride kalmış, işin asıl sahibi olan halkın sözünü söylemesine sıra gelmiştir. Bizler komisyonda ve meclis genel kurulunda ortaya çıkan görüntülerden rahatsız olduk. Şimdi aynı gerginliğin yeniden oluşturulmaya çalışılmasını da yanlış bulduğumuzu ifade etmeliyim. Herkes halkın tercihine saygı göstermeli, hiç kimse kendisi gibi düşünmeyenleri vatan haini olarak suçlama hakkını kendinde görmemelidir. ‘Evet` diyenlerin de ‘hayır` diyenlerin de her birinin farklı gerekçelerinin olabileceğini göz ardı etmemek gerekir.”