M. Erkan Yavuz /Emrah Deniz / M. Hüseyin Temel / Doğruhaber

“Ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması” anayasada güvence altına alınmışken, aile kurumunun altına yerleştirilmiş adeta bir bomba haline gelen evlilik ve eğlence programlarının TV`lerde boy gösteriyor olması büyük tepkilere neden oluyor. Binlerce kişinin şikâyetine rağmen RTÜK, bu konuda sadece cüzi para cezaları veriyor ve programlara bir yaptırım konusunda gerekli adımı atmıyor. RTÜK`ten umudunu kesen vatandaşlar TBMM`yi dilekçe yağmuruna tuttu. TBMM`ye evlilik programlarıyla ilgili şikâyet dilekçesi yağması üzerine meclis harekete geçti. TBMM`de, evlilik ve izdivaç programlarının aile kurumuna olumsuz etkilerini araştırmak, incelemek üzere alt komisyon kuruldu. Kurulan alt komisyona ilişkin açıklamada bulunan, TBMM Dilekçe Komisyonu Başkanı AK Parti İstanbul Milletvekili Belma Satır, komisyona, televizyon kanallarındaki evlilik programlarına ilişkin çok sayıda şikâyet dilekçesi geldiğini söyledi.


TBMM Dilekçe Komisyonu Başkanı AK Parti İstanbul Milletvekili Belma Satır

BU TÜR PROGRAMLAR AİLE BÜTÜNLÜĞÜNÜ BOZUYOR

Hemen hemen bütün özel kanallarda evlilik ve izdivaç programlarının, izlenme oranlarının en yüksek olduğu saatlerde birkaç saat yayınlandığına dikkati çeken Satır, "Televizyonlardaki evlilik ve izdivaç programlarında aile bütünlüğünü bozan unsurlar var. Hukuka, kadın haklarına ve ahlaka aykırı yayınlar var. Meclise ulaşan dilekçelerle bu konuda inceleme yapma zarureti doğdu." dedi.

"GENÇ KIZLARIN, MANAVDAN PORTAKAL ALINIR GİBİ SEÇİLDİKLERİNİ GÖRÜYORUZ"

Satır, kendilerine ulaşan dilekçelerde, izdivaç programlarına evli olduğu halde katılan kişilerin dahi olduğu yönünde bilgiler bulunduğunu belirterek, "Hasta olanların, ruh sağlığı tedavisi gören insanların aylarca programlara devam ettiğini görüyoruz. Üç genç kızın, genç kızların, bir kayınvalide ve damat adayı karşısında manavdan portakal alınır gibi seçildiklerini, aşağılandıklarını görüyoruz. İşin garibi bu kızların da bunlara tepki, cevap vermediğini üzülerek görüyoruz." diye konuştu.

PROGRAMLARDA KAVGA VE ŞİDDET EKSİK OLMUYOR

Aile ve evlilik birlikteliğinin sevgi, karşılıklı saygı, muhabbet, özveri ve medeni ilişkileri içermesi gerektiğini vurgulayan Belma Satır, evlilik programlarında ise kavganın hiç eksik olmadığını, insanların birbirini aşağıladığını, eksikliklerini ortaya çıkardığını, fiziksel müdahaleye varan şiddet görüntülerinin yaşandığını söyledi. Evlilik ve izdivaç programlarına yönelik toplumda ciddi bir infial oluştuğunu, Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun (RTÜK) televizyon kanallarına verdiği cezalara rağmen ticari kaygılarla bu programların devam ettiğini ifade eden Satır, bazı şirketlerin de aile kurumunu bozan unsurlar içeren bu programlara sponsor olmasını eleştirdi.

OLUMSUZ ETKİLERİ ARAŞTIRILACAK

TBMM Aile Bütünlüğünün Korunması Araştırma Komisyonunun konuyla ilgili araştırma yaptığını ve hazırladığı raporla RTÜK'e, medya kuruluşlarına, Adalet Bakanlığına ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına önerilerde bulunduğunu anımsatan Satır, TBMM Dilekçe Komisyonu bünyesinde kurulan alt komisyonda ise sadece evlilik ve izdivaç programlarının aile kurumuna olumsuz etkilerinin araştırılıp inceleneceğini söyledi.

KAMUOYU BASKISI OLUŞTURMAK LAZIM

Satır, "Evlilik ve izdivaç programlarının aile kurumuna olumsuz etkilerine yönelik kamuoyu baskısı oluşturmak lazım, özel sektörün, televizyon kanallarının kendisine çekidüzen vermesini sağlamak lazım ve bazı şeylerin karşılığının para olmadığının herkes tarafından bilinmesi lazım." diye konuştu. Erkeklerin de bu programlardan şikâyetçi olduğunu ifade eden Satır, TBMM Dilekçe Komisyonundaki erkek üyelerin alt komisyona katılmak için talepte bulunduklarını kaydetti. TBMM Dilekçe Komisyonu bünyesinde kurulan, evlilik ve izdivaç programlarının aile kurumuna olumsuz etkileri araştırma ve inceleme alt komisyonunda AK Parti Gaziantep Milletvekili Canan Candemir Çelik, AK Parti Yalova Milletvekili Fikri Demirel ve CHP Çanakkale Milletvekili Bülent Öz görev yapacak.

"Evlilik programları toplumun ahlakının bozulmasına sebep oluyor"

Halkın tepkisine neden olan evlilik programlarıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Diyarbakır İl Müftüsü Burhan İşliyen, toplumun ahlakını bozmaya sebep olan programların izlenilmemesi gerektiğini belirtti.


Diyarbakır İl Müftüsü Burhan İşliyen

Bazı televizyon kanallarında yayımlanan evlilik programlarının toplum üzerindeki zararlı etkilerini değerlendiren Diyarbakır İl Müftüsü Burhan İşliyen, insanları olumsuz etkileyen TV programların yayınlanmaması için gerekli tedbirlerin alınması gerektiğini belirterek, 'aile saati' oluşturmayı tavsiye etti. İşliyen, toplum değerleriyle örtüşmeyen TV programlarının izlenilmemesi gerektiğini belirterek, televizyonları bir süreliğine kapatıp 'aile saati' oluşturmalarını bu saatte de Kur'an-ı Kerim ve Hz Muhammed'in hayatını okunmasını tavsiye etti.

İZLEDİKLERİMİZ KONUSUNDA ÇOK SEÇİCİ OLMALIYIZ

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Türkiye genelinde Cuma Hutbelerinde evlilik programlarının gündeme geldiğini hatırlatan İşliyen, toplumun ahlakını, örfünü, inancını hedef alan programların izlenilmemesi gerektiğini söyledi. İşliyen, "Biz ülke olarak çok televizyon izleyen ve internette çok zaman geçiren bir toplumuz.  Az okuyup çok izleyen bir toplum olduğumuzdan dolayı izlediklerimiz, dinlediklerimiz, takip ettiklerimiz konusunda çok seçici olmamız gerekiyor. Bu meselenin programı yapanlar ve izleyenler bakımdan iki ayağı vardır. TV programı yapanlar her şeyden önce toplumun ahlakını, inancını, geleneğini, âdetini, örfünü ve toplumun gitmek istediği yeri dikkate alarak programları geliştirmelidirler." dedi. 

"CİNSELLİĞİ, ŞİDDETİ ÖNCELEYEN FİLM VE DİZİLER YAPILMAMALIDIR"

İşliyen, "Evlilik programları, cinselliği ön plana çıkaran programlar, şiddeti önceleyen film ve diziler kesinlikle yapılmamalıdır. Bu tür programların izlenmemesi için elimizden gelen gayreti göstermeliyiz. Bazen bu toplum mühendisliği olarak da yapılıyor. Bir dönem ‘Şaban` ismini konu alan filmler çok yapılırdı. Daha çok alay edilen, toplumda 'geri zekâlı' şeklinde canlandırılan bir karakter tarafından bu ismi kullananlar çok olmuştu. Her şeyden önce insanımız bu tür programları izlememeli, itibar etmemelidir. İzlenmediği zaman da bunlar gündemden kalkacaktır diye umut ediyoruz." ifadelerini kullandı.