İnsanın saadetinin Allahu Teala`yı bilmekte olduğu nereden anlaşılır diye sorulursa cevabında deriz ki, bu şöyle anlaşılır; Herşeyin saadetinin o şeyin lezzet ve rahatında olduğunu herkes bilir. Herşeyin lezzeti ise tabiatının çektiği taraftır. Herşeyin tabi muktezası yaratıldığı şey içindir. Bunun içindir ki, insan bilmediği şeye karşı, yaratılış icabı merak ve ilgi duyar. Bu ilgi o şeyi bilmek istemesidir. Kalbin lezzetinin, işlerin hakikatini bilmekte olduğunu anladıktan sonra bilmek ne kadar büyük ve kıymetli şeylerde olursa o kadar kıymetli olacağını da bilmek lazımdır. Bütün varlıkların onunla şereflendiği varlıktan, Allahu Teala`dan daha şerefli varlık yoktur. Bütün alemlerin Âmir`i ve Mâlik`i O`dur. Alemde akılları durduran herşey O`nun sanatının eseridir. O halde bundan daha şerefli hiçbir marifet yoktur ve bu yaratılış icabıdır.