Muhammed Yararlı / Doğruhaber

İnsanlar, bir çözüm bulma ihtiyaç ve beklentisiyle dert ve problemlerini kendisine yakın ve samimi gördüğü birileriyle paylaşırlar. İslam davetçileri kendilerine güvenip dert ve sıkıntılarını anlatan muhataplarını dinlemeli ve bu konuda sorumluluklarını yerine getirmelidir.

İslami açıdan sorumluluk; Kişinin yaptığı ve yapması gerektiği halde yapmadığı işlerin hesabını vermesi ve bunlardan dolayı hesaba çekilmesidir.  İslâm, bütün Müslümanların Allah`ın emrettiği tüm işlerden sorumlu olduğunu bildirmiştir. İslam davetçileri de Allah emrettiği için davet ve tebliğ çalışmalarını üzerlerine almış ve ilgilendikleri kişilerle ilgili sorumluluğu kabul etmişlerdir. Dolayısıyla ahiret hayatında bu kişilerle ilgili yaptıkları ve yapmaları gerektiği halde yapmadıkları bütün görev ve sorumluluklardan sorguya çekileceklerdir. İşte bizim Sorumluluk ve Sahiplenmeden kast ettiğimiz, İslam davetçilerinin ilgilendikleri kişilere karşı bu sorumluluklarının farkında olmaları, bütün gayretleriyle bu sorumluluklarını en iyi şekilde yerine getirmek için çalışmaları ve her durumda ilgilendikleri kişileri yalnız bırakmamaları, onları sürekli sahiplenmeleridir.

Bu durumu Peygamber Efendimiz şöyle açıklar:

“Her biriniz bir idarecisiniz ve idareniz altındakilerden sorumlusunuz: Devlet adamı bir idarecidir ve halkından sorumludur; erkek, ailesinin idarecisidir ve onları gözetmekten sorumludur; kadın, kocasının evinin muhafızıdır ve bundan sorumludur; hizmetçi efendisinin malının bekçisidir ve bundan sorumludur. Her biriniz bir idarecisiniz ve idarenizdekilerden sorumlusunuz " (Buhari)

Bütün bu anlatılanlardan sonra davetçi, davet ettiği kişiye karşı mesuliyetini çok iyi kavramalıdır. Bu konuda kendi kendini hesaba çekmelidir. Çünkü sorumluluk sahibi olmak hem vebal hem de ağır bir yüktür.

İslam davetçileri bilmelidirler ki iyilik ve güzelliğe davet etmediği takdirde, Hakkı tavsiye etmemesi durumunda, mesul olduğu bir akrabasının, bir aile efradının maddi-manevi bütün eksikliklerinden, yaptığı bütün yanlış ve günahlardan, içinde bulunduğu problem ve sıkıntılardan aynı zamanda kendileri de sorumludurlar. Cenab-ı Allah hesap gününde bu konuda mesuliyet sahibi olan herkesi hesaba çekecektir. Davetçi bu bilinçle davette daha titiz davranmalıdır. Madem davetçinin bir mesuliyeti vardır. O hâlde her ne olursa olsun, o mesuliyetin gerekliliklerini hakkıyla yerine getirmek ve bu konuda elinden gelen bütün gayret ve çabayı sarf etmelidir.