Münih Güvenlik Konferansı`nda bu yıl Türkiye`de yaşanan gelişmeler de masada. Konferans öncesi hazırlanan raporda 2017`nin önemli aktörlerinden biri olarak ayrı bir bölüm ayrılan Türkiye için, konferansın ilk günü bir toplantı da düzenlendi. “Türkiye`nin bölgedeki rolü” konulu toplantıda Milli Savunma Bakanı Fikri Işık ve eski CIA Direktörü David Petraeus da konuşmacıydı. Petraeus'un adı, Flynn`in istifasından sonra adı Trump`ın Ulusal Güvenlik Danışmanı adayları arasında geçiyor.
“Obama yönetiminden kaynaklanan boşluğu Rusya çok iyi doldurdu”
Türkiye`nin son dönemde özellikle Suriye konusunda Rusya ile yaptığı işbirliği konusunun da tartışıldığı oturumda Işık, ABD`den beklenen adımların gelmemesi üzerine Rusya`nın bölgede önem kazandığını söyledi:
“Batı`nın zamanında atması gereken adımları atmamasından ötürü Rusya ağırlığını artırdı. 2012, 2013`te Suriye`de Türkiye ve ABD`nin ortaklaşa benimsediği kırmızı çizgiler aşıldı. Ancak Obama yönetimi müdahale etmedi. Buradan kaynaklanan boşluğu Rusya çok iyi doldurdu. Rusya bu sayede herkesin dikkate alması gereken bir aktör konumuna geldi.”
Obama döneminde YPG ile yapılması planlanan Rakka operasyonu için son dönemde Washington ve Ankara`nın görüşme trafiği arttı. Bakan Işık, bununla ilgili de “Biz formülümüzü ortaya koyduk, DEAŞ`ı süpürme operasyonunu, Suriyelilerle, DEAŞ`ın evinden yurdundan ettiği Rakkalılarla yapalım, bu konuda Türkiye`nin tecrübesi var” diye konuştu. PYD`ye verilen destek konusunda Batı ülkelerini eleştirdi.
Petraeus: PYD, PKK`nın kuzeni
Flynn`in istifasından sonra adı Trump`ın Ulusal Güvenlik Danışmanı adayları arasında geçen eski CIA Direktörü David Petraeus, Işık`ın eleştirisine yanıt verdi. Bir yandan PYD`nin ABD`nin terör örgütü olarak kabul ettiği PKK`nın kuzeni olduğunu söylerken, bir yandan da IŞİD`e karşı çok iyi mücadele ettiklerini ifade etti.
Rakka operasyonu konusunda ABD ile Türkiye`nin işbirliğine gidebileceğini de sözlerine ekledi.
“Teröre karşı güç birliği bizim için tercih değil, zorunluluk”
Fikri Işık, Trump`ın NATO için kullandığı ‘süresi dolmuş` ifadesinden yola çıkarak NATO`ya duyulan ihtiyacın tartışıldığı bir başka panelde de konuştu. Dünyanın yeni tehditlerle karşı karşıya olduğunu ve terörle mücadelede tüm güçlerin birleşmesi çağrısı yaptı:
“Dünya bugüne kadar olmadığı ölçüde tehditlerle karşı karşıya. Demokratik ülkeler çok fazla tehdit ve sınmayla karşı karşıya kaldı. Geçmişte NATO`nun iki önemli misyonu caydırıcılık ve savunmaydı. Ancak şu anda dünyanın geldiği bu noktada bunlar gerekli ancak yeterli değil. Artık terörle mücadele NATO`nun ana uğraş alanlarından biri olmalı. Terörün küreselleştiği bir dönemde terörle mücadele küreselleşmezse, güçler birleşmezse o zaman teröre boyun eğme durumunda kalabiliriz. NATO misyonunu yitiren değil, ilave misyonlar yüklenmesi gereken bir organizasyon.
Türkiye`nin Savunma Bakanı olarak ben şu anda dünyanın en fazla probleminin bir arada yaşandığı bölgedeyim. Terörle mücadele ediyoruz, hibrid savaşla mücadele ediyoruz, vekâlet savaşıyla mücadele ediyoruz. Bunun yanında siber saldırılarla baş etmek zorundayız. Aynı zamanda kendi savunmamızı güçlü tutmak zorundayız, caydırıcılık özelliğimizi kaybetmemek zorundayız. Hiçbir ülkenin tek başına bu sorunlarla baş etmesinin imkânı yok. Ülkelerin güçlerini birleştirmesi bu açıdan bizim için bir tercih değil, zorunluluk. NATO bu açıdan dünyada tek örnek. NATO`ya ihtiyaç azalmıyor, yeni oluşan tehditler dolayısıyla çok daha fazla artıyor. Uluslararası göçün de olduğu bir dönemde işbirliği artmalı.
Elbette NATO, Soğuk Savaş döneminin yapılanmasından yeni şartların gerektirdiği yapılanmaya doğru evrilmek durumunda. Bu çalışmalar zaten başlatıldı.”
“Taahhütler yerine getirilmedi”
Işık, 15-16 Şubat`ta Brüksel`de yapılan NATO Dışişleri Bakanları toplantısında, birliğin güneyinin korunması için yeni kararlar alındığını söyledi. Ancak daha önce karara varılan güneydoğu sınırı için verilen sözlerin tutulmamasını eleştirdi:
“Biz bu noktada adil külfet paylaşımını kesinlikle bir kenara itemeyiz. Biz de Türkiye olarak üzerimize düşeni yapma gayreti içerisindeyiz. NATO doğuda gösterdiği o önemli işbirliğini güneydoğuda, güneyde de göstermek durumunda. Son Brüksel toplantısında güneye yönelik önemli bir adım atılması kararını aldık. Ancak Türkiye`yi de kapsayan güneydoğuda taahhütlerin yerine getirilmemiş olması bizim için üzücü bir durum.”
“NATO`ya hiçbir zaman bu kadar ihtiyaç duyulmamıştı”
İngiliz Savunma Bakanı Michael Fallon da Aralık`ta Berlin`de bir Pazar yerine yapılan IŞİD saldırısını hatırlatarak “Terör saldırıları sadece ortak güvenliğimize değil, temelini üzerine oturttuğumuz sistemimize bir tehdittir” dedi ve NATO`nun güçlenmesi için atılması gereken adımları sıraladı:
“Tüm NATO ülkeleri yüzde 2`lik savunma harcaması sözüne sadık kalmalıdır. İkinci olarak, NATO`nun stratejik konumdaki komutanlarına daha fazla özerklik ve hareket alanı sağlamalıyız. Üçüncü ve son olarak NATO, kendi sınırları dışında da istikrar sağlamak için bugüne daha uyumlu olmalı. NATO`ya hiçbir zaman bu kadar ihtiyaç duyulmamıştı. Bu da daha sıkı bir birlik gerektiriyor.”
Fransız Savunma Bakanı Jean-Yves Le Drian da “NATO, ilişkilerimizin mihenk taşıdır” dedi:
“NATO`ya tabii ki ihtiyaç duyuyoruz. Artık daha fazla ve çeşitli riskler var. Ortam çok değişken, dolayısıyla güçlü bir zemine ihtiyacımız var. Bu ittifakın nükleer bir ittifak olduğunun altını çizmek istiyorum. NATO, gerektiği zaman adım atabiliyor olmalı çünkü siber tehditler gibi yeni bir alan var. NATO bu konuları yeni ele almaya başladı. Burada üç kriter bizim için önemli, öncelikle askeri faaliyetler ana arterimizdir. Aynı zamanda hep çevik olmamız gerekiyor tepkilerimizde. Son olarak daha fazla mali katkı sağlamalıyız. Bir takım engellerimiz var tabii ki ancak bir şekilde yolu bulunabilir.”
Kaynak: Al Jazeera